Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu direksiyon öğretmeni Arzu Akpınar Kır. Tam 22 yıldır büyük bir özveri ile adayları usta bir sürücü yapmaya çalışan Arzu Akpınar Kır, işine aşık bir kadın. Büyük bir özveri ve sabır isteyen işini anlatırken, dünyanın en güzel işi bu diyor. 4 abisi ve 1 babası olmak üzere evde 5 sürücü ile yaşayan Arzu Akpınar Kır'ın sürücü kursu hocalığı yapmasına da şaşıran olmamış elbette. Çocukluğundan beri tuttuğunu koparan Kır, 22 yıldır sokakların tozunu attırmayı da ihmal etmiyor. Bana da araç kullanmayı öğreten Arzu hocamla birlikte Büyükçekmece'de keyifli bir mekanda söyleştik.

Direksiyon öğretmeni olmaya nasıl karar verdiniz?

"1989 tarihinde benim kendime ait tuhafiye ve parfümeri dükkânım vardı. Onu işletiyordum. 1 baba ve 4 abi ile büyümüş biri olarak 18 yaşımdan itibaren araç kullanıyordum. Yanımda çalışan elemanlarımın bana araç kullanmayı öğret ısrarlarına dayanamadım ve onlar benim ilk öğrencilerim oldu. Onların öğrenme isteğinin benim de öğretmenliğe ilk adım atışım olduğunu sonradan anladım. Daha sonra onlar arkadaşlarına, yakınlarına beni anlatmış. Böyle talepler artmaya başlayınca ben de 1994'de dükkânımı kapattım ve sürücü kursunda direksiyon öğretmeni olarak çalışmaya başladım."

Bu süreç nasıl işledi peki?

"Bizim zamanımızda lise mezunları da ders verebiliyordu. Şimdi lisans mezunu olma koşulu getirildi ve görev tanımımız direksiyon öğretmenliği oldu. Ben de o dönem eğitimlere katıldıktan sonra 3 sınava tabi tutuldum. O sınavları geçtikten sonra da bir yıl boyunca bir sürücü kursunda stajyer olarak çalıştım. Staj sonrası tekrar hizmet içi eğitim sınavına girdim. 1995 tarihinden bu yana da direksiyon öğretmeni olarak çalışmaktayım."

Hocam, trafikte kadın sürücü olmak desem neler söylersiniz?

"Trafikte kadın olmanın elbette zorlukları da bulunuyor. Belki hemcinslerim bana kızacak ama kendilerini hazır hissetmeden trafiğe çıkmasınlar. Bu çok önemli. Bir de şöyle bir gerçek var. Biz aileler çocuklarımızı en baştan güdümlüyoruz. Kız çocuğunun eline oyuncak olarak bebek, erkek çocuğunun eline ise araba veriyoruz. Biz aslında bu yolu farkında olmadan çocuklarımıza çiziyoruz.
Ben tam 32 senedir aktif olarak araç kullanıyorum. Ehliyet, sadece araç kullanım için bir izin belgesidir. Aracı ehliyet değil, şahsın kendisini kullanacaktır. Bizler, adaydan istenilen şeyleri adaya ezberletiyoruz. Ve bu eğitim elbette adayın sorunsuz bir şekilde araç kullanabilmesi için yeterli değil. Tecrübe anlatılmaz. Ya yaşanır ya da yaşattırılır. Biz de verdiğimiz dersler ile tecrübeyi ona yaşatmaya çalışıyoruz.

Son olarak da kişi, kendini hazır hissetmeden asla trafiğe çıkmamalıdır. O koltuk aynı zamanda kul hakkıdır. O sürücü koltuğu hem sizin hem de başkalarının canına ve malına saygıyı gerektirir."

Kadınlar kötü araç kullanır algısının son dönemlerde yıkıldığını görüyoruz. Siz de bu düşünceye katılıyor musunuz?

"Evet, kesinlikle katılıyorum. Bunu trafikteki kadın sayısının artmasından da anlayabiliriz. Eskiden bir kadının araç kullanması ayıp sayılırdı. O dönemlerde toplum önyargılıydı. Bu tabu da yıkıldı. Eskiden lüks sayılabilecek durumlar artık ihtiyaç halini almaya başladı. Araç gerçekten çok önemli ve her kapının önünde mutlaka olmalı. Acil durumlarda hayat kurtarıcı rolü var.

Trafikte başınıza gelen ilginç bir olay ya da sınav esnasında yaşadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

"Tabi. Genelde ben kursun aracıyla trafikte olduğum için beni öğrenci zannediyorlar. Ve de üzerime gelerek beni korkutmaya çalışıyorlar. Bu çok kez başıma geldi. Benim usta bir sürücü olduğumu anladıklarında da elleriyle selam veriyorlar, geri vites yapıyorlar. Bu durum beni çok güldürüyor."

Hocam, peki sınav esnasında öğrenciler acemi olduğu için can güvenliğinizin tehlikede olduğunu düşünüyor musunuz?

"Eğitim araçları bu noktada epey donanımlı. Hocalarımız da öyle. Sağ tarafta da pedal ve fren bulunuyor. Burada eğiticiye de büyük iş düşüyor. Adayın her daim güvenini taze tutmalısınız. Eğitici ya da komisyon üyesi her an tetikte olmalı.

Sınav esnasında başınıza üzücü bir olay geldi mi?

