Sularımızı tedbirli kullanmamız gerektiğini belirten ve atık sulardan geri dönüşüm sağlamanın önemini vurgulayan İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve Meteoroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Güven Özdemir “Kullan at yapmamamız, atık sularımızdan faydalanıp geri dönüşüm sağlamamız gerekiyor. Yeşil binalar, akıllı binalar yapılması, bu binalarda yağmur sularını değerlendirecek sarnıçlar, su depolarının tasarlanması gerekiyor. Şehir suyundan şebeke suyu ile araçların yıkanmaması lazım. Atık sulardan geri dönüşümden faydalanarak suyun kullanılması gerekiyor” diye konuştu.

Karın yağması kuraklığın biteceği anlamına gelmiyor”

Yaşadığımız kış sürecinin İstanbul’daki baraj seviyelerine faydası olacağını belirten Dr. Öğr. Üyesi Özdemir “İstanbul büyük bir metropol olduğu için her gün 3 milyon metreküpün üzerinde suya ihtiyacımız var. Şu an da barajlarımız da genel doluluk oranı kar yağışı ile yüzde 48 seviyelerine yükseldi. Hava şartlarından dolayı her gün 0.5 seviye yükseleceğini düşünürsek bu olumlu yönde etkisini gösterecektir. Kar örtüsünün yağmurdan daha fazla toprağa faydası olacak. Kar yavaş yavaş eriyecek toprakta onu emecek böylece yer altı sularımız da artış sağlanacaktır. Bu demek değil ki kuraklık bitecek. Maalesef Türkiye’de uzun yıllar olarak düşünürsek kuraklık devam edecek” ifadelerini kullandı.  

Türkiye’de su sorunuyla ilgili kriz masaları kurulmalı”

Deniz suyunu şebeke suyuna dönüştürme projesi söylemleriyle ilgili Dr. Öğr. Üyesi Güven Özdemir “Örneğin Katar gibi ülkeler tatlı su bakımından fakir ülkeler, bu yüzden de deniz suyunu tatlı suya dönüştürüyorlar. Fakat bunun maliyeti yüksek. Şu an da ülkemizde bu dönüşüme ihtiyaç duyulmuyor. Deniz suyunu tatlı suya dönüştürme Projelerimiz mutlaka vardır. Bu en son çare olmalıdır. Bunun için barajların tükenmesi gerekiyor. Kuraklık konusunun şiddetle gündeme getirilmesi gerekiyor. Belediyelerimizin bir kriz masası oluşturması gerekiyor. Kriz masaları her zaman çalışmalı ve sadece belediye yetkilileri değil toplum kuruluşlarından, STK’lardan, derneklerden geniş katılımla oluşturulmalı. Uzun soluklu projeler yapılmalıdır. Önümüzdeki 15-20 yıl dikkate alınmalıdır.  Olaylar olduktan sonra kriz masaları kurmanın hiçbir anlamı yok. Kriz masasının alacağı tedbirleri, projeleri yıllara yayarsak sıkıntı çekmeden büyük bir metropol olan İstanbul’un su ihtiyacına çare bulabiliriz” dedi.

Su fakiri ülkeler arasında yer almaya aday ülke haline gelebiliriz”

Dr. Öğr. Üyesi Güven Özdemir “Ziraatla uğraşanların da yoğun bir şekilde yer altı sularını kullanıyorlar. İhtiyaçtan fazla kullandıkları su toprağı fakirleştiriyor. Bunun damla su şeklinde veya sistemsel bir şekilde kullanılmasını ziraatla uğraşanlara tavsiye etmek gerekiyor. Devlet tarafından sulama ihtiyacı olan vatandaşlarımıza damlama, basınçlı ve modern sulama sistemleri ile ilgili hibe ve destek ve teşvik verilmektedir. Bunlar olumlu gelişmelerdir. Kuraklığın asıl nedeni nüfus artışıdır. Nüfus arttıkça su talebi de artacaktır. Suyu iyi yönetmeliyiz. Su kaynaklarını çok iyi yönetmeli ve değerlendirmeliyiz. Su havzalarının ve ormanların bilinçsizce yok edilmesi, şehirlerin çarpık ve plansız büyümesinin kontrol altına alınamaması, büyük metropollerin aşırı göç almasının önüne geçilememesi nedeni ile su sıkıntısı hızla büyümektedir. Buna paralel olarak su fakiri ülkeler arasında yer almaya aday ülke haline gelebiliriz. Yeraltı barajları devletimiz tarafından projelendirilip hayata geçirilmektedir. Bunlar çok olumlu projelerdir, devam edilmelidir” ifadelerini kullandı.