Beyoğlu' nu Beyoğlu yapan ne o eski düğmeciler, ne korseciler, ne sinemaları, ne de o eski samimiyeti kaldı, hepsi teker teker yok oldu. Eskiden Beyoğlu sokaklarında takım elbiseli kibar beyefendiler, güzel giyimli zarif hanımefendiler yürürlerdi. Şimdi o sokaklar, kalabalığın içinde mahsur kalmış, eski güzelliğini ise o dönemlerde yaşayanların hafızalarında bırakmış. Beyoğlu sokaklarında eski Beyoğlu'nun izlerini ararken Hazzopulo Pasajı'ndan içeriye girdim. Girer girmez daracık bir sokakla karşılaştım. Duvarlar eski, yerler ise arnavut taşları döşeli. Yürümesi zordu bu yolda. İlerledikçe gümüşçüler, oyuncakçılar, hediyelik eşya satan dükkânlar ilişti gözüme. Dar sokağın hemen bitiminde büyük bir avluya çıktım. Sol tarafımda ufak masa ve sandalyelerin olduğu Mustafa Amca'nın çay ocağı vardı. Sağ tarafa döndüğümde de muhteşem bir vitrin gördüm. Gözlerimi şapkalardan alamıyordum. Bir sürü eski şapka vardı vitrinde. Rengârenk, ince ince işlenmişti şapkalar. Kimisi incilerin zarifliğiyle dolu kimisi tüllerin asaletine bürünmüştü. Bu butik Beyoğlu'nu Beyoğlu yapan, eski şapkalı dönemini yaşamış bir hanımefendiye ait. Madam Katia'ya ...

ŞIK GİYİMLİ VE KİBAR 

Madam Katia'nın butiğinden içeri girdiğimde kapının tam karşısında kocaman bir boy aynası vardı. İki yanında da kocaman vitrinler. Vitrinlerin içi Madam Katia'nın şapkalarıyla dolu. Karşımda hafif toplanmış gri renkli saçlı, zarif duruşlu, şık giyimli, kibar bir hanımefendi duruyordu. Narin elleriyle bir kalıp üzerine yerleştirdiği şapka siparişini üretirken mavi gözleriyle beni süzdü.

Merhabalaştık ve sohbetimize başladık. Öncelikle kendisiyle Beyoğlu'nun  şapkalı dönemlerinden konuştuk.

ARTIK GERİ GELMEZ

"O dönemde herkes şapkalı olduğu için Beyoğlu'nda çok şapkacı vardı.  Kumaşçı vardı. Beyoğlu çok başkaydı, bugünkü gibi değildi. Çok değişti... O eski Beyoğlu geri gelmez. Sabah başka şapka takıyorlardı, çaya giderlerken başka şapka takıyorlardı, baloya giderken başka şapka... Ekmek almaya bile giderken şapka takıyorlardı. Şapka takmanın bir ciddiyeti vardı ama şimdi yok, 80'li yıllara kadar vardı. Şimdi düğünler için, diziler için takıyorlar. Yani yapan da çekiniyor giyinmeye. Bakıyorlar 'ne giymiş' diye. Takan da çekiniyor, eline alıyor şapkayı. "

VARSA YABANCIDIR

Şapkalardan bu kadar bahsetmişken merakıma dayanamayarak kendisinin de yaptığı şapkalardan takıp takmadığını sordum.

"Tabii ki takıyorum. Kimse bakar falan diye de umursamıyorum. Çünkü küçüklükten beri şapka takıyorum.''

Bunu duyduktan sonra Madam Katia gibi günümüzde eski tarz şapka takan birileri hala var mıdır diye düşündüm. Bunu en iyi bilecek kişi Madam Katia'ydı. Bana, takan kimseyi görmediğini söyledi. ''Takan varsa da bir iki kişi onlar da yabancılar zaten'' diyor Madam Katia.

Bu cevabı aldıktan sonra üzüldüm. Çünkü günümüzde vintage modası var. Eski kazaklar, pantolonlar, ceketler yoğun ilgi görürken Madam Katia'nın el yapımı, özel ve zarif şapkaları neden ilgi görmesin?

ŞAPKALARI SİPARİŞLE TEK BAŞINA YAPIYOR 

Madam Katia, bütün şapkaları kendisi yapıyor ve başka kimseyle çalışmıyor. Sadece kendisi...  Şapkaları sipariş üzerine yapıyor. Dükkândaki hiçbir şapka satılık değil. Günümüzde eski tarz şapka takan birileri olmayınca şu anki siparişlerinin nasıl olduğunu merak ettim. Madam Katia'nın yüzü asıldı ve şöyle cevapladı:

"Bu dükkân annemden kalma, Madam Eva'dan. Bu dükkân tam 57 senelik. Annem 18 yaşında burayı aldı, o öldükten sonra da ben devraldım. Elbette, eskiden çok yoğundu siparişler. Şimdi nikâh için, dönem dizileri için veya gelinler için şapkalar tasarlıyorum.''

Dönem dizileri demişken. Hangi dizilere şapkalar yaptınız?

"Hangi dizide şapka gördüyseniz benimdir. Öyle Bir Geçer Zamanki gibi dönem dizilerinde benim şapkalarım vardır.''

KALİTELİ MALZEME YOK 

Bir yandan mor renkli bir şapka üzerine beyaz, parlak incileri tek tek işlerken bir yandan da sorularımı cevaplıyordu Madam Katia. İşlediği şapkanın kumaşı yumuşacıktı ve kaliteli olduğu belliydi. Kumaşlarını yurtdışından alıyormuş Madam Katia. Burada bir kurdele bile bulamıyormuş. "Burada kaliteli malzeme yok'' diyor. Tüm malzemelerini yılda bir iki defa yurtdışına çıkarak Avrupa'dan alıyormuş. Peki burada olmayan bu kadar güzel kumaşlar neydi? Ya da bir şapka için kullanılan en iyi kumaş nedir?

"Eskiden en çok Şantuk saten, kadifeler kullanılırdı. Şimdi yok öyle. Yalnız kışlık fötr kumaştan- kaşe gibi olanlardan- yapılıyor şapkalar.''

Bir şapkanın kumaşına, tülüne böylesine önem veren Madam Katia işini o kadar severek yapıyor ki şapkanın üzerine bir tül koymak istediğinde bile bütün detaylarını düşünüp öyle dikiyor. Bütün şapkaları kendi tasarlıyor, hepsi kendi emeği. Yapımı çok zor olduğu için ve makine işi değil de el emeği olduğundan bu özel şapkaların fiyatları 200 lirayla 1000 lira arasında değişiyor. Kendi elleriyle yaptığı şapkalarla bu işte tek olan Madam Katia'nın zarif şapkalarını merak edenlerin uğramaları gereken yer; Hazzopulo Pasajı.

Haber: Sebahat Çağla Kara(İAHA)
Fotoğraf: Ayşe Sema Sayar(İAHA)