İbradı Arapastı Kestane Ağacı

İbradı’da kendisine doğal yetişme ortamı bulan kestane ağacı, binlerce yıldır ilçede varlığını sürdürmektedir. Bunun en güzel örneği de “Arapastı” ağacıdır. Yaşı 1000-1100 arasında olduğu tahmin edilen bu anıtsal kestane ağacının hikayesi de önemini arttırmaktadır. İbradı, tarihinde üç büyük yangın geçirmiştir. Bunlardan birisi de 1861 yılının 20 Ağustos günü çıkan yangındır. Yangınla ilgili hikaye, yangına neden olan Zeynep adlı kişinin Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan sorgu tutanakından ve arşiv belgelerinin çevirisinden sonra açığa çıkarılmıştır. Bu yangını çıkaran kişi olan cariye Abdullah kızı Zeynep, İbradılı Tahtasakal Mustafa Efendi’nin konağını ateşe verir ve taşlığa çıkar. Ne var ki taşlığa çıktığı zaman yangının beklenmedik bir boyuta ulaştığını görür.

Zeynep, yangınla ilgili şöyle demiştir: “Taşlıktan baktım, ağamın hanesi yandı ve ondan sonra civar konaklar yandı.” Yangın kontrol altına alınamamış ve İbradı’da 130’dan fazla ev ve konak yanmıştır.

Yangın sonrasında Zeynep adlı siyah cariyenin olay mahallinde idamı ve bu hadiselerin bir daha vuku bulmaması için iktiza eden bir Tembihname’nin kaleme alınarak bütün kazalarla vilayetlere dağıtılması, ayrıca söz konusu Tembihname’nin “Ceride-i Havadis”de neşredilmesi kararlaştırılmıştır. Zeynep, kaybolmuş mezarının da yakınlarında bulunduğu bu anıtsal kestane ağacına asılmıştır. Zeynep’in cansız bedeninin üç gün bu ağaçta teşhir edildiği bilinmektedir. Bu ağaç bundan sonra halk arasında “Arapastı Kestanesi” olarak anılmaya başlanmıştır.

Melas Vadisi Üzümdere Irmağı

Melas Vadisinde bulunan üzüm bağlarını, bahçeleri ve tarım alanlarını besleyen Üzümdere Irmağı, yaylacıların serinlemek için mutlaka ziyaret ettiklerin yerlerin başında gelmektedir… Tarihte ismi Melas olarak anılan bu vadinin suyu, önce Oymapınar Baraj göllerini besler ve sonunda ise, ünlü Manavgat Şelalesi’nden geçip Akdeniz’e dökülür…

Eynif Tol Han

1220-1237 yılları arasında Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Alaaddin Keykubat tarafından klasik plana göre yaptırılmıştır. Hanın planında mescit yoktur. Tol; halk dilinde taş kemer veya taş kemerlerle yapılmış ev, oda veya kapı anlamına gelmektedir. Tol Han'ın yapılış tarzı da taş kemerlidir. Halen bu kemerlerin birçoğu, hanın çevre duvarları ve kapı kısmı ayaktadır. Bu han, Eynif Ovası’nın ve İbradı'nın çevresinin, Konya-Alanya ticaret yolları güzergâhında kaldığının en güzel kanıtıdır.

Devamı yarın…