Mustafa Seyit Sutüven

Abone Ol


Eh! Görelim Mevlâ neyler? Gelecek zamanlarda Mehmet Çakırtaş'tan, Halil Soyuer'den, Şükrü Tunar'dan, Ömer Bedrettin'den birer yazıda söz etmeyi arzuluyorum.

Mustafa Seyit Sutüven 1908 yılında Edremit'te doğdu.  Dedelerinin Ilgın yöresinden gelip Edremit'e yerleştiği sanılıyor. 1921 yılında Edremit Numune İptidaiyesi'ni (İlkokulunu) bitirdi. Ortaöğrenimini dışarıdan girdiği sınavlarla Balıkesir Lisesinde tamamladı.  "Köylüler Pazarı" adlı Kırtasiye dükkânı açtı. Çeşitli ticari işlerle uğraştı. Şiirle ilgisini kesmedi. 1940-1941 yıllarında Servet-i Fünun, Uyanış, İnsan ve Yeni Ses dergilerinde yayınlanan şiirleriyle ilgi gördü. Ancak, bundan sonra 1950 sonlarına değin sanat çevrelerinde pek görünmedi. 1957'den başlayarak Hisar, Türk Dili, Yeditepe, yeni Ses dergilerinde yeniden şiirleri yayınlandı. Şiirlerinde Yunan mitolojisini kullanımdaki ustalığı ve özgün lirizmi ile dönemin başarılı şairleri arasında yer aldı. Mustafa Seyit Sutüven 14 Ekim 1969 günü İzmir'de öldü. Şiirleri ölümünden sonra 1976 yılında "Bütün Şiirleri" adlı bir kitapta toplandı.

Mustafa Seyit Sutüven, şiirin önceliğinin ahenk olduğuna inanıyordu. Şiir dilini bulabilmek için özel gayret gösterirdi. Bir yandan geleneği önemserken, diğer yandan yeni arayışlar içindeydi. Ahenk temini için çeşitli biçimleri ısrarla denerdi. Kafiyeye önem verirdi. Şiirlerinin çok azı kafiyesizdi.

Diyebiliriz ki, Mustafa Seyit Sutüven, Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin az tanınan, fakat Türk dilini ince bir zevkin süzgecinden geçirerek kullandığı için geniş araştırılması gereken, bir şairdi. Prof. Dr. Mehmet Kaplan, şairin Sutüven adlı şiirini çok âhenkli bulmuş, mısraları teşkil eden seslerin kafiyeleri de takviye ettiğini belirtmişti.

İşte "Sutüven" şiirinin bir bölümü:

Bir kayadan duman duman
On yedi metre atlayan
Dağ kokusuyla yüklü su.

Boşluğa fırlayınca, saç
Düştüğü yerde üç kulaç
Mavi su, ak köpüklü su.

Şi'rin elindesin bugün
Eski masalların bütün
Canlanacak birer birer.

Akhalılar da bir zaman
Şair, ilâhe, kahraman,
Şi'rini burda içtiler.

Hepsi tapardı rengine,
Rastlamamıştı dengine,
Hiçbiri, mor Tesalya'da.

Öyle füsunludur bu yer
Şi'rine borçludur Homer
Çünkü senindir İlyada.

Eski, uzun zamanların,
Tığ gibi kahramanların
Türküsüdür sesin henüz.

..09......"