Osmanlı döneminde nazırlık ve defterdarlık yapmış Çelebi Mustafa Reşit Efendi’nin, Eyüpsultan Mezarlığı’ndaki celi sülüs hattıyla kazınan mezar taşı dikkat çekiyor. Sanat Tarihçisi Hülya Yalçın, mezar taşının dünya çapında bilindiğini söyleyerek, “Dünyanın farklı ülkelerinden sırf bu mezar taşını görmek için gelenler var” dedi.

Osmanlı döneminde nazırlık ve defterdarlık yapmış Çelebi Mustafa Reşit Efendi’nin Eyüpsultan Mezarlığı’ndaki kabrinde 2-3 milimetre kalınlığında kesilmiş, kamış kalemlerle yazılan mezar taşı dikkat çekiyor. Mustafa Rakım Efendi’nin hat sanatıyla süslediği mezar taşında, celi sülüs hat sanatının bütün yeniliklerini içeriyor. Yerli ve yabancı birçok turist ise bu mezar taşını görmek için Eyüpsultan Mezarlığı’na gelirken Hattat Sami Efendi’nin bu taş için ”Bir daha böyle bir taş yazacak adamın alnını karışlarım, keşke burada yatan ben olaydım” dediği rivayet ediliyor.

“Bu taş dünyadaki en önemli celi sülüs yazısı örneklerindendir”

Taşın özelliklerinden bahseden Eyüpsultan Belediyesi ve Eyüpsultan Araştırma Merkezi Sanat Tarihçisi Hülya Yalçın, “Mustafa Rakım Efendi tarafından kitabesi yazılmış olan bu taş dünyadaki en önemli celi sülüs yazısı örneklerindendir. Sırf bu taş için bile buraya görmeye gelen insanlar, ziyaretçiler oluyor. Taşın en büyük özelliği Mustafa Rakım Efendi’nin celi sülüs konusunda yaptığı yeniliklerin tamamını içermesi ve ellili yıllarda daha önceden kırılan bazı yerlerinde restore edilerek bugüne kadar kusursuz bir şekilde koruyabilmesidir. Dünya çapında özellikle hat sanatına gönül vermiş kişilerin bildiği, sadece hat sanatı değil, Mustafa Rakım Efendi aynı zamanda resimde yapabildiği için eksikleri bazı süsleme nesneleri ile doldurmuş. Ağabeyinin yanına eğitim alması için İstanbul’a gönderilmiş ve burada 12 yaşında sülüs ve nesih yazı üzerine icazet almış” diye konuştu.

“Mustafa Rakım Efendi’nin köşesinde altta imzasının bulunması”

Mustafa Rakım Efendi’nin diğer özelliklerinden de bahseden Yalçın, “Daha sonraki onun ekolü olarak devam eden okuldan yetişen hattatlar, ‘Onun yazısı üstüne başka kimsenin bu konuda bir şey yapabileceğine inanmıyoruz’ diyorlar. Taşın bir diğer özelliği de Mustafa Rakım Efendi’nin köşesinde altta imzasının bulunması. 1959 yılında bunun en doğru hali fotoğraflanmış. Mustafa Rakım Efendi’nin bir başka özelliği resim yapabilmesi. Yaptığı resmi 3’üncü Selim’e sunuyorlar, 3’üncü Selim çok beğeniyor ve kendi resmini de yapmasını istiyor, onu da yapıyor. 2’nci Mahmut tahta çıktıktan, padişah olduktan sonra Mustafa Rakım Efendi’nin öğrencisi oluyor ve ondan celi sülüs öğreniyor. Ondan öğrendikleriyle çok sayıda yazdığı levha var. 2’nci Mahmud’un Mustafa Rakım Efendi’nin zirvesi ve dediğim gibi bir çok hattat, ondan sonra yetişenler, “Bu taşın üstüne başka bir taş, başka bir şey daha yazılamaz” diyor” ifadelerini kullandı.