İlk zamanlar o kadar da dikkatimi çekmeyen bu kullanış, son zamanlarda fazlasıyla dikkatimi çekmeye başladı.
Kelimeyi kullananı da, karşısındakini de adeta rahatlatan bir kelime, “neyse”.
Kelimeyi kullanan, karşı tarafı daha da fazla rahatsız etmemek amacıyla, adeta konuyu kesme amaçlı kullanıyor, “neyse”yi.
Karşıdaki ise adeta sıkışık bir durumdan kurtuluyor ve normal hayata dönüyor...
Baktım ki çok işe yarar bir kelime, ben de günlük hayatımda ve özellikle de yazılarımda kullanmaya başladım, “neyse”yi.
Özellikle söyleyemeyeceğin hususlarda, bir giriş yaptıktan sonra, “neyse…” deyip, okuyucunun analizine bırakıyorsun olayın gidişatını. Aslında söyleyeceğim çok şey var ama (…) demeye getiriyorsun. Hem böylelikle suç unsuru ifadelerde bulunmamış oluyorsun, hem de “kırıp, dökmüyorsun”.
Allah razı olsun senden baba, bu kelimeyi yeterince kullanarak, benim de zihnimde yer ettirdiğin için.
XXX
Mademki babamın kullandığı bir kelimeden bahsettim, yine onun çok kullandığı ve bana sattığı bir kelimeden daha bahsedeyim: “Hadi ya…”
Bu da karşı tarafı gayrete getiren bir kelime.
Karşıyı dinlerken kullandığında, hem konuya ilginin boyutundaki büyüklüğü gösteriyorsun, hem de şaşkınlığını ifade ediyorsun. Karşıdaki kişi de bir “gaz” ile ya “vallahi” diyerek devam ediyor, ya da ilginden etkilenerek, anlatımına renk katmaya devam ediyor.
Bu arada anlatan sen isen, karşı tarafın “hadi ya” kelimesini duyunca, anlatımda bir bozukluk olmadığını anlıyor ve rahatlayarak devam ediyorsun.
XXX
Bunlar; babamın bana kattığı bilgi ve deneyimlerden sadece ikisi. Allah onu başımızdan eksik etmesin ki deneyimlerini almaya devam edeyim.