“Neşe bu dünyanın her neresinde bulunuyorsa,

Diğer insanların mutluluğunu isteme arzusu oradan gelir,

Ve bu dünyada nerede acı çekiliyorsa,

Sadece kendi mutluluğumuzu isteme arzusu oradan gelir.”

Çünkü karma yasası karşı konulamaz ve şaşmazdır, ne zaman diğerlerine zarar verirsek, kendimize zarar veririz ve ne zaman başkalarına mutluluk verirsek, gelecekteki mutluluğu kendimizde buluruz.

Bu konuda Dalai Lama şöyle der:

Kızgınlık gibi bencilce güdülerinizi denetim altına alır ve diğer insanlara karşı daha nazik ve şefkatli olursanız, bunun en büyük yararı kendinize olur. Ben zaman zaman bencil bilge kişilerin bu şekilde uygulama yapması gerektiğini söylerim. Aptal bencil insanlar her zaman sadece kendilerini düşünürler ve sonuç her zaman olumsuzdur. Bilge bencil insanlar kendilerinden başkalarını da düşünürler, diğerleri­ne ellerinden geldiğince yardım ederler ve bundan kendileri de yarar sağlarlar.

Ne zaman olumlu bir davranış sergilersek, bu iyiliğe doğru ilerleriz; ne zaman olumsuz davranırsak da karanlıkta kalırız ve onu engelleriz. Ve yaşamımızla ve davranışlarımızla onu ifade edemediğimiz zaman da kendimizi sinirli ve mutsuz hissederiz.

O zaman karma, her şeyi kadere bırakan veya önceden kararlaştırılmış bir şey değildir. Karma bizim yaratma ve de­ğişme yeteneğimizdir. O yaratıcıdır, çünkü nasıl davranmamız gerektiğine biz karar verebiliriz. Biz, karar verip değişebiliriz. Gelecek kendi ellerimizde ve kalbimizin ellerindedir.

Buda'nın sözleriyle:

Karma her şeyi bir sanatçı gibi yaratır, Karma bir dansçı gibi yaratır…

Karmayı iş başındayken görmek gerçekten çok mu zor? Sadece yaşamlarımızda şöyle geriye doğru bir bakıp bazı davranışlarımızın yarattığı sonuçları açıkça göremez miyiz? Sinirliyken veya bir başkasını kırdığımızda, bu yaptığımız şey bize yansımıyor mu? Bir burukluk ve kötü bir anıyla kalakalıp, kendimizden nefret etmiyor muyuz?

İşte bu anılar ve bu olumsuz duygular karmadır. Geçmişte yaptığımız konuşmalarımız ve düşüncelerimiz, davranışlarımızın sonuçları, alışkanlık ve korkularımız da karmamızdan kaynaklanır. Eğer davranışlarımızı inceler ve onların gerçekten farkında olursak, davranışlarımızda kendi kendini tekrarlayan bir kalıp olduğunu görürüz. Her ne zaman olumsuz davranışlarda bulunursak, bu acı ve kedere neden olur ve her olumlu davranış da bize sonunda mutluluğu getirir.

Madem ki her şey süreksiz, akıcı ve birbiri ile ilişkili, geleceği kaçınılmaz biçimde değiştirmek için nasıl davranmalı ve düşünmeliyiz. Ölümcül hastalık vb. gibi görünüşte umutsuz ve korkunç olsalar da, tekamül etmek için kullanamayacağımız hiçbir durum yoktur. Ve içten, samimi pişmanlık ve ruhsal uygulamanın temizleyemeyeceği hiçbir günah ve zulüm yoktur.

Diğer tüm varlıkların sonsuz mutluluğa ulaşmasını isteyen ve bu mutluluğu koruyacak şekilde davranan bir iyi kalplilik geliştirin. Nezaketi elden bırakmayın.

Dalai Lama şöyle der: " Aslında karmaşık felsefelere ve tapınaklara hiç gerek yoktur. Beynimiz ve kalbimiz bizim tapınağımız, nezaket ise felsefemizdir. "

Alıntıdır.