İstanbul’da, Beşiktaş metro istasyonu inşaat alanında yanmış insan kemiklerinin bulunduğu toplu mezardan çıkan 3 kişiye ait kemiklerin Kuzey Karadeniz’den İstanbul’a göç eden topluluklara ait olduğu belirlendi. Gazete Habertürk'ten Nihat Uludağ'ın haberine göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy-Mahmutbey metro hattının Beşiktaş istasyonundaki inşaatında, İstanbul’un tarihine ışık tutacak önemli bir keşfe imza atıldı. 

ERKEN DEMİR ÇAĞI'NA AİT İNSAN KEMİKLERİ ORTAYA ÇIKARILDI

İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü ekiplerinin 1 yıldır inşaat alanında sürdürdükleri kazı çalışmalarında MÖ 1200-800 yılları arasında Erken Demir Çağı’na ait yanmış insan kemikleri ve toplu mezardan çıkan 3 insana ait kemikler ortaya çıkarıldı. İstanbul’un olduğu kadar dünya tarihi için de önemli bilgiler barındıran Beşiktaş’ metro istasyonu inşaat alanında devam eden arkeolojik kazı alanı görüntülendi. 

OSMANLI TRAMVAY DEPOSU
 
İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Zeynep Kızıltan başkanlığında yürü- tülen kazılarda, arkeologlar ve 45 işçi aralıksız çalışıyor. Bir yıldır süren çalışmalarla ilgili soruları yanıtlayan Kızıltan, kalıntılardan elde ettikleri verileri paylaştı.Kazılarda ilk olarak Osmanlı döneminden kalma tramvay deposunun bulunduğunu belirten Kızıltan, inşaat alanında yatan tarihle ilgili şu bilgileri verdi:

"Kazının ilk etabında yüzeyden itibaren modern kaldırım taşı döşeli alan ve onun altında yer alan beton tabakanın belgelenerek kaldırılması yapıldı. Bu tabakanın altında 19. yy sonu ve 20. yy’ye ait betonarme, harman tuğla ve taş örgülü altyapı kalıntıları otaya çıktı."

"Kalıntıların büyük bir bölümünü 1910’da yapılmış ve 1955’te yol genişletme sırasında yıkılmış olan Beşiktaş tramvay deposuna ait tramvayların bakım-onarım çalışmalarının yapıldığı su kanalları ve beton büzler oluşturuyor. Bulunan kalıntılar, beton ve demir kullanılarak inşa edilmiş, moloz taş ve kireç harcı ile örülmüştür."

TAŞ BALTA, OK UCU ÇIKTI
 
Çalışmalarla ilgili bilgi veren kazı başkanı Kızıltan, kazıda ortaya çıkartılan kalıntıların, belgelenerek kaldırılma çalışmalarının tamamlandığını, devam eden çalışmalarda yuvarlak formlu taş sıralarının bulunduğunu kaydetti. Kızıltan, yuvarlak taş yığınları içinde ve dışında, basit toprak mezarlarla, “Kremasyon” adı verilen cesedin yakıldıktan sonra geriye kalan kemiklerinin gömüldüğü çömlek mezarların (Urne) açığa çıkartıldığını söyledi. Kızıltan, “Bu mezarların bazılarının içinde ölü hediyesi olarak taş balta, bronz ok ucu veya alet ile pişmiş toprak kaplar bulundu. Erken Demir Çağı’na (MÖ.1200-800) tarihlendirilen mezarlar belgelenmektedir. Ayrıca üç iskeletten oluşan toplu bir mezar da açığa çıkarılmıştır. Bu tür mezarlar, Karadeniz Bölgesi’nde göç dalgasıyla gelen insanlara ait mezar tipidir” diye konuştu.

HEM BATIDAN HEM DOĞUDAN GÖÇ
 
Kazı alanında tespit edilen insanların, Kuzey Karadeniz’den Boğaz’a göç dalgasıyla gelen İstanbul’un ilk sakinlerinden olduğunu söyleyen Zeynep Kızıltan, “Son Tunç Çağı’nın bitimine doğru Trakya’ya Kuzey Karadeniz Bölgesi’nden yeni ve büyük bir göç dalgasının geldiği, bu kültüre ait küçük yerleşmelere kıyı şeridi ve Gelibolu Yarımadası dışında, Trakya’nın her yerinde rastlandığı bilinmektedir “ dedi. Kuzey Karadeniz’de, Kırım bölgesindeki toplulukların, iklim ve bölgesel savaşlar nedeniyle, hem batıdan hem de doğudan Anadolu topraklarına göç ettiklerini anlatan Kızıltan, şunları ifade etti:

“O dönemde Karadeniz’de yaşayanların hangi topluluklara ait olduğunu bilmiyoruz. 3000-3500 yıl önceki göçlerle güneye doğru yayılmışlar. Romanya ve Bulgaristan üzerinden Trakya’ya gelen gruplardan bazılarının da İstanbul’a yerleştiği tahmin ediliyor.”

İNSANLIK TARİHİ AÇISINDAN DA ÖNEMLİ
 
Kazı alanında incelemeler yapan İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanlığı nezaretinde yürütülen çalışmalarda ortaya çıkartılan bulguların 3000-3500 yıl daha geriye götüren veriler sunduğunu belirterek, “Sadece İstanbul tarihi açısından değil, Türkiye, dünya ve insanlık tarihi açısından da önemlidir” dedi.

ERKEN DEMİR ÇAĞI
 
Demir Çağı pek çok bölgede değişik tarihlerde başlamış ve bitmiş olsa da Anadolu’da genel olarak MÖ 13. yüzyılda başladı. MÖ 4. yüzyılda bittiği kabul edilir. Demirin eritilerek kullanılmasıyla karakterize olan bir dönem. Bu dönemde demirin işlenmesi keşfi de sanayinin gelişmesini sağladı. Bakır ve tunçun yerini demirden silah ve eşyalara bıraktığı Erken Demir Çağı Dönemi’nde Anadolu’daki Geç Ghiti Kent Devletleri, Urartu, Frig, Lidya ve Likya uygarlıkları yaşadı. 

CİNSİYET, YAŞ VE IRKLARI BELİRLENECEK
 
Kazı alanından çıkarılan insan kemiklerine DNA testi yapılacağını kaydeden Zeynep Kızıltan, “Belki de bu insanların ırkları belirlenecek. Karbon C14 testi yapılarak da tam tarihlendirme yapılacak. Antropolojik araştırmalarla da mezarlarda bulunan kemiklerin cinsiyet ve yaşları belirlenecek, “O çağlarda insanların ne ile beslendiği ve ne ekip biçtiği de ortaya çıkacak” dedi.