Avrupa Futbol Federasyonları Birliği'nin beş yıldızlı statları arasında yer alan, bulunduğu konumla ülkemizde futbolun oynanmaya ve yayılmaya başladığı zamanlardan günümüze birçok müsabakaya ev sahipliği yapmış bir stat; Şükrü Saraçoğlu...

1900'lerin başında "Papazın Çayırı" ismiyle Moda ve civarında oturan İngiliz ve Rum gençlerin maç yaptıkları alanın 1908 yılında Union Clup tarafından kiralanmasıyla Union Sahası olarak tanındı. 1915 yılında Union Clup adını İttihad Kulübü'ne dönüştürünce sahanın ismi de haliyle değiştirildi. Bu dönemde 100 kişilik küçük tribünü ile hizmet veren stat, 1924'de Taksim Stadı'nın açılmasıyla önemini kaybetti.

1929 yılında Fenerbahçe Spor Kulübüne kiralanarak adı Fenerbahçe Stadı olarak değiştirildi ve günümüzde hala Fenerbahçelilerin mabedi olarak hizmet vermeye devam etmekte.

1962 yılında 70 yıllık kullanma hakkı karşılığında Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne devredilişinden üç yıl sonra yıkılan stat 17 yıl sonra 19 Eylül 1982'de Fenerbahçe-Altay maçı ile hizmete açıldı ve Fenerbahçe Camiası için yepyeni bir hikâyenin başlangıcı oldu. Hizmete açıldığı günden bu zamana çıkılan müsabakalar, kazanılan kupalar, stada ayak basan efsane isimler ve unutulmayacak bir sürü anı...

Biz de Şükrü Saraçoğlu Stadyumunu ziyaret ettik. Yıllardır süren ezeli rekabetin kokusunu çektik içimize. Kulaklarımız zafer çığlıklarıyla çınladı, tutkulu taraftarların kaybetseler de kazansalar da sesleri kısılana kadar yaptıkları tezahüratlar, coşkuyla söyledikleri marşlar çalındı sanki etrafta...  Yapılan tur kapsamında takımların soyunma odalarından basın toplantısı salonuna, localarından saha içi yedek kulübelerine kadar statların her bir köşesini adım adım gezdik.

Stadı gezmeye başlarken bizi karşılayan üç büyük efsane; Ogün Altıparmak, Can Bartu ve 2018-2019 sezonuna ismini veren "Ordinaryus"  lakabıyla Lefter Küçükandoniyadis karşılıyor. Kalabalık ve coşku dolu görmeye alışık olduğunuz tribünleri boşken gezdiğimizde başımızı çevirip sahaya bakıyor  "Black Stockings FC" (Siyah Çoraplar FK), "Papazın Çayırı"nı imgeliyoruz zihnimizde.

Müzeye adım attığımızda kulübün kuruluş hikâyesi seriliyor gözlerimizin önüne. Soyunma odasında ise biraz daha günümüze yaklaşıyor, unutulmaz maçların devre aralarında buluyoruz kendimizi. Yedek kulübesine yaklaşıp tribünlerde tezahürat yaptığımız maçları anımsıyoruz. Stadın her bir köşesi bizi adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.

'Sarı Kanarya' nereden geldi?

Fenerbahçe'nin simgesi "Sarı Kanarya" nereden geliyor? İşte cevabı; Ünlü kaleci Cihat Arman 1939 yılında Fenerbahçe'ye transfer oluyor. Dönemin en iyi kalecileri arasında gösterilen Arman, genellikle maçlara sarı formasıyla çıkıyor ve bir maçta 90'a atılan bir topu mükemmel bir hareketle kurtarıyor. Bu kurtarışın ardından taraftarlar ve basın önce uçan kaleci Arman'ı sonrasında ise tüm takımı "Sarı Kanaryalar" olarak anmaya başlıyor ve takımın simgesi "Sarı Kanarya" oluyor.

Unutulmayan maçlar

- 18 Eylül 1985 Bordeaux 2-3 Fenerbahçe (Kader maçı)

- 3 Mayıs 1989 Galatasaray 3-4 Fenerbahçe (3-0'dan unutulmaz dönüş)

- 5 Mayıs 1996 Trabzonspor 1-2 Fenerbahçe (Şampiyonluk maçıI)

- 30 Eylül 1996 Manchester United 0-1 Fenerbahçe (Kırmızı şeytanların 40 yıllık geleneğini bozdu)

- 21 Nisan 2001 Fenerbahçe 4-3 Gaziantepspor (3-0'dan 4-3'e)

- 8 Aralık 2004 Fenerbahçe 3-0 Manchester United (Tuncay Şanlı'nın hat-tricki)

- 4 Mart 2008 Sevilla 3-2 (Volkan'ın kopardığı tur)

- 2 Nisan 2008 Fenerbahçe 2-1 Chelsea (Unutulmaz zafer)

- 6 Kasım 2012 Fenerbahçe 6-0 (Tarihe geçen galibiyet)

Fenerbahçe müzesi

Fenerbahçe Spor Kulübü 111 yıllık başarılarla dolu tarihini Fenerbahçe Müzesi ile taraftarlarıyla buluşturdu. Sturugglers FC'yi 3-1 yenerek 1910 yılında aldığı gümüş işlemeli kupadan günümüze kadar kazanmış olduğu tüm kupalar, şiltler ve plaketler, kuruluş toplantısının mumyalarla canlandırıldığı bölüm, efsanelerin giydiği formalar ve giysiler, Atatürk'ün 3 Mayıs 1918 yılında kulüp ziyaretinde şeref defterini imzaladığı anın mumyalama ile canlandırıldığı bölüm, eski maçların ve videoların gösterildiği bir sinema odası müzede ziyaretçilerini bekliyor.

Haber: Gizem Tarım (İAHA)

Fotoğraf: Oğulcan Derman (İAHA)