VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Uzman Psikolog Müge Olgun, uzaktan eğitimde çocuğun motivasyonunu kaybetmemesi ve başarılı olması için dikkat edilmesi gereken püf noktaları açıkladı. Çocukların arkadaşsız ve hareketsiz kalmalarının büyük bir problem olduğunu vurgulayan Olgun, “Çünkü her çocuk koşmak, oynamak, eğlenmek ister. Kimi zaman ders çalışmak birçok çocuk için sıkıcı olabiliyor. Çocuğun zihni eğlenmeye meyillidir o yüzden evde ders çalışacağı ortamı daha az uyaranın olacağı şekilde organize etmek gerekir” diye konuştu.  

"Bilgisayarın arkası düz bir duvar olsun"

Evin bir köşesinin derslik gibi yapılmasını öneren Olgun, “Evin bir köşesini aynı okuldaki gibi düzenlemek çocuklar için de daha motive edici olacaktır. Bilgisayar, masa çok rahat olmayan bir sandalye bulunsun. Bilgisayarın arkası düz bir duvar olsun. Çocuk ders çalışırken kafasını kaldırdığında dikkatini dağıtacak uyaranlar göremesin. 20 ile 40 dakika arasında çocuğun dikkati yine de dağılacaktır. Çocuğun mola verme zamanı gelmiş demektir. 5-10 dakikalık molasını düzenleyin. ‘Bütün gün ders çalışsın hiç yerinden kalkmasın’ diye bir algının olmaması lazım” ifadelerini kullandı.

"Televizyon izlemeyin, telefonla oynamayın"

Evdeki diğer aile üyelerinin de iş birliğinin çok önemli olduğunu söyleyen Olgun, “Birçok kişi çocuğuna cep telefonu kullanma diyor ama elinden cep telefonu düşmüyor. Çocuklar evde ders çalışırken aile bireyleri televizyon izlemesin, telefon kurcalamasın. Evde çok fazla gürültülü sohbetler etmesin. Mümkünse ebeveyn derste olan çocuğu belli bir yerde gözlemlesin. Bu sırada kitap, gazete okuyabilir, el işi yapabilir. Çocuğun aklının kayması ihtimalinin en düşük olduğu aktiviteleri seçmelidir. Çocuk ‘ben burada ders çalışıyorum, onlar eğleniyor’ demesin. Ders bittikten sonra tüm aile televizyon izleyebilir, sohbet edebilir” dedi.

"Ders sırasında meyve götürmeyin"

Çocuğu dersteyken çok rahatsız etmemeyi tavsiye eden Olgun, “Meyve götürmeyin, ‘nasıl gidiyor’ diye sormayın, önce gözlemleyin. Çocuk mola verdiği zaman meyve veya yemek götürebilirsiniz. Dersteyken meyve götürürseniz tadı ve rengi olan bir uyaran çocuğun dikkatini bozacak, odaklanmakta zorluk çekecek” diye konuştu.

"Çocuğun 4-5 adet yedek maskesi olsun"

Çocukların yeni öğretim yılında maske kullanımı konusuna da değinen Psikolog Olgun, “Artık çocuklar maske takmaya alıştı. Maske çocukların normali olmaya başladı. Ama maskenin çocuğun yüzünde bütün gün kalmasını istiyorsak daha sevimli hala getirmeliyiz. Renkli, şekilli maskeler alabiliriz. Aileler evde de maske üretebilir ya da yaptırabilir. Okullar açıldığında her çocuğun 4-5 adet yedek maskesi olsun. 1-1,5 saatte bir maskeler değişsin” ifadelerini kullandı.

"Çocuğunuzla ödev üzerine konuşu

Birçok çocuğun ödevini yaparken sıkıntı yaşadığını anlatan Müge Olgun, “Böyle durumlarda ailelerin çocuklarını karşılarına alıp sevgi ve şefkat çerçevesinde neden ödev yapmaları gerektiğini, bu ödevlerin onlara nasıl avantajlar sağlayacağını anlatmaları gerekiyor. Eğer çocuğa ‘niye ödev yapmadın’ diye kızarsanız, çocuk da bir yerden sonra duygusal sürecinden dolayı ödev yapmayı iyice bırakacaktır. Her ebeveyn çocuğuna koşulsuz sevgiyi hissettirmelidir” dedi.

Uzaktan eğitimde hiç zorluk yaşamadım”

3’üncü sınıfa geçen  Asya Güzin Yılmaz (8), “2’nci sınıfın son dönemini uzaktan eğitim alarak tamamladım. Güzel geçti ama arkadaşlarım ve sevdiğim öğretmenim yanımda olsaydı daha güzel olurdu. Uzaktan eğitimde hiç zorluk yaşamadım, arkadaşlarım ve öğretmenim yanımda olsa bir de sıralar kurulsaydı neredeyse aynı olacaktı” diye konuştu.  

Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi özledim”

Ders sırasında genelde dikkatinin dağılmadığını belirten Yılmaz, “Ama küçük bir kardeşim var o ses yapabiliyor, televizyon izlemek istiyor o beni biraz etkiliyor. Ders sırasında odanın kapısını kapatıyorum. Matematik dersini çok seviyorum, ödevimi yaparken de eğleniyorum. Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi özledim, yüzlerini sadece bilgisayardan görüyorum. Okula giderken yanıma kolonya alacağım, maske takacağım. Arkadaşlarımla sosyal mesafemi koruyarak çok yaklaşmamaya çalışacağım. Sık sık ellerimi yıkayacağım” diye konuştu.

Özel bir bankada çalışan anne Gülseren Yılmaz da pandemi sürecinde evden çalıştığını söyledi. Yılmaz, “Pandemi sürecini çocuğa korkutmadan anlattık. Eğitimlerin televizyon üzerinden devam edeceğini söyledik. Asya, okula gidiyormuş gibi saatinde kalktı, okulda nasılsa ders saatleri evde de aynısını uyguladık. Kafası karışmasın, uyum sağlasın diye birebir okul ortamını oluşturamasak bile kurallara uymaya çalıştık. 4,5 yaşında erkek çocuğumuz da var. Asya dersteyken onu yanımda tuttum. Ben çalışmıyorsam müsaitsem, kızımla beraber dersi dinledim. İşlenen konunun takibini yaptım ve çocuğumu destekledim” ifadelerini kullandı.

Ders sırasında çocuğa müdahale etmiyoruz”

Yılmaz, “Ders sırasında televizyon izlerken oyun ortamı ve gürültü olmadı. Derse konsantre oldu, bitirdikten sonra tekrar yaptı. Ders sırasında çocuğa müdahale etmiyoruz, kendisi yorulduğunda veya sıkıldığında yanımıza geliyor. Belli bir süre gelmezse ara vermesini ben istiyorum” dedi.

Eğitimciler güzel anlattı”

Uzaktan eğitime geçildiğinde önce Asya’yı gözlemlediklerini anlatan baba Fatih Yılmaz ise, “Milli Eğitim Bakanlığı’na da teşekkür ediyorum hem eğitimi tasarladı hem de eğitimcileri çok beğendim, güzel anlatıyorlardı. Uzaktan eğitim sırasında çocukla birlikte derslere katılmaya çalıştık. Çocuk, dersi ekrandan dinlerken veya kitap okurken aileden birisinin yanında olmasını istiyor. 21 Eylül’den sonra ne olacağını bilmiyoruz, uzaktan eğitime devam edersek ona göre planlamalarımızı da yaptık” diye konuştu.