Son yıllarda yaşanan kuraklıktan etkilenen İstanbul’un su seviyesi alarm veriyor. Son 10 yılın en kurak dönemini geçiren İstanbullular'ın bir iki aylık suyu kaldı. Armatür Derneği Başkanı Gökhan Turhan, “Suyun petrolden daha önemli olacağı günler artık çok yakın. Suyu daha tasarruflu kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Hatta bunu sağlamak için yasal önlemlere ihtiyacımız var” dedi.

İstanbul'da hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve yağışsız geçen ayların ardından barajlardaki doluluk oranı yüzde 20’lerin altına kadar düştü. Yaklaşık 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul, susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya. İstanbul'un su problemini değerlendiren Gökhan Turhan, su sıkıntısının kırmızı alarm verdiğini söyleyerek, ek tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. Turhan, ”İstanbul'da su sıkıntısı çok ciddi. Hatta kırmızı alarm veriyor diyebiliriz. En son verilerle yüzde 20’ler civarında bir suyumuz kaldı. Biliyorsunuz ki barajlar sıfıra sıfır kullanılmıyor yüzde 10’un altında barajlar işlevlerini kaybediyor. Tahmini olarak İstanbul’un bir iki aylık suyu kaldı” diye konuştu.

Suyun petrolden daha önemli duruma geleceği günlerin artık çok yakın olduğunun altını çizen Turhan, "Suyu deniz suyundan elde etme projesi de var. Fakat bu yüksek maliyet istiyor. Yağmur suyundan 10 kat daha maliyetli. Kimsenin bu maliyetlere katlanacağını düşünmüyorum. Bu yüzden derelere, su havzalarına sahip çıkmalıyız. Toplum olarak el birliğiyle destek vermemiz gerekiyor" diye konuştu.

Suyun yüzde 74'ünün tarımda, yüzde 16'sının sanayide, yüzde 10'unun da evlerde kullanıldığını belirten Turhan, "Suyun tarımda nasıl kullanıldığı önemli. Sulama açık sistemle yapılmamalı. Kapalı kanallar kullanılmalı" dedi.

Şebeke sularının yüzde 22’si toprağa karışıyor”

Son yıllarda yaşanan kuraklık ile baş gösteren su sıkıntısının altyapı eksikliği nedeniyle daha büyük sorun olduğunu dile getiren Turhan, Avrupalılar'ın son 20 yılda su tasarruf konusunda çok ciddi ilerleme kaydettiğinden bahsederek, “Su sıkıntı geçmişte olduğu gibi bugün de var. Avrupa'ya baktığımız zaman onlar bu sorunu çözmüşler. 20 yıl önce Avrupa'da kişi başı günlük su tüketimi 250 litre civarındaydı. Bugün ise 100 litrelere kadar inebildiler. Biz burada neredeyiz diye baktığımızda İstanbul’da 189 litre, Ankara’da 239 litre, İzmir’de 220 litre civarında su tüketimi var. Biz suyu daha çok mu kullanıyoruz? Hayır, kesinlikle Avrupalı da bizim kadar su kullanıyor ama onlar tasarruflu kullanıyorlar. Sistemlerini, suyun tüketilmesini olabildiğince sınırlandırmışlar. Şebeke sularında büyük kayıplarımız var. İstanbul’un şebekesine pompalanan suyun yüzde 22’si direk toprağa karışıyor. Alt yapı sorunlarımızı çözmemiz lazım” dedi.

Vatandaşların su tüketimi konusunda da gerekli hassasiyeti göstermediğini belirten Turhan, ”Şuan suyumuz kırmızı alarm veriyor. Çok ciddi yasal önlemlere ihtiyacımız var. Özellikle pandemiden sonra ortaya çıkan sensör teknolojileriyle su tasarruflu kullanılabiliyor. Ancak bunlarda tek başına yeterli olmayabiliyor. Evlerimizdeki su saatlerinin akıllı olması, evimizdeki eşyaların enerji tüketiminin az olması da alınabilecek önlemler arasında. Evlerde su tüketimi azaltılmalı. Yediğimiz içtiğimize bile dikkat etmeliyiz. Su tüketimi konusunda bilincimizi arttırmalıyız. Örneğin bir kişi, gün 100 litrenin üzerinde su kullanıyorsa ek maliyetler getirilebilir. İnsanları daha az su kullanmaya zorlamamız gerekiyor. Avrupa’da bunun gibi çeşitli örnekler var. Ancak Türkiye’de bu konuda kimse hesap sormuyor. Bu konuda eksik olduğumuz tarafların olduğunu düşünüyorum. Suyumuza sahip çıkmamız lazım" dedi.