İran Şiiri’nin tarihi kökleri

Yeni ve uygar tarzda edebiyat okulları açıldı. Batıdan ve dünya klasiklerinden ünlü şiir kitapları çevrildi. Bazı şairler aruz vezniyle şiir yazmayı sürdürürken, birçok şair serbest ölçüyü kullanmaya başladı. Çağdaş İran Şiiri’nin doğuşunda Türk Şiiri’nin büyük etkisi olduğu söylenebilir. Çünkü Meşrutiyet döneminde yetişen İran şairlerinin çoğu, Avrupa ile ilişkilerini sürdürürken, ilk konak yeri durumundaki İstanbul’da uzun süre kalmışlar. Hatta burada, birçok edebiyat dergisi yayınlamışlardır. Burada Türk Şiiri’nden esinlenmişler ve bu dönemde; Farsça şiir, hem biçim, hem de içerik bakımından değişime uğramıştır. Aruz, yavaş yavaş bırakılırken, şiirin konusunu da toplumsal olaylar oluşturmaya başlamıştır.

Bu dönemin başta gelen şairleri ise şunlardır: Ummid, İrec Mirza, Muhammed Taki, Bahar, Pervin İtisami, Hanleri, Furug Ferruhzad ve Nima Yusic ise; 20. yüzyıldaki belli başlı temsilcilerindendir. Öte yandan, Nima Yusiç adı ile ün yapan Ali İsfandiyari (1897-1953), şiirde “yeni dalga” adı ile bir çığır açtı.

Şiirle ilgili bağlayıcı ve biçimsel nitelikteki tüm kuralların kaldırılmasını, şairin içine doğduğu, aklına geldiği gibi yazmasını önerdi. Ali İsfandiyari’nin başlattığı bu akımı Tevellüli, Nadirpur, Şamlu, Ahavan-ı Salis ve Ferruhzade gibi şairler geliştirdiler. Bu geleneğin takipçisi ve Çağdaş İran Şiiri’nin ustalarından olan Şiraz Şairler Derneği ikinci başkanı Sedra Zulriasetin ise, İran’da çok okunan ASIR Gazetesi’nin “kültür-sanat” sayfasında yayınlanan, esin kaynağı olduğunu söylediği Türk Şairi Nazım Hikmet için övgü dolu yazılar ve seçki şiirlerle, Türk-İran dostluğuna ve bölgede esen barış rüzgarına katkıda bulunmanın doyumuna ulaşıyor.

Şair dostum Sedra Zulriasetin; modern şiir yazan, dünya güzeli ikiz kız torunu ile övünen, Nazım Hikmet ve Orhan Veli hayranı olduğunu söyleyen şair Zulriasetin, “Çağdaş Türk Şairleri” ile tanışmak istediğini söyledi. Farsçaya çevrilmiş “Çağdaş İran Şiir Antolojisi” kitabı ise, çok okunan kitaplar arasında bulunuyor.

Öte yandan; Türkçeye çevrilen ve Cem Yayınları tarafından satışa sunulan “Küçük Kara Balık” ve “Bir Şeftali Bin Şeftali” isimli çocuk masalları kitaplarıyla tanıdığımız, Şah rejimine karşı çıktığı için, 1968 yılında öldürülerek ve cesedi Aras Nehri’ne atılan ünlü yazar Samed Behrengi’nin kitapları ise, unutulmaya yüz tutmuş. Bazı İranlı eleştirmenler, “Behrengi modası geçti(!)” diyorlar.

Öte yandan, bir yoksul derviş gibi yaşamış olan ve uzun yıllar Bursa ve Paris’ye yaşayıp; İran Tüdehli Sosyalistler ile ortaklaşa Şah’a karşı devrim hareketinin başını çeken ve başarılı olan, şair Khomeini’nin dizeleri, her yaştan İranlı’nın dilinden düşmüyor.

Şiirin başkenti kabul edilen Şiraz’da, her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Ulusal ve Uluslararası Sadi Şirazi Şiir Yarışması”, tüm dünya şairlerini birleştiriyor.

Devamı yarın…