Kemalettin Tuğcu’nun ‘Eskici Baba’ kitabındaki yardımsever, dürüst ve çocukların sevimli tonton dedesini kendine örnek alan 60 yaşındaki Başar, 52 yıllık meslek geçmişiyle “Ayakkabıcı Baba” olarak anılıyor.

Sabırlı, şükürlü ve sevgiyi bilen esnaf olarak tanınan Hikmet Usta, 8 yaşında başladığı ayakkabı tamirciliği ile bir taraftan 2 çocuğunu yetiştirirken, bir taraftan da semtin yardım sever babası olmayı başardı.
İlk günkü heyecanla her sabahın erken saatinde açtığı 13 metrekarelik atölyesinde müşterilerinin ayakkabılarını onaran Başar, örnek aldığı karakteri ise şöyle anlattı:
“Okula başladığım dönemlerde ‘Eskici Baba’ adlı bir kitap vardı. Kitapta bahsedilen karakter ayakkabı tamircisiydi. Bu karakterden çok etkilendim. Ayrıca, mahallenin hoş, ufak gözlüklü, kel kafalı tonton bir amcasıydı. Ben ondan çok etkilendim. Benim çocukluğumda mahallede ayakkabıcılar seyyar şekilde dolaşırdı. Ellerim ufak olduğu için kerpeten tutamıyordum. Usta olduktan sonra esnaflığı çok sevdim. Mesleğimi dürüst, iyiliksever, sabırlı, şükür eden, sevgiyi bilen biri olarak sürdürmeye çalışıyorum. Para kazanamadım belki ama sevgi kazandım.”
“Hiçbir zaman mal mülk derdinde değildim” diyen Hikmet Başar, “Ayakkabıcı Baba lakabının içinde sevgi var. 30 yıl önceki esnaflığı özlemle anıyorum. Çırak yetiştirdim. Ancak yanımda yetişenler bu mesleği beğenmediler. Mahallede tamirci bulmak eskiye oranla çok zor. Bizlerde bu meslekte son nesiliz. Çünkü meslekte yetişen yok” dedi.
Ayakkabıcı Baba ismini tabelada isim olsun diye almadığını söyleyen Başer, “Ayakkabıcı Baba’nın bütün sevecenliğini ve tontonluğunu aldım. Ben yolda yürürken çocuklar bana sarılıyor. İnsanlarda sevginin karşılığını aldım. Sevgi hiçbir zaman ölmez” diye konuştu.
İhtiyaç sahiplerine ayakkabı hediye eden Başar, “Her şeyden önce sevgi” diyor. Ayrıca, 30 senedir müşterilerinin fotoğraflarını biriktiriyor, dükkanına astığı panoda hatıra olarak saklıyor.
Esnaflığa başladığı dönemlerde müşterilerle iletişim kurmakta zorlandığını anlatan Başar, şu şekilde konuştu:
"Müşteri geliyor, oturuyor. Tamirci için ise zaman lazım. Ben de fotoğraf albümünü düşündüm. Böylece müşteri ile sohbet edecek bir konu oluyor. Panoda tanıdıkların, sanatçıların ve müşterilerin fotoğrafları var. Gelenler ‘Çok güzel albüm’ diyor. Hatıra fotoğrafı çekiyorlar. Benimle konuşuyorlar ve iletişim kuruyoruz. Bu fotoğrafları 30 senede topladım. 30 sene önceki fotoğraflarda çocuklar babalarının çocukluğunu veya gençliğini görüyor. Mutlu oluyorlar ve benden fotoğraf istiyorlar."