İstanbul'un kadim semti Kurtuluş, bir zamanlar Rum nüfusunun yoğunlukla yaşadığı semtlerin başında geliyordu. Şimdilerdeyse semtin nüfusunun önemli bir bölümünü Doğu, Güneydoğu ve Afrika kökenli göçmenler oluşturuyor. İstanbul'a biraz merak sahibiyseniz "Kurtuluş" dendi mi akla bir de "Tatavla"nın geldiğini bilirsiniz. Geçmişin anılarını bir sünger gibi emen semtin sokaklarında süpermarketler, her yanı sarmış fast food yemek salonları ve Kurtuluş son Durak'ın hiç bitmeyen kalabalığının homurtusu arasında Tatavla'dan izler arıyoruz. 

Yeni yükselen binalardan yayılan boya kokusunun eski binalardan yükselen rutubet kokusuna karıştığı Kurtuluş'un dar sokaklarındayız. Yüzyıl başında nüfusunun tamamı Rum olan semtte sokak isimleri de Rumcaymış. Aya Tanaş, Papayanni, Hristo, Aya Kiryaki, Polidefkos, Hıristodulos, Kalipso, Lazari, Hacı Yanako, Fotika...  Şimdilerdeyse bu isimlerin yerini Türkçe isimler almış. 

USUL USUL DEĞİŞİYOR

Kurtuluş son durakta Aya Dimitri Kilisesi'ndeyiz. Karşımızda Aya Tanaş Aya Dimitri Aya Lefter Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dimitri Zotos oturuyor. Dimitri Zotos'a "Kurtuluş eskiden nasıldı, şimdi nasıl?" diye soruyoruz. Yüzünü hafif bir tebessüm kaplıyor. "Eskiden Kurtuluş'ta doğan Kurtuluş'ta ölürdü ama şimdi öyle değil" diyor. 25 yıldır yaşadığı semtin usul usul değişen kimliğini anlatmaya başlıyor. 

Kurtuluş bugün hala en çok Rum cemaatinin oturduğu semtlerden. Kilise yönetimine göre bugün semtte yaklaşık 400-450 civarında Rum oturuyor. "Özellikle 1955'teki 6-7 Eylül olaylarından sonra Balat ve Fener çevresinde çok büyük zararlar oldu. Oradaki insanların çoğu buraya geldi. Sebebi yine Kurtuluşta çok fazla Rum olmasıydı."

'DENİZDE DAMLA OLDUK'

Kurtuluşluların zihinlerinden silemedikleri bir Tatavla var. Tıpkı otomobil tamircisi Yani Usta gibi. Yani Payayorgiu bugün Kurtuluş'ta bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azalan Rum esnaftan biri. 
"Şu an Kurtuluş'ta oturanların çoğu Doğulu'dur. Burada eskiden Rumlar otururdu.  Şu an bulunduğumuz Baysungur Sokak'ta Ermeniler otururdu. O kadar çoktular ki neredeyse ben bile Ermenice öğrenecektim. Ama şimdi bu sokakta Türkçe bile duyamıyorum."
Eskiden esnaf komşularının olduğunu ama hepsinin bir bir gittiğini belirten Payayorgiu, "Biz denizde bir damla oldu artık. 6-7 Eylül olaylarında ise 6 yaşındaydım. Babam sürekli Rumca konuşma diye tembihlerdi" diyor.

PASKALYA ÇÖREĞİ TONLARCA SATILIR

Kurtuluş Nazar Pastanesi'ni müdavimleri bilir. Profiterolleriyle ünlü pastanenin sahibi Rize'nin Çayeli ilçesinden küçük sayılabilecek bir yaşta gelip kurtuluşa yerleşmiş. 

"Ben geldiğimde Kurtuluş çok farklı bir semtti. İnsanlar farklı, çevre farklı, her şey farklıydı. İnsanlar burada pek Türkçe konuşmuyordu. Çoğunlukla Rumlar vardı. Güzel bir yerdi burası. Bugün İstanbul'un birçok semtinde paskalya çöreğinden iki tane satamazsın ama bir yılbaşında Kurtuluş'ta tonlarca satarsın" diyerek anlatıyor semtin farkını Rizeli pastaneci.
Fotoğraf sanatçısı Aleksi Petridi semtin değişimini bir sanatçı duyarlılığıyla anlatıyor. "Biz sadece Kurtuluş'u değil, İstanbul'umuzu, birbirimize olan sevgimizi, saygımızı da kaybettik" diyerek eskiye ait anılarını gözleri dalarak anlatıyor.
Bir ucunun sonsuzluğa indiği Kurtuluş'un dar sokaklarında ilerliyoruz. Art arda yaslanmış apartmanların pencere kenarlarında dizilmiş siklamen ve açelyalar sokağın ziyaretçilerine göz kırpıyor. Kimler yürümemiş ki zamanında bu kokaklarda... 

Semra Dursun-Sinan Daşpınar (İAHA)