Hiç dikkat ettiniz mi?

Son günlerde kalp krizi geçirerek ölenlerin sayısında artış gözleniyor.

Bizi tıp doktoru veya bu konunun uzmanı değiliz. Sadece önemsediğimizi bu konuda sizi bilgilendirmek istedik. Bu nedenle de derlediğimizi bir yazıyı sizlere paylaşmak istiyoruz:

Kaygı, korku, endişe ya da diğer duygu durum bozukluklarının neticesi olarak ortaya çıkan “GERİLİM/TANSİYON YÜKSELMESİ MESELESİ”nin “sosyal boyutları” benim alanım değil. “Bedensel boyutları” ise bir iç hastalıkları uzmanı olarak yakinen ilgilendiğim ve dikkatle izlediğim önemli bir alan. Bu gerginliğin sağlık açısından en önemli neticelerinden birinin ise “HİPERTANSİYON MESELESİ” olduğu kesin. Detaylar için buyurun.

ŞU bilgi doğru: TANSİYON HEPİMİZDE VAR ve tansiyon denilen, kanımızı bedenimizin en ücra köşelerine kadar ulaştıran o yaşamsal basıncın yokluğunda hayatta kalmamız asla mümkün değil. Eğer tansiyonumuz -yani kanı damarlarımıza pompalayan kalbimizin itici gücü ve o itici güce direnen damarsal elastikiyetimiz olmasa idi- kanımız vücudumuzda dolaşamaz; doku ve organlarımıza oksijen taşıyamaz, ihtiyaç duydukları besinleri -şekeri, yağı, proteini, vitamini, minerali, antioksidanı- götüremezdi. Neticede de damarlarımızda dolaşan kan yer çekiminin etkisiyle ayaklarımıza iner, biz de düşüp kalırdık(!). Kısacası tansiyon meselesinde esas sorun, “tansiyonun varlığı”nda değil, “yüksek olması”ndadır.

Basitçe BÜYÜK TANSİYONUMUZ 12, KÜÇÜK TANSİYONUMUZ 8 CİVARINDA ise -bilelim ki bu değerlerden bir/iki rakamlık düşüşler daha da makbuldür- hiç sorun çıkmaz. Ama eğer büyük tansiyonunuz 13-13.5 hatta 14’ü, küçük tansiyonunuz 8-8.5, özellikle de 9 rakamını geçtiğinde bir dizi problem başlar. Zira vücudunuzda dolaşan kanın fazla basınçlı olması -HİPERTANSİYON- maalesef sonu ölüme kadar varabilecek birçok hastalığın tetikçisi, kötü yaşlanmanın sinsi bir yol arkadaşı, sağlıksız hayatın kötü bir habercisidir.

NORMALDE kan basıncı değeriniz 12/8’dir. Yani büyük tansiyonunuz 12, küçük tansiyonunuz 8 civarındaysa “işler yolunda” demektir. Peki, ya bu değerler yükselmeye başlarsa o zaman ne oluyor?

1. Bu değerler 13.5/8.5 ve biraz üstüne çıktığında
kalp krizi geçirme riskiniz İKİYE KATLANIYOR.

2. Hiçbir şikâyetiniz olmasa yani kendinizi “bomba gibi(!)” hissetseniz bile eğer tansiyonunuz uzunca bir süre 15.5/9.5 ve üzerinde seyreder ise kalp krizi geçirme riskiniz DÖRT KATI ARTIYOR.

3. Diyelim ki yine hiçbir sağlık sorununuz yok, maşallah aslanlar gibisiniz(!) ama böyle bir durumda bile tansiyonunuz 17.5/10.5’lara çıkarsa bilmelisiniz ki siz onu ister ciddiye alın, ister almayın kalp krizi geçirme riskiniz anında SEKİZ KATINA FIRLAYIVERİYOR.

ŞUNU iyi bilelim: Hipertansiyon problemi düşündüğümüzden çok daha yaygın bir sağlık problemidir. Ve yine iyi bilelim ki hipertansiyon da en az obezite ve diyabet gibi giderek salgın haline dönüşme eğiliminde olan son derece mühim bir “iyi hayat ve iyi yaşlanma” tehdididir. Rakamlara gelince... Rakamlar ülkemizde her 3 yetişkinden birinde -en iyi ihtimalle her 4 yetişkinden birinde- hipertansiyon sorunu olduğunu göstermektedir.

HİPERTANSİYONUN varlığını anlamanın bir tek yolu var: TANSİYONU ÖLÇMEK. Eğer yaşınız 50’nin üzerindeyse ve imkânınız varsa evinizde basit bir kan basıncı ölçme cihazı bulundurmaya çalışın. Bunu özellikle “fazla kilolu, diyabetli, bel çevresi geniş, horlama veya uyku apnesi sorunu olan, gut hastalığı belirlenen, karaciğer yağlanması saptanan, kolesterolü ve trigliseridi yüksek bulunan” biriyseniz ve hele bir de “ailenizde hipertansiyon öykünüz” varsa lütfen ihmal etmeyin. Eğer böyle bir imkânınız yoksa sağlıklı bile olsanız 40’lı yaşlara merhaba dediğiniz günden itibaren yılda en az 2-3 defa tansiyonunuzu ölçtürüp değerlerinizi bir kenara not ediniz. 40 yaşın altında 25 yaş sonrasında herkesin yılda en az bir kez kan basıncını ölçtürmesi lazım. Bana sorarsanız yaş rakamlarını daha da küçültün ve çocuklarınızın bile tansiyonunu yılda bir kez kontrol ettirin.

ŞUNU unutmayın: Tansiyonun yaşa bağlı yükselmesi de normal bir durum değildir. Kan basıncımız, yaşımız ne olursa olsun 12/8 civarında seyretmelidir. Peki, bu rakam yükselirse ve o yükseklik uzun süre devam ederse ne olur?

1. KALP KRİZİ geçirme riskimiz artar.

2. BEYİN KRİZİ/FELÇLER ile karşılaşma ihtimalimiz yükselir.

3. BÖBREK YETMEZLİĞİ tetiklenir, böbrek fonksiyonları sinsice bozulmaya başlar.

4. KALP YETMEZLİĞİ, hipertansiyonun en sık görülen sonuçlarından biri olarak kabul edilir.

5. BELLEK SORUNLARI hipertansiyonlularda daha erken gelişir. Tansiyon büyüdükçe, bellek küçülür.

6. GÖZ KANAMALARI, özellikle retina problemleri de hipertansiyonlularda beklenenden daha sık ve daha yaygın bir problemdir.

7.
KALP RİTMİ BOZUKLUKLARININ da hipertansiyonlularda daha yaygın olduğunu bir kenara not edin.

8. KRONİK NÖROLOJİK BOZUKLUKLAR, mesela PARKİNSON hastalığı ve benzeri sorunlara da hipertansiyonlularda daha sık rastlanır.