Aydınlanmaya ulaştığı gecenin ikinci yarısında Buda, kendisinin yeniden doğuş bilgisini tamamlayan başka bir çeşit bilgi daha kazandı: neden ve sonucun doğal yasası, karma…

Ve şöyle dedi;

"İnsanlığın bakışının çok ötesinde, saf, ilahi bir gözle, varlıkların nasıl yok olduğunu ve tekrar var olmak üzere geldiklerini gördüm. Yükseği ve alçağı, parlak ve göz alıcı olanla değersiz olanı gördüm ve herkesin kendi karmasına uygun olarak güzel ve uygun ya da acı verici yeniden doğuşlar bulmasını gördüm. "

Karma…

Doğunun karma diye nitelendirdiği, Batının ise kader ya da ilahi takdir olarak yorumladığı, kelime anlamı “eylem” olan kavram.

Karma, sadece kader ya da ilahi takdir olarak yorumlandığında hepimizin kafasında boşluklar oluşuyor. Karmaya dair beni en doyuran tanım ise “Yeniden doğuşun ardındaki gerçek ve onu harekete geçiren güç” ifadesi.

Karma, neden-sonuç ilişkisini görmek ya da yaptığımız eylemlerin ardındaki görünmez güç veya sonrasındaki sonuç olabilir mi?

Muhakkak ki yaptığımız her şeyin bir sonucu olacaktır. Ne düşünürsek, ne söylersek, ne yaparsak, ne düşlersek… Her yaptığımız hareketin, en küçük olanının bile doğurduğu sonuçlar vardır. Her sonuç ise eylemine özeldir…

Her şeyin bir nedeni vardır. Sayısızdır. Olduğu gibi… Çünkü dünya olduğu gibidir. Her neden dallanıp budaklanarak hayatı kaplar. Hesap tutmaya, olayların izini sürmeye gerek yoktur.

Bizler yaptığımız şeyleri zaman zaman unutabiliriz. Fakat yaptığımız eylemler zamanla olgunlaşıp, sonuç olarak bizlere geri dönerler. Hem de bizler nedenleri ile henüz ilişkilendiremeden…

Nedense hareketlerimizin sonuçları genelde gecikir.

Öte yandan,” Karma hayatımızı şekillendirir mi?” diye sorarsanız; hayır...

Karma yalnızca koşulları şekillendirir. Tutumlarınız kendinize aittir. Herkesin sorumluluğu kendi tavrınadır. Nihai olarak, karakteriniz hayatınızı şekillendirir ve karakterinizi de ancak kendiniz şekillendirebilirsiniz.

“Olduğum kişi benim karmamın sonucudur” eğer böyle düşünenler varsa aramızda söylemeliyim ki, sizler ne yazık ki göründüğünüz değilsiniz.

Bizler hiçbir zaman bir kişi olmadık ve olamayacağız da. “Kendinizi yanıltılmış bir birim olarak görmeyi reddedin.”

İyi karma, kötü karma, geçmişten gelen karma vb. Bu kavramları insanların çoğunlukla yanlış yorumladığını, eylemlerine neden ya da bahane bulmak, kendini avutmak için çarpıttığını düşünüyorum.

“Karma beni mükemmelliğe iten güç müdür?” diye soracak olursanız; siz zaten şimdi burada olduğunuz gibi mükemmelsiniz. Mükemmelleştirebilir değil, mükemmel olansınız. Durdurulabilecek değil, isteyince duransınız. İnandığınız şey ne ise, “O” sunuz.

Durup dinlenin. Size dayatılmış fikirleri ve inançları geride bırakın. Sözlerden kurulmuş yapıları, bütün göreli doğruyu, bütün kavranabilir, somut şeyleri kısa süreliğine de olsa terk edin. Yükünüzü bırakıp yolunuzda ilerleyin.

Kendinize olmadığınız gibi olma özgürlüğü tanıyın.