17 Ağustos depreminin üstünden 23 yıl geçti. Geçen yılların ardından alınan aksiyonları değerlendiren Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sepanta Naimi, önlem alınması gereken konuları 7 maddeyle açıkladı. Depremin bir afet değil, bir doğa olayı olduğunu vurgulayan Naimi, yanlış uygulama ve yapılaşmalarla bu doğa olayının afete dönüştüğünü belirtti. Naimi, İstanbul’da bugüne dek depremle ilgili yapılan tüm çalışmaların, düzensiz yapılaşma ve kontrolsüz nüfus artışı karşısında yetersiz kaldığını ifade etti ve “Deprem sinsidir, o bize haber vermez biz hep hazır olmalıyız” dedi. 

Resmi rakamlara göre depremde 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi de yaralandı. 5 bin 840 kişi de kayboldu. Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sepanta Naimi yaptığı açıklamada, aradan geçen 23 yılda neler yapıldığını değerlendirdi. Acilen önlem alınması gereken konuları 7 maddede ele aldı.  

“ESKİ VE DENETLENMEMİŞ YAPI STOĞUNUN ÇOK FAZLA OLMASI SIKINTI” 

İstanbul depreminin 7 büyüklüğü ve üstünde olmasının beklendiğini hatırlatarak en önemli sorunun eski ve denetimsiz olan binalar olduğunu ifade eden Naimi, özellikle 2000 yılı öncesi yapılan binaların çok büyük bir tehdit olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Sepanta Naimi, “Her ne kadar kentsel dönüşüm adıyla bu binalar yenilenmeye çalışılsa da devlet desteğini artırmalı ve mevcut yapı stoğunu hızlıca denetlemeli. Dayanıksız binaları ivedilikle güçlendirmeli veya dönüştürmeli” önerisinde bulundu.   

“KENTSEL DÖNÜŞÜM OLARAK YAPILAN PROJELER, DÜĞÜMÜ ÇÖZMÜYOR” 

Doç. Dr. Sepanta Naimi, kentsel dönüşüm olarak yapılan çalışmaların sadece yapısal dönüşüm olduğunu kentin düğümlerinin çözmede yetersiz kaldığına işaret etti. Kentsel dönüşümün deprem riski gözetilmeden plansız şekilde yapılmasının bölge nüfusunu arttırdığına dikkat çeken Doç. Dr. Sepanta Naimi, bu uygulamaların sadece o yapının güvenliğini artırmaya yaradığını kentin genel deprem sorununu çözemediğini söyledi. 

“DEPREM TOPLANMA ALANLARINA YOĞUN TRAFİK NEDENİYLE ULAŞILAMAYACAK” 

Doç. Dr. Naimi, son yıllarda AFAD’ın verdiği istatistiklere göre 2020 yılından sonra toplanma alanlarının sayısı 3000’i geçtiğini belirtti. Doç. Dr. Naimi’ye göre bu alanlara çıkan yolların dar ve sokak aralarında olması büyük risk. Deprem sonrası oluşacak trafik yoğunluğunun hesaba katılmadığına değinen Doç. Dr. Naimi, bu durumun depremzedelere yardım edilmesini ciddi zora sokacağını ifade etti. 

DOĞAL AFET KONTEYNERLERİNİN YOK OLMASI 

Bir diğer hayat kurtaran konunun da ‘Doğal Afet Konteynerleri’ olduğuna değinen Naimi, olası deprem sonrası insani yardım, ilaç ve gıda teminin çok önemli olacağını söyledi. Bu konteynerlerin bölge nüfusuna göre planlanmasının şart olduğunu, ancak İstanbul için bu konuda yeterince çalışma yapılmadığını vurguladı. 

“BİNALARIN YAPIM AŞAMASINDA DENETLENMESİ, DEPREM YÜKÜNÜ AZALTIR” 

Binaların yapım aşamasında belli aralıklarla sürekli olarak denetlenmesini öneren Naimi, “Belediye ve Çevre Şehircilik İl Müdürlükleri tarafından teknik olarak belli aralıklarla ve sürekli şantiyelerin denetlenmesi gerekiyor. Bu, hem ihmallerin ve eksik malzeme kullanımının önünü keser hem de deprem anında can kaybını azaltmış olur” dedi. 

KENTİN ALT YAPISINI NE DERECE GÜVENLİ? 

Doç. Dr. Naimi, 26 Eylül 2019 5,8 büyüklüğü İstanbul depreminde telekomünikasyon alt yapısının servis dışı kalarak iletişim kaosu yaşandığını da hatırlattı. Kentin elektrik ağı, doğal gaz şebekesi, içme suyu şebekesi, kanalizasyon, yollar, köprüler gibi kilit yerlerin zarar görmeleri halinde depremin etkisini öngörülemeyecek biçimde ağırlaştıracakları tespitinde bulundu. Kurtarma ekiplerinin işinin de zorlaşacağını ifade eden Naimi, “Sağlam bir alt yapı bir kentin olmazsa olmazıdır. Bu alanların deprem güvenliğinden emin olunması gerekiyor” şeklide konuştu.   

“DEPREM ANINDA NE YAPACAĞINI BİLMEK HAYAT KURTARIR” 

Deprem kuşağında bulunan bir ülke olduğumuzu zaman zaman unuttuğumuzu söyleyen Naimi, deprem anında ve sonrasında nasıl davranmaları gerektiğinin eğitimlerinin verilmesi gerektiğini vurguladı. Naimi son olarak, “Depremle ilgili sıkça bilgilendirmeler yapılmalı ve tatbikatlar düzenlemeli. Çocuklara deprem simülatörleri ile deprem anında nasıl davranmaları gerektiğini öğretilmeli. Yeni nesil, deprem esnasında panik olmadan mantıklı davranmayı öğrenmeli. Ev içi düzenlemelerin (mobilyaların sabitlenmesi vb. gibi) de yine deprem riski düşünülerek yapılması gerekmektedir” diyerek önerilerini dile getirdi.