Kütahya Türküleri, klasik Türk musikisi karakteristiğinde bir düzene sahip. Makamsal özellikleri bulunuyor. Örneğin; “Kütahya'nın Pınarları”nın- kürdi, “A Hamamcı”nın- muhayyer, “Hisar'dan İnmem Diyor”un- kürdilihicaz, “Havada Durna Sesi Gelir”in evç makamında olduğunu söyleyebiliriz.
Hisarlı Ahmet’in bize aktardığı türküler arasında Kına türküleri, oyunlu oyunsuz ahenk türküleri, zeybek türküleri, gurbet türküleri, seymen yani zeybek geçiş türküleri bulunuyor. Uzun hava türü olmamakla beraber ritimsiz başlayıp ritimle devam edenler var ki buna “ İki bülbül derelerde hun eder” türküsünü örnek verebiliriz. Kerem, Garip, Bozlak, Yahyalı Kerem, Kesik Kerem, Misket ve Müstezat ayağında örnekler vardır.
Ahmet Hisarlı’nın kaynak kişi olduğu Türkülerde sözlü anlatımının güçlülüğü, ezgilerdeki sağlam ve zor müzik cümleleri ve melodi zenginliği dikkat çekiyor. Sözler genelde mani ve türkü biçiminde. Sevgiyi, ayrılığı, hüznü, kabadayılığı türkülerin sözlerinde olduğu gibi müzik yapısında da duyumsuyoruz.
Hisarlı Ahmet, müzik çalışmaları devam ederken ibadetini de bırakmamış. Dükkânının açık kapısına bir sandalye koyarak namaza gider, ezan okur, sala verir veya ramazanlarda ilahilere katılırmış. Hac farizasını yerine getirip Hacı olduktan sonra da çalıp söylemeye devam etmiş. Belirli çevrelerin "Artık Hacı oldun, elini eteğini çek bu işlerden" yolundaki eleştirilere kızar, "Ben sazımla Rabbime sizden daha yakınım" dermiş. Sigarayı da orta yaşlarında bırakmış. Buna bağlı olarak da nefesinin güçlü olduğu, Hisar’a iki dakika gibi kısa zamanda inip çıkabildiği ve Hisar’da türkü söylediğinde sesinin civar köylerden duyulduğu Kütahya’da anlatılır.
Hisarlı Ahmet okuma yazmayı asker ocağında öğrenmiş ve yetersiz buluyordu. Büyük oğlunu ancak ortaokula kadar okutabilmişti. Kızını ise hiç okutamamıştı. Bu duruma çok üzülürmüş. Son umudu küçük oğlu Mustafa Hisarlı olmuş. Ona "Oğlum okuyabildiğin kadar oku" diyerek önceki yanlışlığını düzeltmeye çalışmış. Maddi imkânsızlıklara rağmen Mustafa Hisarlı’nın Devlet Güzel sanatlar Akademisi Y. Mimarlık Bölümü'nü bitirmesini sağlamış ve bununla da gurur duymuş.
Mustafa Hisarlı, yüksek mimar olmasına rağmen, İstanbul'da halk müziği camiasına girdi. 1960'lı yıllardan itibaren MTTB ve MTTF'daki folklor çalışmalarına katıldı. İstanbul Belediyesi Konservatuarı Halk Müziği topluluğunda misafir sanatçı kadrosu ile uzun bir müddet görev yaparak öğrenimime devam etti. Daha sonra TRT’de görev aldı.
Hisarlı Ahmet’in TRT Repertuarında onlarca türküsü bulunuyor. Bunlardan bir böyümünü repertuar numaralarıyla sıralamak istiyorum:
163 A İstanbul Sen Bir Han Mısın
1336 Ah Hamamcı Bu Hamama
1309 Altın Tas İçinde Gınam Ezdiler
1945 Aya Bak Yıldıza Bak
3116 Aydın Meşeleri Dalları Yerde
2177 Bedestene Vardım Şalvar İsterim
1492 Ben Kendimi Gülün Dibinde Buldum
1820 Çatal Çam Başına Goydum Keseri
1778 Depeköy Üstüne Tüfeng Asayım
1279 Duman Vardır Güzel İzmir Başında
1210 Elif Dedim Be Dedim
757 Eremedim Vefasına Dünyanın
1032 Feracemin Ucu Sırma
366 Fincanın Dibi Noktalı
2193 Gar Mı Yağdı Kütahya'nın Dağına
200 Gara Goyun Goyunların Beyidir
1604 Gidin Bulutlar Gidin
1095 Havada Durna Sesi Gelir Ganedi Gırma
294 Hisardan İnmem Diyor (Menberi)
1620 İğnem Düştü Yerlere
1303 İki Bülbül Derelerde Ün Eder
109 Karanfil Oylum Oylum
1631 Kütahya'nın Pınarları Akışır
29 Meşeden Gel A Sürmelim Meşeden
2657 Mustafa'm Kaşların Kare
3525 Portakalım Çaya Düştü
3426 Sıyırdılar Serpoşumu Başımdan
1856 Söğüt Dallerinde Beslenen Bülbül
175 Yağmur Yağar Her Dereler Sel Alır
48 Yasemen Dalına Yar Neden Eymeli
Hisarlı Ahmet; kendisini yaşatacak onlarca türkü, oyun havası bırakarak 4 Ocak 1984'de aramızdan ayrıldı. Kütahyalılar vefa örneği göstererek dükkânının bulunduğu caddeye adını verdiler. Kültür Parkı'na büstü konuldu. Rahmetle, saygıyla anıyoruz.