İstanbul’da yaşayan Karayel, azmin ve emeğin tüm engellerin üstesinden gelinebileceğinin yaşayan kanıtı oldu. Kübra Karayel, henüz iki buçuk yaşındayken tornavidayı prize sokması sonucu elektrik akımına kapılarak parmaklarını kaybetti. Okul yıllarında resme ve el sanatlarına olan yeteneği öğretmenlerinin de gözünden kaçmayan Kübra, çömlek yapabilme hayaline Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde ulaştı.

Ellerime baktığım zaman kendimi çok kötü hissediyordum”

Parmaklarının eksik olmasına bağlı olarak hayatının belli noktalarında zorluklar yaşadığını söyleyen Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi mezunu Kübra Karayel, “İki buçuk yaşında tornavidayı prize soktuğum için elektrik akımına kapılarak parmaklarımı kaybettim. Olay anında bayıldığım için çene kısmında da yanıklar oluşmuş. 6 yaşına kadar bir sürü ameliyat geçirdim. Arkadaşlarım görünüşümden dolayı beni hep dışladılar. Oyun oynarken durumumun kendilerine de bulaşacağını sanıyorlardı. Ellerimi tutmaktan korkuyorlardı. Lisede ufak bir operasyon geçirmem gerektiği için sınavlara giremedim. İnsanlar içlerinden söylemesi gereken ‘Allah'ım çok şükür bizde böyle bir şey yok’ sözünü yüzüme karşı söyleyebiliyordu. Ailem her zaman destekçim oldu. Ellerime baktığım zaman kendimi çok kötü hissediyordum. Hayata hep geriden başladığımı düşündüm. Yazı yazarken bile çok zorlanıyordum. Sınıf içerisinde tedirgin oluyordum. Sürekli yanlış yapma korkum vardı. Zamanla bunların gereksiz endişeler olduğunu anladım” dedi.

Dışlanmaktan korktuğum için resim öğretmeni olmadım”

Öğretmenlerinin desteğiyle el sanatlarına yöneldiğini söyleyen Karayel, “ Resim yapmayı ve şarkı söylemeyi de çok seviyorum. Öğretmenlerim, bana resim çizmeye devam etmem gerektiğini hep söylüyordu. Parmaklarım olmadığı içini insanlar resim yapabildiğime inanmıyordu. Resim öğretmeni olmayı çok istedim ancak dışlanmaktan korktuğum için tercihimi farklı yönde kullandım. Hayallerime Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde ulaşmaya karar verdim. Çömlek yapmayı çok istiyordum. İzleyerek öğrenmeye çalışıyordum.  Ellerim birçok şeye reaksiyon verdiği için ilk başlarda yapamayacağım diye düşündüm. İlk bir hafta sıkıntı yaşamayınca kursa devam ettim. Benim için iyi bir terapi oldu. Burası bana dostluk kattı. İlk defa bir ortamda dışlanmadım. Yapabildiğimi gördükçe kendime olan inancım arttı. Özgüvenim artıkça da daha güzel fikirler çıkmaya başladı” diye konuştu.