İstihbarat savaşları
Salman Abedi'nin babası Ramazan Abedi'nin, MI6 hesabına çalışmak üzere Libya'ya döndüğünü ve El Kaide'nin yerel kolu olan Libya İslami Mücadele Grubu'na katıldığını yazmıştık. Örgüt GICL olarak rumuzlandırılıyordu Libya'da ve "ilgili" ülkelerde. Türkiye'nin hiç gündemine dahi gelmemiş bir örgüt bu. İngiliz istihbaratı MI6'nın, 1990'lı yıllarda bu örgüte Muammer Kaddafi'yi öldürmek için 100 bin İngiliz Sterlini vermiş, operasyon başarısız olmuştu.
Örgütün lideri Abdülhakim Belhac'ın üzerinde duralım biraz.
* * *
Eski İspanya Başbakanı, yani Medeniyetler İttifakı'nın (Büyük Ortadoğu Projesi) diğer eşbaşkanı José Maria Aznar'a göre Abdülhakim Belhac, 11 Mart 2004'teki Madrid saldırısına katılan bir isim. Belhac, Malezya'ya kaçar ama orada CIA tarafından yakalanır. Yakalanması gizli tutulur. İşin tuhaf yanı, Abdülhakim Belhac, Malezya'da Libyalı ya da ABD'li görevliler tarafından değil ama MI6 ajanları tarafından işkenceli sorgulardan geçirilir. MI6 ajanları, 1990'lı yıllardaki operasyonun boşa çıkmasının nedenlerinin peşindedir aynı zamanda. Çünkü, operasyonu yönetenler istifa etmek zorunda kalmıştır. MI6, ihanete uğradığını düşünmekte, Abdülhakim Belhac'a işkencede bunu doğrulatmaya çalışmaktadır.
Daha sonra serbest bırakılan Belhac, Libya Savaşı'na kadar Katar'a sürgüne gider. Kaddafi'yi devirmek ve Libya'yı işgal etmek için başlatılan operasyonda Katar Emiri'ne ait bir özel jetle Libya'ya döner ve NATO'yla birlikte yürütülen kara operasyonlarını yönetir. 1990'lı yıllarda GICL'ye karşı mücadeleyi yönetmekle suçladığı General Abdülfettah Yunus'a yönelik suikastı örgütler. General, cihatçıların saflarına katılmasına rağmen... Belhac, Eylül 2011'de NATO tarafından Trablus'un askeri valisi olarak atanır. 2012'de İrlandalı Mehdi el Harati'nin yardımıyla Özgür Suriye Ordusu'nu kurar. O dönemin Özgür Suriye Ordusu ile bugünkü arasında isim benzerliğinin dışında tek bağ vardır: Esad karşıtlığı... O dönem kurulan Özgür Suriye Ordusu'ndan daha sonra El Nusra, Ahrar'uş Şam gibi çok sayıda El Kaide türevi terör örgütü çıktı. Hangi örgütü CIA'nın, hangisini MI6'nın, hangisini Fransız istihbaratının yönettiğini bölgedeki istihbarat örgütleri çok iyi biliyordu. Özgür Suriye Ordusu'nun Türkmen kanadı da, Türkiye'nin gölgesine sığınmıştı.
* * *
Neyse, devam edelim. İrlandalı Mehdi el Harati ile Suriye'de "cihatçı ordu" kuran Abdülhakim Belhac, tekrar Libya'ya döner. 2 Mayıs 2014'te, Quai d'Orsay'de karşılanır. Aralık 2013'te Libya Arap Cemahiriyesi devlet arşivlerinde bir belgeye rastlar. Eski MI6 başkanının bir mektubudur bu belge. Kendisinin Malezya'da yakalanıp işkence yapılmasıyla ilgilidir... Londra'da Birleşik Krallık'a karşı dokuz yıl önce kendisinin kaçırılıp işkence edilmesiyle ilgili yasal girişim başlatır. Bunun üzerine İngiliz gizli servisleri yasadışı bir şekilde avukatlarını dinlemeye alır ve sonunda yaptıkları kayıtları ortadan kaldırmak zorunda kalırlar.
Mısır Başsavcısı Hişam Bereket'e göre Belhac, Mayıs 2015'te IŞİD'in Kuzey Afrika'daki lideri olur. Bu bilgiyi İnterpol de doğrular. Belhac, Libya'da Derna, Sirte ve Sebrata'da IŞİD'e ait üç eğitim kampı kurar. Ekim 2016'da Londra'da bu kez MI6'in eski başkanı Sör Mark Allen aleyhine kaçırılması ve işkence görmesine ilişkin yeni bir yasal süreç daha başlatır.
* * *
Manchester'de patlayan bir bomba, 22 masum İngiliz'in ölümü... Ve "saldırgan" denilen Salman Abedi, babası, onun katıldığı örgüt derken buyrun size "devlet gizli servisi" ve "terör" arasında net bağlantılar.
O bomba, İngiltere'yi ABD'nin IŞİD'le mücadele konseptine yüzde 100 destek vermesi için mi patlatıldı, İngiliz kamuoyunun alınacak kararlar ne olursa olsun destek vermesini sağlamak için mi, NATO'nun IŞİD'le mücadele koalisyona katılmasını hızlandırmak için mi? Yoksa, İngiltere'de yaklaşan seçimlerin sonuçlarını etkilemek için mi?
Brüksel'de yapılan NATO zirvesinde, IŞİD'le mücadele koalisyonuna katılma konusunda hiç çatlak ses çıkmadı. Çünkü Manchester saldırısının dumanı Brüksel semalarında tütüyordu daha...
ABD "yeni hedefimiz IŞİD'i tamamen yok etmek" diyor. Bunu yaparken, Pentagon ve CIA'nın "kirli" ellerinden bölgede kalan parmak izlerini de silmek istiyor. Halep'in Şam yönetimine geçmesinin ardından ortaya çıkan 2 yıl savaşmaya yetecek Bulgar malı silahlar gibi kaç depo daha var Suriye genelinde onlar biliyor çünkü. Hem de, kendi kurdurdukları çimento fabrikasında üretilen çimentoyla yapılmış yeraltı depoları...
Suriye'ye kurulan çimento fabrikası ve IŞİD'e desteğinin hikayesini de bir başka yazıda anlatırız...