TÜİK (2021) verilerine göre, evlenen çiftlerin sayısı 2019 yılında 542 bin 314 iken 2020 yılında yüzde 10,1 azalarak 487 bin 270’e geriledi. Evlenen çift sayısında 2019 yılına göre, özellikle 2020 yılı nisan (yüzde 68,7) ve mayıs (yüzde 61,6) aylarında ise önemli bir azalma yaşandı.

Bu azalmanın temel nedeninin tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkileyen pandemi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kamil Kaya, “TÜİK (2021) verilerine göre her üç evlilikten yaklaşık üçte birinin boşanma ile sonuçlandığını görülüyor. Üstelik söz konusu bu boşanmalar evliliğin ilk yıllarında, özellikle de ilk beş yıl içerisinde gerçekleşiyor. Evlilik yaşının giderek yükselmesi ve erken boşanmalar birlikte değerlendirildiğinde toplumumuzda evlilik süresinin azaldığı anlaşılıyor” dedi.

Kaya konuya ilişkin konuşmasını şöyle sürdürdü:

“TÜİK (2021) verilerine göre, 2020 yılında ülkemizde boşanmaların yaklaşık üçte biri (yüzde 35,3) evliliğin ilk beş yılında, yaklaşık beşte biri (yüzde 20,7) evliliğin 6-10 yılı içinde; dolayısıyla boşanmaların yarıdan fazlası (yüzde 56) evliliğin ilk on yılı içerisinde gerçekleşmiştir. Bu nedenle özellikle evlilikte ilk beş yıl “kritik yıllar” olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla ülkemizde boşanmaların artış düzeyi dile getirilirken "Boşanmak artık moda oldu” şeklindeki söylemler toplumsal bir gerçeğe işaret ediyor.”

Son bir yıl içinde kesinleşen boşanma davaları sonucu 124 bin 742 çocuğun etkilendiğine vurgu yapan İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kamil Kaya, “Bu çocuklardan yaklaşık dörtte birinin velayetinin babaya (yüzde 24,2), dörtte üçünün ise anneye (yüzde 75,8) verildiği görülüyor” dedi.