İstanbul Anadolu yakasında yerini almış İstanbul Oyuncak müzesi, şair ve yazar Sunay Akın tarafından 23 Nisan 2005 tarihinde, Göztepe'de ailesinden kalma köşkte Türkiye'nin ilk oyuncak müzesi olarak hayat buldu. 

Sunay Akın'ın oyuncak müzesini kurması 20 yıl evvel Almanya'nın Nürnberg kentine yaptığı bir yolculuğa dayanır. Orada bir oyuncak müzesine yaptığı ziyaretten çok etkilenir ve başlar diğer ülkelerdeki oyuncak müzelerini gezmeye. Stockholm, Lizbon, Londra, New York...  Gezilerinin ardından "Neden benim ülkemde oyuncak müzesi yok" der ve İstanbul Oyuncak Müzesini kurar.

OYUNCAKLARIN DİLİ

İstanbul Oyuncak Müzesi'nde her oyuncak farklı bir hikâye anlatır. Anadolu insanlarını anlatan bez bebekler, ilk icatlardan, teknolojik gelişmelere, ilk arabadan, ilk uçağa, süper kahramanlardan, pop yıldızlarına kadar birçok oyuncağı bir arada ama farklı dünyalarda görebilirsiniz. 

Tarihsel süreçlerde yaşanan önemli olaylar bir nevi karikatürize edilircesine oyuncaklara yansıtılarak sunulmuş. Buna uzaya çıkan ilk astronot ve ABD bayrağının dikilmesi gibi daha birçok örnek verilebilir. Ayrıca müzede tarihi eser sayılabilecek eserler ve oyuncaklar da mevcut. 1817 yılından kalma Fransa da yapılan oyuncak keman, 1820 yılından Amerikan yapımı bir bebek, 19.yyın ikinci yarışına ait misketler ve yaklaşık 100 yıllık teneke oyuncaklar bulunmakta. 
Bu müzede her oyuncağın bir hikayesi var. Yüz yıl öncesine kadar taş bebekler, porselen bebekler sadece zengin ailelerin evlerine girebiliyormuş. O bebeklerin saçları da gerçekmiş. Yoksul anneler bebeklerine ekmek, süt alabilmek için bebeklerinin saçlarını kesip satıyorlarmış. Yani burada her oyuncağın bir hikayesi var.

'ÇOCUK OLUYORUM'

Arada sırada da olsa çocukluğuna dönebilmek için müzenin yolunu tutan 67 yaşındaki Necmettin Sarı:

"67 yaşındayım yürümekte zorluk çekiyorum diye eskisi kadar sık gelemiyorum oyuncak müzesine. Üstelik benim evimin bir alt sokağı olmasına rağmen. Buraya ne zaman gelsem 10-15 yaşında bir çocuk oluveriyorum. Gençliğime gidiyor, zamanda yolculuk yapıyorum. Hanım müzeye geldiğimde kendimi yorduğum için bana kızıyor olsa da, bazen ondan kaçıp habersizce geliyorum," 
Sunay Akın tarafından müzeye çevrilen bu büyülü köşk için söylenebilecek tek olumsuzluk müzeyi ziyaret etmek isteyen engelli vatandaşlarımız için imkân sağlamaması. Bu önemli eksikliğin en kısa zamanda giderilmesini umut ediyoruz. 

Kerem Kıray (İAHA)