Eskiler daha çok kullanırdı… Yeniler serseri kurşun diye bilir.

Nereden geldiği bilinmeyen, birilerinin yaralanmasına veya ölmesine sebep olan kurşun için kullanır…

Hatta eskiden çok kızdıkları kişiye beddua ederlerdi; kör kurşunlara hedef olasın diye…

Ülkemiz son dönemlerde ne yazık ki kör kurşunlara hedef oldu…

Birçok can sıkıcı, üzücü, hatta kahredici olay yaşanıyor…

Kör kurşun gibi… Faili veya sebebi bilinmiyor, belki de bilinmek istenmiyor…

Kör kurşunda, fail bilinmezse bile birilerini hedef göstermek çok kolaydır; falanca attı dersiniz çıkarsınız işin içinden…

Suçlanan kişi çoğu zaman masum olsa bile derdini anlatana kadar akla karayı seçer.

Şimdi her kör kurşun için bir fail veya sebep gösteriliyor…

Doğru veya yanlış, kimse umursamıyor.

Yeter ki o an için milletin gazı alınsın, birilerine halk öfkesini kussun…

Neredeyse iki hafta olacak, ülke yanıyor.

Terör örgütü PKK yaktı diye halkın öfkesi doruğa çıktı.

Hatta birkaç kişi halk tarafından linç edilmek istendi… Sonradan anlaşıldı ki, linç edilmek istenen kişiler yangın söndürmeye gitmiş…

Teröristler ormanları yakıyor diye faturayı bir yerlere yüklemek çözüm değildir.

Çözüm, ormanları teröristler yakmışsa, faillerini yakalayıp cezasını vermektir.

Terörist veya değil, her kim bir ağaç dalını koparmışsa bedelini ödetmektir.

Ormanları yakan terörist ise halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiği için iki kere cezalandırmaktır…

Kör kurşuna hedef oldu dercesine, teröristler yaktı diyerek işi geçiştirmek çözüm değildir, aksine çözümsüzlüktür, sorunları görmezden gelmektir, suçluları kollamaktır.

Vatandaş olarak şunu sormaya ve öğrenmeye hakkımız var…

Orman yangınları nasıl çıktı veya ormanları kim yaktı?

Gerçekten teröristler yaktıysa kaç terörist yakalandı?

Söylendiği gibi teröristler ormanları yakacağız diye bangır bangır bağırmışlarsa, niçin tedbir alınmadı?

Bakana, “Devletin helikopterleri nerede?” diyen kişi hemen gözaltına alınıyor da ormanları yakan caniler niçin bulunamıyor?

Sadece orman yangını değil, birçok olayın faili bulunamıyor veya sebebi bilinmiyor, öğrenmek için de çaba gösterilmiyor.

Kör kurşunlara hedef olduk…

İşimiz bedduaya kaldı…

*****

Tasmayı boynuma takmam

Karnını doyurmak için yiyecek bir şeyler bulmaya çıkan kurt, gecenin karanlığında sessizce yürüyordu. Çok aç olduğu belliydi. Ayın bedenine vuran ışıklarından nerdeyse kemikleri sayılıyordu. Patikaya doğru ilerlerken; iyi beslendiği her halinden belli olan heybetli ve tüyleri oldukça bakımlı bir köpekle karşılaştı. Onun bu haline imrenen kurt:

- Ne şanslısın! Sana bakacak ve karnını doyuracak insanlar, gece güvenle uyuduğun bir yuvan var. Bu halinden ne kadar da memnun görünüyorsun.

Köpek, kurda doğru merhametli bir bakış atarak bu çelimsiz haline üzüldü.

Köpek; “Yaşadığım yerde yiyecek bulmakta zorluk çekmiyorum, düzenli bir hayatım var” dedi ve ekledi:

- Eğer sen de benim gibi düzenli bir hayat istersen benimle gelebilirsin. İstediğin kadar doyarsın ve kulübemi paylaşırız.

Bu teklifi büyük bir sevinçle karşılayan kurt, köpekle birlikte yola düştü. Geceleri evin korunmasında köpeğe yardım edecek, böylece düzenli kalacak bir yeri ve bol miktarda yiyeceği olacaktı.

Birlikte köpeğin evine doğru yürürlerken kurt, köpeğin parlak tüylerinin arasında bir yara izi gördü ve sordu:

- Boynundaki yara izi nedir? Canın acıyor mu, bu nasıl oldu?

Köpek, umursamaz bir tavırla cevap verdi:

- Önemli bir şey değil. Zincirin tasması yapmış olabilir, acımıyor.

Kurt, büyük bir hayretle sordu:

- Nasıl yani, sen özgür bir hayat sürmüyor musun?

Köpek sıkılarak cevap verdi:

- Aslında sadece gündüzleri zincire bağlanıyorum. Sahibim saldırgan bir köpek olduğumu ve etrafa zarar vereceğimi düşünerek beni bağlıyor. Geceleri ise tasmamı takmıyor, istediğim yere gitmekte özgür oluyorum. Hem bu durum benim için daha iyi. Çünkü akşama kadar dinleniyor, uyuyor ve güçleniyorum. Ardından da karnımı bir güzel doyurup gece görevimi daha iyi bir şekilde yerine getirebiliyorum. Evdeki herkes beni çok seviyor. Evin küçük oğlu benimle oynamaya bayılıyor. Evin hizmetçileri beni besliyor. Bazen de sahibimin tabağından yiyorum.

Bu sırada geriye bile bakmadan karanlıkta kaybolan kurdun arkasından seslendi:

- Nereye gidiyorsun?

Kurt, köpeğe acıyarak cevap verdi:

- Senin adına sevindim, benim tutsak arkadaşım. Tüm yiyecekler, mutlu yuvan ve seni sevdiğini söyleyen o sahipler senin olsun. Ben özgürlüğümü tüm bu şeylerin hiçbirisine değişmem. Ne için olursa olsun, o zinciri boynuma takmayı asla kabul etmem…

Ve yoluna devam eder.

*****                 

TEBESSÜM

Sadık

Adam köpeğini satışa çıkardı. Gelen müşteri sorar:

- Köpeğinizi satın almak istiyorum ama sadık mıdır acaba?

- Hem de fazlasıyla sadık. Size bu konuda yüzde 100 garanti verebilirim.

- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

- Şimdiye kadar 5 kere sattım. Her seferinde de geri geldi.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Her insan yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur.

Voltaire