İstanbul Gelişim Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Alişan Burak Yaşar’ın yürüttüğü çalışmada, sağlık çalışanları arasında daha uzun süre hastayla birebir temasta olan hemşirelerin, enfekte olma riskinin yüksek olmasından kaynaklı akut stres düzeyinde artış olabileceğini vurgulayan Yaşar, sağlık çalışanlarında koruyucu ekipman bulma zorluğu azaldıkça stres düzeyinde de azalma olduğunu vurguladı.

Salgın hastalıklar, travmaya bağlı bozukluk oluşturabilir

Dr. Öğr. Üyesi Alişan Burak Yaşar, Uzm. Dr. Mehmet Sinan Aydın, Uzm. Dr. Aybeniz Civan Kahve ve Doç. Dr. Yunus Hacimusalar’ın ortaklaşa yürüttüğü çalışmalarda; 387'si sağlık çalışanı, 640'ı sağlık çalışanı olmayan olmak üzere toplam bin 27 kişi üzerinde yapılan çalışmalarla pandeminin ilk aylarında akut stres düzeylerinin belirlenmesi sağlandı.

Covid-19 salgını, sağlık çalışanları için uzun vardiyalar, hastalık riski nedeniyle aile üyelerinden uzak durma ve yoğun stres altında çalışma gibi önemli sonuçlara yol açtığına değinen Dr. Öğr. Üyesi Yaşar şunları söyledi:
“Toplum ve sağlık çalışanları için yaşananlar travmatik açıdan riskli deneyimlerdi. Salgınlar da diğer doğal afetler gibi travmatik faktörler olarak kabul edilir ve travmaya bağlı bozukluklar oluşturabilir. Pandeminin ilk aylarında akut stres semptomları açısından bakıldığında hemşireler, doktorlar ve diğer sağlık personellerine göre en çok etkilenen gruptu’ dedi.

Akut stres düzeyini azaltmada iki faktör önemli rol oynuyor

Hemşirelerin akut stres semptomu düzeylerinin, doktorlar ve diğer sağlık çalışanlarına göre daha yüksek olmasının sebebi olabilecek bir diğer özellik ise; hemşire gruplarında kadın cinsiyetin daha yüksek olması. Kadınların daha yüksek stres semptomları bildirdiğine vurgu yapan Yaşar, akut stres düzeyinde sağlık çalışanlarında iş adaletinin sağlandığı düşüncesi artıkça ve koruyucu ekipman bulma zorluğu azaldıkça akut stres düzeylerinde de azalma olduğunu belirtti.