Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda toplanan Doğu Türkistanlı aileler, suç duyurusunda bulunduktan sonra açıklamalarda bulundu. Aileler adına açıklama yapan gönüllü avukatlardan Gülden Sönmez, Rümeysa Kabaoğlu ve Muhammet Furkan Yün, Çin tarafından Doğu Türkistanlılara karşı işlenen soykırım, işkence ve insanlığa karşı suçların yargıya taşınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu yapıldığını söylediler.

Açıklamada, yapılan suç duyurusuyla 9'u Türk vatandaşı toplam 19 şikayetçiye vekaleten, aralarında çocukların da yer aldığı, halen kamplarda tutulan ya da zorla kaybettirilen 116 mağdur ve kamplarda hayatlarını kaybeden maktuller için yargılama talep edildiği vurgulandı.  Siyasi sorumlular, toplama kampı müdürleri, polis memurları ve yöneticilerden oluşan 112 ismin savcılığa bildirildiği belirtildi.

"4 SENEDİR KARDEŞİM HAKKINDA BİLGİ ALAMADIM"

Uygur Türkü olan Medine Nazimi, "Kız kardeşim Mevlüde Hilal, Türkiye vatandaşı olmasına rağmen 4 senedir Çin'in karanlık toplama kamplarında tutulmaktadır. 4 senedir kardeşim hakkında bilgi alamadım. Çin Hükümeti kardeşim hakkında bilgi vermeyi reddediyor." dedi.

Nur Muhammet Uygur, "Türkiye'ye geldikten sonra evdekilerden bilgi alamadım. Bu yıl Kurban Bayramı'ndan dolaylı yollardan aldığım habere göre babam 2017 yılında hapishaneye atılıp 6 ay sonra da cansız bedeni teslim edildiği haberini aldım" şeklinde konuştu.  

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDULAR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusu dilekçesinde, 19 Doğu Türkistanlı kişinin ismi "şikayetçi" olarak yer alıyor. Dilekçede, Çinli yetkililer, polis memuru, toplama kampı yöneticileri, sorumlulardan oluşan 112 kişi hakkında, "soykırım", "işkence" ve "insanlığa karşı suçlar" kapsamında, yargılanma talep ediliyor. Dilekçede ayrıca bu sorumlular hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılması isteniyor.