İstanbul itfaiyesinin ilk kadın erleri yaklaşık 5 aylık eğitimlerini tamamladı. 36 kadın, 13 Eylül'de yapılacak törenle görev yerlerine dağılacak. Alevlerle savaşmaya hazırlanan kadınlar son hazırlıklarını tatbikatla yaptı. Kadın alev savaşçıları, Resneli İtfaiye Eğitim Alanı'nda yanan aracı başarı ile kısa sürede söndürdü. Kadınlar, 'atak konteyneri' adı verilen konteynerde de alevlere müdahale etti.

"TÜRK KADINININ ARTIK İTFAİYEDE DE VAR OLDUĞUNU KANITLAYACAĞIZ"

İBB İtfaiye Eğitim Merkezi (İBİTEM) Müdür Yardımcısı Hakan Karabulut, "Kadın itfaiyeci olarak 50 kişilik kontenjan açtık. Ancak alım parkurları sonucunda 36 kişi itfaiye erliği için hak kazandı. Geri kalanlar diğer alımlarda olacak. İtfaiyeye her sene kadın personel almayı planlıyoruz. Şu anda 36 kadın itfaiyecimiz var. Bu ilk olduğu için kadın personellerimizi İstanbul İtfaiyesi'nin müdahale kısmında görevlendireceğiz. Daha önceden alım oldu fakat bu arkadaşlarımız sahada çalışmadılar. Şu anda ilk kez yaptığımız için istasyonlarımızı da buna göre düzenliyoruz. Kadın erkek ayrımı kesinlikle söz konusu değil. Hepsi aynı eğitimi aldı. Aldıkları eğitimi sahada gösterebilmeleri için geriye sadece cesaretleri kalıyor. Personel sayısını artıracağız. Türk kadınının artık itfaiyede de var olduğunu kanıtlayacağız. Dünya genelinde yarışmalar oluyor. Güreşçi, halterci kadınlarımız var. Neden itfaiyeci kadınlarımız olmasın. Her zaman yanımızda olan kadınlarımız itfaiyede de yanımızda canla başla bu yarışın içerisinde olacaklar" ifadelerini kullandı.

"BİR İNSANIN HAYATINI, KENDİ HAYATINIZ TEHLİKEDEYKEN KURTARMAK DAHA ZORDUR" 

İnsanları kurtarma isteğinin erkeklere özel olduğunu düşünmediği için itfaiye eri olmaya karar verdiğini belirten Duygu Özdemir, "Biz kadınlarda da insanları ve tüm canlıları kurtarma isteği var. Bu yüzden bu mesleği seçtim. Biraz zorlu bir süreç ama üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Fiziksel olarak çok zorlanıyoruz. Ancak öğretmenlerimiz bu konuda çok yardımcı oluyor. Kolay değil. 600-700 derecelik sıcaklıklar görüyoruz. Ama üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Bir insanın hayatını kurtarmak zordur ama bir insanın hayatını kendi hayatınız tehlikedeyken kurtarmak daha zordur. Bu yüzden çok kutsal bir meslek olarak gördüm. Çok saygı duydum. Zorlanıyoruz ama seve seve yapıyorum bu mesleği. Zorluklarla karşılaşmaya her zaman hazırız. Biz bu mesleği tehlikeye düşen her canlının yardımına koşmak için yapıyoruz" diye konuştu.

Nurdan Nalçakar ise, "Bu konteynerde gerçek bir yangında yanmamış gazların yanması sonucu oluşabilecek alevlerin tehlikesini görüyoruz. Yangını nasıl söndürebileceğimizi öğreniyoruz. Konteynerde soğutarak ilerleme tekniğini kullanıyoruz. 'Lansı' nasıl kullanmamız gerektiğini, sıkış yöntemlerini, yangının merkezini bulmayı öğreniyoruz. Bu şekilde yangını tamamen söndürmüş oluyoruz" şeklinde konuştu.

"HER ZORLUĞUN ÜSTESİNDEN GELEBİLMEK BİZİM İŞİMİZ"

Fazilet Nur Karabaş da, "İtfaiyeci olmak isteme sebebim, Türk kadınlarının her alanda olduğu gibi bu meslek içerisinde de bulunmasına katkıda bulunmaktı. Ben de bunların temsilcilerinden olmak istedim. Müdahale eğitimlerinde zorlandığımız anlar oldu. Yangına müdahaleyi önceden görme imkanı bulduğumuz, yerlerde süründüğümüz, hortumları taşımak zorunda kaldığımız eğitimlerimiz zordu. Ama her zorluğun üstesinden gelebilmek bizim işimiz. Bu mesleği yapabileceğime inanıyorum. Bir başkasının hayatını kurtaramamak beni çok korkutur çünkü yaşayacağım vicdan azabı beni çok düşündürür" ifadesini kullandı.