Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun 2020 yılı raporuna göre 300 kadın öldürüldü, 171 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. 2021 yılının ocak ayında ise 23 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin en çok yakınları tarafından uygulandığına vurgu yapan İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Zeynep Banu Dalaman, pandemi döneminde de aile içi şiddetin arttığına dikkat çekti. Şiddet gören kadının psikolojisinin sağlıklı olmadığını ve ne yapacağını bilemediğini belirten Dalaman, şiddeti körükleyen şeyin tanıkların susması olduğunu ifade etti.

Kültürel kodların değişmesi gerekiyor

Şiddetin artmasına sebep olan şeylerin başında tanıkların olduğunu dile getiren Dalaman, “Kız kardeşiniz şiddet görüyor, siz de genelde ona ‘aman sus, sesini çıkarma’ tavsiyesinde bulunuyorsunuz. Şiddete tanık olanın, bunu sertifikalaması gerekiyor. Şiddeti gören kadının psikolojisi rahat olmayabilir, ne yapacağına karar veremeyecek durumda olabilir. Mutlaka aile şiddet birimlerini, 183’ü arayıp bildirmeleri şart ama o bildiremiyorsa onun yanındakilerin bizzat arayıp şiddeti göstereni şikayet etmeleri lazım. Tanıklık çok önemli. Tanıkların ‘bana dokunmasın, bana da bulaşır’ mantığından çıkmaları lazım. Burada aile içi şiddet ve ailede tanıklık ettiği şiddetle büyüyen çocukların kazanılması çok önemli. Bununla çocuklarımızı şiddetten uzak yetiştirerek, kadının erkeğe şiddet uygulamasının normal olmadığı bir aile yapısını öne çıkarıp kültürel kodlarımızı değiştirirsek bazı şeyler dönüşebilir. Biri şiddet görürken, öbürü seyrediyorsa bir şeyler değişmez” diye konuştu.

Pandemi kadın istihdamını etkiledi

Özellikle pandemi döneminde kadın istihdamı ile ilgili her şeyin birbirine karıştığını söyleyen Dalaman, “İstihdamla ilgili kadınların yabancılaştıklarını görüyoruz. Kadınların işleri çok arttı. Bunu kendimden bile örnek verebilirim. Ev içi işle, çocukların dersleri, kendi yaptığımız işler, ek işler, hobiler, zaman kavramı hepsi birbirine karıştı. Özle ve kamusal alanda yaptığımız her harekete aslında yabancılaştık” dedi.

Pandemide kadına yönelik şiddet arttı

Dalaman, dünyanın her yerinde pandemi sürecinde aile içi şiddetin arttığını belirterek, “Eskiden 1 birim olan şey, şimdi 10 birim oldu. Özellikle evde geçimle ilgili sıkıntı olduğu için erkekler kadınlara daha çok sıkıntı yaratıyorlar. ‘Git yardım al, eve ekmek getir’ tarzında şiddetin de fazla olduğunu duyuyoruz. 2020 yılında 300 kadın öldürüldü. 300

ölümün sadece 3 tanesinin failleri bilinmiyor. Kalanı yakınları tarafından öldürülmüş. Bu durum cins kırıma giriyor” ifadelerini kullandı.

Cinayetler cins kırım boyutuna ulaşıyor

Kadın cinayetlerinin ‘cins kırım’ boyutuna ulaştığına dikkat çeken Dalaman, “Cins kırımın 3 farklı boyutu var. Birincisi ceninken kız çocuklarının öldürülmesiyle başlıyor bu da genelde nüfus planlanmasını tek çocuk ve o tek çocuğun erkek olması politikasını yürüten Çin’de görülüyor, cinsiyete dayalı kürtaj yapılıyor. İkinci boyut olan kız çocuklarının bebekken öldürülenleri de daha çok evlenirken çeyizi kadınların yapması geleneğini sürdüren Hindistan’da görüyoruz. Hindistan’da binlerce kayıp, bizzat aileleri tarafından terk edilen kız bebek vakaları var. Üçüncü boyut olan kadın cinayetlerinde ‘Kadın eğer ölüyorsa hak ediyordur’ mantığının değişmesi lazım. Hafifletici sebepler, sahte tanıklarla yasaların uygulanmadığını görüyoruz. Bu da cins kırımın bir başka versiyonu oluyor. Kadın cinayetlerinin olduktan sonra faillerin hafifletici sebeplerle az ceza alması ve yasaların uygulanmamasının tipik örneği de Türkiye. Kadın cinayetleri, yasaların zamanında uygulanmasıyla önlenir. 6284 sayılı yasayı, İstanbul Sözleşmesi’ni düzgün uygularsak bunlar caydırıcı olacaktır” diye konuştu.

Kadın politika yapıcıların ön plana çıkması gerekiyor

4 Mart Perşembe günü başlayıp 3 gün sürecek online ‘Kent Konseyleri Kadın Meclisleri Tarama Çalıştayı’ düzenleyeceklerini dile getiren Dalaman, çalıştay hakkında da şu bilgileri paylaştı:

“Bu çalıştay Türkiye’de bir ilk olacak, hedefimiz bunun bir kongre haline gelmesi. Kent Konseyleri Türkiye’yi demokratikleşme ve kent hakkı konularında ön plana getiren bir projeydi. Son dönemde kent konseylerinin kentte yaşayanların sorunlarını dile getiren bir mekanizma olarak önemini yitirdiğini görüyoruz. 2030 yılında Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin öne çıkabileceği konulardan bir tanesi Kent Konseyleri. Kadın meclislerinin kent konseylerinin yapısı içinde çok önemli bir yeri olduğunu görüyoruz. Kadınların Türkiye’de politika yapıcı olarak kadın meclislerinde önemli bir görevi üstlendiğini görüyoruz. Bu maalesef siyasetçiler tarafından görülmeyen bir mekanizma. Buradan siyasete aktarılabilecek çok fazla kadının olduğunu görüyoruz ve bu çalıştay da bunu hedefliyor. Kadın politika yapıcıların daha görünür hale gelmesi hedefiyle sorunlara nasıl baktıklarını tarayacağız.”

Çalıştay, 04-05-06 Mart tarihlerinde Türkiye Kent Konseyleri Birliği Youtube hesabından 10:00-18:00 saatlerinde canlı olarak yayınlanacak.