Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi’nin raporuna göre, 2020’de seyahat sektörünün küresel gelire katkısı bir önceki yıla göre yüzde 49,1 düşerek 4,6 trilyon dolara geriledi. Sektörde çalışan 62 milyon kişi işsiz kalırken, turizmin belkemiğini oluşturan hava taşımacılığında da önemli küçülmeler oldu. 2020’de dünyadaki 22 bin yolcu uçağının 14 bin 400’ü yere inerken, yolcu sayısı da yarı yarıya azalarak 4,6 milyara düştü. Fest Travel Genel Müdürü Zekeriya Şen, turizm sektörünün 2019’daki seviyesine 2025’te ulaşacağını tahmin ettiğini belirtti. Pandeminin ardından farklı mekanlar için temiz fikirler oluşturmak üzere VitrA’nın başlattığı sohbet programına katılan Şen, yükselen kişiye özel deneyim odaklı turizm beklentisini karşılayacak yeni çözümlerin hızla devreye girdiğini, Finlandiya’da kişisel talepler doğrultusunda tasarlanan ve 3 boyutlu yazıcılarla üretilen küçük evlerin turizmde kullanılmaya başlandığını söyledi.

Geçtiğimiz yıl başlayan VitrA ile Temiz Fikirler adlı sohbet programının geçen hafta gerçekleştirilen yayınında, seyahatlerin geleceği konu edildi. Yekta Kopan’ın sunduğu programa, Fest Travel Genel Müdürü Zekeriya Şen’in yanı sıra, havacılık yazarı Tolga Özbek, Pin Mimarlık Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna ve VitrA İnovasyon Direktörü Boğaç Şimşir katıldı. Pandeminin ardından kişiye özel seyahatlere talebin yükseldiğine dikkat çekilirken, havacılık sektörü ve mimarideki değişimlerin de sektöre yeni açılımlar getireceği belirtildi.

Kitlesel turizmin yerini münferit yani kişiye özel gezilere bıraktığını söyleyen Zekeriya Şen, “İnsanlar artık grup bazlı seyahat etmekten çok, az veya öz, ama kendisine özel daha nitelikli geziler yapmak istiyor. Örneğin ben şuraya gitmek istiyorum, şu koşullarda gitmek istiyorum, şunu istiyorum, bunu istemiyorum tarzında yönlendirmelerle kişiye özel seyahatler planlanmaya başladı. Tıpkı bir yapboz gibi farklı istekleri bir araya getirerek, hazır bir kıyafeti almak yerine terziden size özel kıyafet dikmesini istiyorsunuz” dedi.

VitrA Türkiye YouTube hesabından izlenebilen yayına katılan Gazeteci Tolga Özbek, “Havacılık sektörü 11 Eylül 2001’deki saldırılarda çok büyük bir kırılım yaşamıştı ve hayatımıza yeni kurallar girmişti. 20 yıl sonra bugün sektör yine yeni kurallar devreye almak zorunda, aksi halde yaşayamayacak. Dünyadan havacılık otoritelerinin belirlediği önlemler var. Havayolu şirketleri, terminal işletmeleri yeni kuralları devreye alıyor. Bunların bir kısmı kalıcı olacak” dedi.

Havacılık sektöründe enteresan gelişmeler olduğunu belirten Özbek şu ifadeleri kullandı:

“Son dönemde ülkemizde özel iş jetlerine ve helikopter kiralamaya yönelik büyük bir talep var, paylaşım ekonomisi bu sektörde de yaygınlaşıyor. Ömrünü tamamlayan 50 kişilik bölgesel uçaklar, 16 koltuklu iş jetine dönüştürülüyor. İstanbul’dan kalkıp sizi Avustralya’nın uç bir köşesine götürebilecek kadar uzun menzilli iş jetleri tasarlanmaya başladı. Bir yandan ‘first class’ın da ötesinde lüks bir uçuş deneyimi tasarlanırken, ekonomi sınıfında belki de ucuz havayollarının sunduğundan çok daha düşük bir model de önümüzdeki dönemde söz konusu olabilecek.”

Pin Mimarlık Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna, ilk sinyallerini 17’inci yüzyılda veren, 1999 ekonomik kriziyle birlikte insanların daha küçük, az maliyetli ve sürdürülebilir bir evde daha kalıcı ve doğayla içine bir yaşam mümkün olabilir mi arayışıyla birlikte Amerika’da yaygınlaşan ‘tiny house’ akımından bahsetti. Küçüktuna, “11-46 metrekare arası tiny house, 50-100 metrekare arası küçük evler, konteyner evler, çekme karavanlar ve mobil ev denilen bir çözüm daha var. Bill Gates’in hafta sonlarında kaçtığı küçük kabin, ünlü mimar Le Corbusier’in son yıllarını geçirdiği küçük kulübe gibi örnekler de var. Pandemiyle birlikte bu akıma yönelim başladı ve müthiş bir şekilde de artıyor” ifadelerini kullandı.

VitrA’nın dar alanlara yönelik ürünlerinden bahseden İnovasyon Direktörü Boğaç Şimşir ise şu ifadeleri kullandı:

“Evlerimiz çok uzun zamandır küçülüyor. Bu küçülme sırasında, tuvalet ve banyoları doğru planlamak kritik. Burası bir kullan-çık mekanından başka fonksiyonların da yapıldığı bir mekana dönüşüyor. O yüzden küçük mekanlarda nasıl konforlu, ergonomik ve keyifli zaman geçirilebileceğimizi bulmak üzere sürekli yeni ürünler geliştiriyoruz” dedi. Turizmde hijyenin zor bir konu olduğunu söyleyen Şimşir, sözlerine şöyle devam etti: “Başkalarının kullandığı bir tuvaleti kullanıyorsanız, kritik bazı bulaş noktaları var. Bunları çözdüğümüzde bulaş riskini de ortadan kaldıracağız. Bu sebeple ‘temassız teknolojiler’ adını verdiğimiz çözümler geliştirdik. Bulaşı ortadan kaldırmak için, maksimum sağlık faydalarını minimum eforla kullanıcılara verebilmek üzere, taharetinden klozet kapağına, sifonundan armatürüne hiçbir yere dokunmadan kolaylıkla kullanabileceğiniz, siz çıktıktan sonra temizliğini olabildiğince kendi yapan, bakteri ya da patojenlerin çoğalmasını engelleyen teknolojileri de içinde barındıran ürün ve mekanlar geliştiriyoruz.”