İran Kültür Bakanlığı’nın davetlisi olarak gittiğim; Tahran, İsfahan, Şiraz ve Yezd gezim, oldukça verimli geçti... Tarihi Pers Kültürü vatanı olan İran; Şiirin Başkenti Şiraz, Anadolu Türkmen-Zaza Aleviliği kaynağı Horasan ve Deylem, Karız-Qanat Yeraltı Su Kanalları Müzesi Yezd, Selçuklu Mimari Mirası İsfahan ve Tahran Özgürlük Vadisi Derbent vb. bizleri çağırıyor, yeniden...

Hazar Denizi ile Basra Körfezi (Persian Gulf) arasında ve Afganistan’dan Türkiye’ye kadar uzanan 1 648 000 kilometrekare alanı kaplayan ve yaklaşık 60 milyon nüfusa sahip olan komşumuz İran’da; Farslardan başka, Türkmen, Kaşkai, Azeri, Arap, Kürt, Lor, Taliş, Bahtiyar ve Beluş Halkları yaşamaktadır. Bu halkların farklı dili ve kültürleri olmasına karşın, resmi dil Farsça ve yazı dili ise Arapçadır.

Eski adıyla Arya ülkesi olan, daha sonra Eran, şimdilerde de adı İran olan bu coğrafya, pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Özgün bir yeraltı su kanalları sistemi olan İran Karızları-Qanatları Araştırma Enstitüsü ve UNESCO-IHP’nin davetlisi olarak, Türkiye’yi temsilen katıldığım Dünya Su Forumu etkinliğinde; “Anadolu Su Medeniyeti-Göbeklitepe Mucizesi” başlıklı bir bildiri sunmak ve adı geçen başlıkta, TRT Belgesel Kanal adına çektiğim belgeseli göstermek üzere; 11 yıl sonra yeniden, köklü bir tarihi ve kültürel zengin mirası olan kapı komşumuz İran’ın Yazd şehrine gittim. İran’a vize uygulaması olmadığı için, kara yolu ile de rahatça gidiliyor. Kapı komşumuz İran, Türk gezginleri bekliyor, yeniden... Bu İran gezimde: Tahran, İsfahan, Yezd ve Şiraz kentlerinin, beni etkileyen turistik ve kültürel zenginliklerini, siz değerli İran dostlarıla paylaşmak isterim...

Başkent Tahran

Başkent Tahran, İran’ın başkenti, Tahran Eyaleti’nin merkezi ve 18 milyonu aşan metropol nüfusuyla İran’ın en büyük kentidir. Hazar Denizine yaklaşık 100 km uzaklıkta, Elburz Dağlarının güney yamaçlarında bulunur.

Eskiden başkent Rey’in yakınlarında küçük bir köydü. Rey’in İS 1220’de Moğollar tarafından yıkılmasından sonra kent halkının büyük bölümü Tahran’a yerleşti ve Tahran bir kent olarak gelişmeye başladı; Rey’in kalıntıları günümüzde Tahran’ın güneyindedir.

Kaçar Hanedanı’nı (1779-1925) kuran Ağa Muhammed Han, 1785’te ele geçirdiği Tahran’ı 1788’de başkent ilan etti. Bu tarihten sonra hızla gelişen kent günümüze değin İran’ın başkenti olarak kaldı. Kaçar Hanedanı’nın 1925’te devrilmesinden sonra tahta çıkan Şah Rıza Pehlevi’nin (hükümdarlığı 1924-41) hükümdarlığı sırasında büyük ölçüde genişledi. II. Dünya Savaşı sırasında, kentte Tahran Konferansı olarak bilinen bir toplantı düzenlendi (1943). Muhammed Rıza Pehlevi’nin hükümdarlığı sırasında (1941-79), petrol sanayisindeki gelişmenin de etkisiyle kent hızla modernleşti. 1979’da Şah’ın devrilerek İran İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra, ekonomik ve siyasal sorunlar nedeniyle kent bir duraklama dönemine girdi.

Tahran, İran’nın en modern şehri. Bu modern yapıyı, her ne kadar eski semtlerinin dönüştürülmesi ve kültürel mirasının önemli bir bölümünün yıkılmasıyla kazanmış olsa da durum böyle. Birçok modern / geleneksel kafe ve restoran bu şehirde toplanmış. Şehrin en popüler yemeği, safranlı basmati pirinç pilavı yanına kebap birlikteliğinden ortaya çıkan Chelo Kebap çok leziz...

İran’da toplam 12 tane kayak merkezi varmış ve bunlardan en ünlüleri de Tahran’a 1-3 saatlik mesafedeki Tochal, Dizin ve Shemshak kayak merkezleri, alternatif kış turiminin aranan yerlerinin başında gelmektedir. Özellikle, 21 Mart Nevruz Bayramı Tahran şenliklerini kaçırmayınız... Farklı kültürlerin kardeşçe ve sorunsuz bir arada yaşadığı, ender yerlerden biridir başkent Tahran... Tahran’da Azeriler, Kürtler, Ermeniler, Lurlar başta olmak üzere birçok azınlık olsa da nüfusunun çok büyük bölümü İranlı. Azınlıklar, hem kendi dillerini, hem de Farsça konuşuyor.

Devamı haftaya…