Yazılarımda izlemeden ve tanık olmaktan bahsetmiştim. Yakın çevremden çok fazla soru geldi. “İzlemek mi?”, “ nasıl izliyoruz anlamadım?”,“ kendimi nasıl izleyeceğim?” Etrafınızda olup biten her şeyi izliyorsunuz. Bir çocuk yolda yürüyor, kuş dala konuyor, yaşlı bir kadın oturuyor… İnsanlar etrafı izlemekle o kadar meşgullerdir ki kendilerini izlemeye zahmet etmezler. İzlemeyle yeni tanışmadınız. Sadece diğer insanlar yerine yüzünüzü eylemlerinize, içsel duygularınıza, dürtülerinize, ruh halinize dönmelisiniz. En sonunda da kendinize.

Öncelikle bedeninizi izleyerek başlayın. Örneğin, küçük eylemler yaparken kendinizi izleyebilirsiniz.

Küçük bir deneme yapalım;

Ayağınızı oynatın ve oynarken ayağınıza bakmayın.

Şimdi tekrar ayağınızı oynatın ve oynarken ayağınızı izleyin.

Ben farkı hissedebiliyorum. Bazılarınız sadece görüyor. Ama zamanla siz de farkı hissedeceksiniz.

Bunun gibi küçük eylemlerle günlük hayatınızda kendinizi izlemeye başladığınızda güçlenirsiniz. Farkındalığınız ve algınız değişir ve zihninizin sizinle oynadığı oyunlar zayıflar, rahatlarsınız.

Zen Budizm’inde oturarak yapılan bir meditasyon vardır. İsmi Zazen. Oturmak demektir. Bazı kaynaklarda veya web de Zen Meditasyonu olarak da görebilirsiniz. Çok yaygın bir meditasyon çeşididir. Geçen hafta sizinle paylaştığım Vipassana ile benzerdir fakat farklı mudra, oturma pozisyonları ve nefes şekilleri barındırır. İlerleyen günlerde sizlerle paylaşacağım. Fakat asıl soru hiçbir şey yapmadan sadece oturabiliyor musunuz? Oturabiliyorsanız zaten meditasyonun en üst seviyesine ulaşmışsınız demektir. Zihninizi tümden boşaltmış, içinize ulaşmışsınız demektir. Yineleyeceğim asıl soru “hiçbir şey yapmadan” oturabiliyor musunuz?

Yanardağın üstünde?

Hiçbir şey yapmadan da oturabilmek için önce içimizdeki ıvır zıvırı boşaltmamız gerekiyor. Ben araç olarak müziği kullanıyorum. Müziğin meditasyonlarda faydasına inanıyorum. Osho’nun da dediği gibi müzik dıştan içe düşerken ahenkli olmamızı sağlıyor. Dolayısıyla müziğin bir varlığı olmalı.

Müzikle yapılan meditasyon örnekleri paylaşmadan önce sizlere ödev vermek istiyorum. Çok sevdiğim bir tekniktir.

Sevdiğiniz bir müziği açın. Kulaklıklarınızı takın. Önce başınızı ve kulaklarınızı hissedin. Kulaklarınızdan giren sese odaklanın. Sonrasında başınızın olmadığını hayal edin. Müziğin içinizde, kalbinizde çaldığını imgeleyin. Titreşimleri kalbinizde hissetmeye çalışın.

Saçma gelmesinden korkarak söylüyorum; ben bu tekniği uygulamadan önce yardımcı olması için yatağımın ucuna başımı kestiğim bir fotoğrafımı asmıştım. Deneyebilirsiniz.

Bu hafta, küçük ama başarması zor iki ödeviniz var. Kendimizi izlemek ve müziğin titreşimlerini kalpten hissetmek.

Müzik dinlerken kendimizi iyi hissederiz. Gürültü varken rahatsız oluruz. Çünkü en derin müzikal biziz.

Osho’nun da dediği gibi “Sen bir enstrümansın ve bu enstrüman olan biteni aksettirir.”