Geç kalmış olmamın özrünü dileyerek, M. Sabri Koz’un hazırladığı, Yapı Kredi Yayınları arısında okuyucu ile buluşan “Kayıp Günlük ve Fon Sadristayn’ın Karısı” kitabından söz etmek istiyorum:
Kitap, bir ithafla başlıyor:
“Erken gitmiş iki gence: Ömer Seyfettin’e, Emre Koz’a.”
Emre Koz, M. Sabri Koz’un on üç yıl önce, 24 Şubat’ta toprağa verdiğimiz, yüreğimizde derin hicran yarası bırakan, henüz otuz dört yaşındaki oğluydu.
M. Sabri Koz’un “sunuş” yazısı “Kayıp Günlük ve Fon Sadristayn’ın Karısı Üzerine Bir Hikâye” başlığını taşıyor. Kapsamlı, sabır, titizlik ve erinmezlik gösteren bir çalışma. Rahmetli Tahir Alangu ve Prof. Dr. Nazım Hikmet Polat’ın Ömer Seyfettin ile ilgili çalışmalarından söz ettikten sonra, yazarın günlükleri hakkında bilgi veriyor. Edebiyatımızda günlük; (ruzname) konusu örnekler ve örneklere rehber olacak dipnotlarla ele alınmış.
Kayıp Günlük ve Fon Sadriştayn’ın Karısı iki bölümden oluşuyor: İlk bölümde, Ömer Seyfettin’in bugüne ulaşan iki günlüğünden biri olan, 1918 yılında tuttuğu defterin çeviri yazısı yer alıyor.
Ömer Seyfettin’in günlüklerinin ilki, Balkan Savaşı sırasında ve esaret altında yazdığı Balkan Savaşı Günlüğüydü. İkincisi ise Defter olarak anılan günlüktü. M. Sabri Koz, “Defter”i açıkladığı nedenlerle, "Kayıp Günlük” olarak anmayı uygun bulmuş. 1918 yılında aralıklarla yazdığı bu günlükte, “Ben şimdiye kadar birçok rûznâmeye başladım. Yalnız birisini tamamladım. O da Balkan Harbi, Yunanistan esirliği esnasında yazdığımdır,” demiş. El yazısı metnin, çevriyazısı ve notlar verilmiş.
Kitabın İkinci Bölümü’nde, Ömer Seyfettin’in el yazısıyla günümüze ulaşan Fon Sadriştayn’ın Karısı, adlı hikâye, yine karşılaştırmalı ve aydınlatıcı dipnotlar eşliğinde okura sunuluyor.
Hikâyenin yer aldığı orijinal defterin çeviri yazısı ve sayfaların tıpkıbasımı, kitabın artı değeri olmuş. Metnin doğru anlaşılması için aslına uygun olarak aktarılması ilke edinilmiş.
Ömer Seyfettin ve M. Sabri Koz hakkında da bilgi vermeyi görev biliyorum:
Ömer Seyfettin Gönen’de doğdu. Babası asker, annesi bir asker kızıydı.
Askeri baytar ve Edirne Askeri İdadisinden sonra 1903’de Harp Okulu’nu bitirmişti. İzmir, Selanik ve Manastır’da görev yaptı. Askeri okullarda öğretmen oldu. 31 Mart Vak’ası’nda Hareket Ordusu subayı olarak İstanbul’a geldi. Askerlikten istifa ederek Selanik’e yerleşti. Balkan Savaşı başlayınca yeniden askere alındı. Yunan ordusuna esir düştü. 17 Aralık 1913’te İstanbul’a döndü. Daha sonra siyasetle uğraştığı için ordudan çıkarıldı. Öğretmenlik yaptı.
Şiir, hikâye, roman, makale, fıkra, mektup, tiyatro, çeviri ve günlük gibi türlerde eserleri ile edebiyatımıza hizmet etmişti. Türkçeciliğin öncülerinden oldu. Sıkıntılar içindeydi. Yazmak, geçimini sağlamak için işi ve yaşam biçimiydi.
11 Mart 1884’de çıktığı hayat yolculuğunu; madde olarak 6 Mart 1920’de, dramatik şekilde bitirdi.
Günün değil, gerçek gönül dostum, arkadaşım, hemşehrim M. Sabri Koz, 1950 yılında Divriği’de doğdu. Öğretmenlik, yöneticilik, halk bilimi çalışmaları, araştırmaları yaptı. Başta Yapı Kredi Yayınları’nda olmak üzere elli yılı aşkın süredir editörlük yapıyor. Çağımızın Ali Emiri Efendisi benzeri, ömrünü yazma ve basma kitaplar arasında geçiriyor. Allah sağlık içinde uzun ömür versin de Arap, Kiril, Rum ve Ermeni harfli arayış, buluş, keşiflerinden nasiplenelim.
Unvan olarak kullanmadığı fahri doktorluğu, makaleleri, sunuş yazıları, ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılar için hazırladığı bildiriler ve onlarca kitabı bulunuyor.