"Maalesef bundan beş yıl önce bu şekilde bir olay yaşadım. O dönemlerde bizler önde oturuyorduk. Öğrenci de kendini bu şekilde güvende hissediyordu. O sene direksiyon öğretmeni arkada, komisyon üyesi önde oturacak kuralı getirildi. Bu değişikliğin yeni yapıldığı zaman durumu çok iyi olan bir öğrencimle sınavdaydık. Keskin ve dar bir dönüşte 2. vitesle geçmeye çalışan öğrencim, refüje çıkarak durabildi. Direğe çarptık. Yaralı olmadı ancak maddi hasar meydana geldi. Sınav esnasında öğrenciyi uyarmamız yasak olduğu için müdahale edemedik. Öndeki hoca da müdahale edemeyince kaza meydana geldi. Öğrenci de sınavdan kalmıştı. Sınav esnasında önemli olan diğer bir kural da heyecanı paniğe dönüştürmemek. İşte bu durumda tehlike de kaçınılmaz oluyor.

Hocam, peki panik olmamak için ne yapmak gerekiyor?

"Heyecanı kontrol etmek ve paniğe dönüştürmemek için yapmamız gereken şey, düşünerek hareket etmek. Bir anda karar vermemek gerekiyor. El ve ayak koordinasyonu bir süre sonra pratikleşiyor zaten. Unutmamalıyız ki yeteneksiz insan yoktur. Yetenekleri dışa çıkartma süreci herkeste farklı işler. Kimi insan yeteneğini çok kısa sürede dışa vurur kimisinde ise bu süreç daha uzun zaman alır. Bizim yaptığımız ise, insanlara yetenek kazandırmak.

Mesela çoğu erkek sürücü bana hep şunu söyler: Ben hiç senin kadar iyi kadın sürücü görmedim. Demek ki yeteneğim bu yöne çevrilmiş. Herkesin yeteneklerini ortaya çıkarma süresi aynı şekilde işlemez. Kendinizi asla küçümsemeyin. İsteyin yeter ki başarı mutlaka gelecektir.

Öğrencilerin de çok merak ettiği başka bir soru ile devam edelim hocam. 2017'nin başında ehliyet sınav sistemi yeniden değişti. Bu değişikliğin artıları ve eksileri neler?

"Yeni sınav sistemi eskiye oranla epey değişiklik içeriyor. Elbette, eleştirilmesi gereken tarafları da var. Mesela, 2016 yılında adaylara sınav esnasında ani fren yaptırılıyordu ki bunun bence olması gerekiyor. Kişinin önüne seyir halinde iken aniden kişi ya da bir hayvan çıkarsa onun ani refleksini ölçüyor. Aniden sarsıntılı bir şekilde adayın durması gerekiyor. 2017 yılında da iki duba arasında park etmenin yanında bir de L şeklinde park etme müfredata girdi. L park da geri geri gidip bir sokağa girme manevranızı ölçüyor.

Sınavlarda bir diğer durum da öğrencinin geçip geçmediğine karar verirken totale (genele) değil, lokale (kısmi) bakılması. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Örneğin, öğrenci tüm etapları başarı ile geçtikten sonra istop ettirdi diye kalmamalı. Öğrenciye iki kez istop hakkı veriliyor. Kalan her öğrenci için de 240 TL sınav harcı getirdi. 4 kez kalıp dosyasını yakarsa da eğer yeniden dosya açtırmak için ödemesi gereken ücret 1.200 TL. Bu da adaya ciddi bir maddi külfet sağlıyor.

2017'de gelen diğer bir değişiklik de dileyen kişilerin otomatik vites ehliyeti alabilmeleri. Ancak burada da kural şu: Eğer, otomatik araç ehliyeti alırsanız asla manuel araç kullanamazsınız. Manuel alırsanız otomatik kullanabilirsiniz.

En son gelen değişiklik de şu. Öğrenci iki duba arasına park ederken, arkada oturan usta öğretici ve komisyon üyesi dışarı çıkarak adayı izliyor.

Erkek egemen bir iş dünyasında başarılı bir kadın olarak nasıl tutundunuz? Kadın erkek ayrımcılığına maruz kaldınız mı?

"Evet, iş dünyası erkek egemen. Ancak, bizim sektörde son dönemlerde ehliyet alan kadın sayısında oldukça artış gözükmeye başladı. Kadın hocalarda da aynı şekilde artış görünmesi beni mutu ediyor.

Elbette, kadın erkek ayrımcılığına maruz kaldım. Erkeklerin yaptığı çoğu işi ben tek başıma yaptım. Hayattaki felsefem şudur. Bir şeyi doğru yaptığına inanıyorsan, seni hiçbir şey yıkamaz. Bunun adı kararlılıktır. Kararlıysan seni kimse yıkamaz."

Biraz da ülkemizin gerçeklerinden konuşalım hocam. Kadına şiddet, taciz ve tecavüz olayları son dönemlerde oldukça arttı. Bu tarz olayların sosyal medya ile mi artış gösterdi?

"Eskiden her şey bu kadar göz önünde yaşanmıyordu. Sosyal medya ile de görünülürlüğünün arttığını söyleyebiliriz elbette. Ve kadınların artık sesleri daha gür çıkıyor. Daha fazla haklarını aramaya başladılar. Bu da tabi erkeklere geri adım attırıyor. Kadın, ne kadar dik durabilirse ve güçlü olabilirse, işte o zaman karşısında kimse duramaz.

Kadınların çalışma hayatında daha aktif bir şekilde yer alabilmesi için neler yapılmalı?

"Eşlerin çalışmak isteyen kadınlara destek olmaları gerekiyor. Kadınlar benim egemenliğim altındadır algısı artık yok olmalı. Kadın maddi yönden güçsüz olsun istiyorlar. Yıl olmuş 2017, hala güçlü kadınlardan korkuyorlar.

Kadınlar, artık her işi yapabiliyor. Taksi şoförlüğü olsun, vatmanlık olsun. Kadınlar yeter ki istesin, inanın her işi başarır."