Misafirperverlik artık bir kültür haline geldi

Misafirperverlik artık otellerle sınırlı değil. Bir kültür haline geldi.

Abone Ol

Son 25 yılda hospitality, bir hizmet sektöründen, bir deneyim, veri, varlık ve anlam endüstrisine dönüştü. Hospitality Awards’ın penceresinden bakınca kazananlar; duyguyu yöneten, tutarlılığı sağlayan ve sürdürülebilir değer yaratanlardır.

Hatırlayın: Büyük gruplar küresel ölçekte büyümeyi hızlandırırken varlık-hafif (asset-light) modele yöneldiler ve gücü mülk sahiplerine geri verdiler. Öncelikleri pazarlama, iletişim ve dağıtım oldu. Operasyonel uzmanlık ise franchise sahiplerine ve yöneticilere kaydı. Grubun gücü sadakat programlarında, iletişimde, yeni markaların ve konseptlerin yaratılmasında ortaya çıkıyordu.

Bu büyük grupların gölgesinde ise yenilikçilik ve girişimcilikle farklılaşmak isteyen yeni filizler boy gösterdi.

Boutique otel, lifestyle, house gibi yeni kavramlar doğdu: Mama Shelter, 25hours, Hoxton, Moxy, Ennismore, Ruby, CitizenM… Sarkaç, güçlü bir kimlik arayışına, kişiselleştirmeye ve tasarım ile mimari üzerinden görsel imzaya doğru yeniden salındı.

Son yıllarda, misafir davranışlarına uyum sağlama çabası hibritleşmeyi hızlandırdı. Covid dönemi, konaklama, çalışma ve eğlence arasındaki keskin sınırları tamamen eritti. Bugün projeler; co-living, co-working, workation, rezidans, otel ve üçüncü mekân modellerinin harmanlandığı hibrit yapılar hâline geliyor.

Aynı zamanda, konaklamaya dair vizyonu birbirinden oldukça farklı iki dünya arasındaki uçurum büyüyor. Geliri yüksek eğlence amaçlı seyahat edenler için oteller artık yalnızca duvarlarla tanımlanmıyor; şef mutfağı, sanat, müzik, spor, moda ve yerel deneyim gibi sahnelenmiş yaşantılarla tanımlanıyor.

Bu kitle için deneyimsel ve hatta dönüşümsel seyahat yeni lüks hâline geldi. İyi yaşam artık sadece dinlenmek demek değil; bütünsel sağlık ekosistemi — beslenme, fitness, uzun ömür, önleyici tıp, inzivalar… Esenlik, yardımcı bir hizmetten çok değer teklifinin merkezine yerleşiyor.

Daha geleneksel, pratikliği duygusallığın önüne koyan müşteriler için ise verimlilik, sadelik ve yerelleşme hâlâ temel arayış. Bu da yeni araçlar, sohbet asistanları, 24/7 chatbot’lar ve gerçek zamanlı kişiselleştirme ile mümkün.

GDS’den mobile uzanan dağıtım devrimi sadakati de dönüştürdü. Dijitalleşme, otelciler için —geç ve bazen sancılı da olsa— operasyonların merkezine oturdu.

Channel management, dinamik fiyatlama ve öngörüsel CRM’in yükselişi veriyi sektörün merkezine yerleştirdi. OTAların kontrolsüz aracılığı ise marjları yeniden tanımladı ve ticari bağımlılığı artırdı.

Gelecek adımla ilgili soru çok: Yapay zekâ ve türevleri sektörü özgürleştirecek mi, yoksa daha mı kısıtlayacak?

Teknolojik yenilik, ekiplerin verimliliğini artırmak ve zaman kazandırmak için öncelik olsa da, sektör insan sermayesinin gerçek fark yaratan unsur olduğunu yeniden keşfediyor. Pandemi, İK baskılarını artırarak iyi liderlik, güçlü kurum kültürü ve esnek kariyer yollarının önemini ortaya koydu.

Hospitality Awards, otel gruplarının değişen önceliklerinin iyi bir göstergesi: Sürekli eğitim, kariyer gelişimi ve işe anlam katma artık hiç olmadığı kadar kritik. Yeteneği elde tutmak, işe almak kadar değerli hâle geliyor.

Yeni nesil yetenekler ve müşteriler, sürdürülebilirliği ve sosyal sorumluluğu birer “pazarlama aksesuarı” olarak değil, toplam performansın ayrılmaz bir parçası olarak görüyor.

ESG politikaları, yatırım stratejilerini belirliyor; finansman, işe alım ve rekabet avantajı üzerinde doğrudan etkili.

Artık misafirperverlik yalnızca “otelcilikle” sınırlı değil; mobilite, perakende, yeme-içme, coworking, sağlık ve dijital dünyaya nüfuz eden bir kültür hâline geldi.