HEY GİDİ KARADENİZ (5)

Abone Ol

Günün Gezi Noktaları;

Atatürk Köşkü, Kazaziye, Ayasofya, Çay Fabrikası Sürmene Bıçağı…

Sabah otelde alacağımız kahvaltımızın ardından Ordu’da fındık alışverişi yapabileceğimiz ve üst kalite fındık alabileceğimiz bir kısa mola veriyoruz. Molamızın ardından Trabzon’ a hareketle Gülbahar Hatun Camii ve Zağnos Deresi yanından Trabzon kalesini de panoramik olarak görerek Soğuksu Tepesi’ndeki Art Neuve (Yeni Sanat) tarzında Konstantin Kabayanidis’in yaptırmış olduğu ve Trabzon halkının Ata’ya armağanı olan Atatürk Köşkü’nü görüyoruz. Atatürk Köşkü gezimiz sonrasında Trabzon Ayasofya’sına hareket ediyoruz. Kommenos Krallığı döneminde İstanbul’daki Ayasofya’ya ithafen yapılan bu mimari harikayı ve fresklerini tanıdıktan sonra bölgenin en büyük gümüş atölyesine gidiyoruz. Burada Gümüş, Telkari, Trabzon hasır bileziği ve ülkemizde sadece Trabzon’da üç aile tarafından yapılan, Kazaz Türkleri tarafından bölgeye kazandırılan en değerli sanat olarak nitelendirilen ve hanımlar için hayranlık uyandıran işçiliğiyle Kazaziye sanatının inceliklerini öğreniyoruz. Alışveriş molamızın ardından binlerce yıllık el sanatı kültürünün evrensel boyuta ulaştığı Sürmene bıçaklarının hangi aşamalardan geçtiğini öğreneceğiz ve Sürmene bıçağı alma imkanı bulacağız. Alışveriş molamızın ardından Karadeniz denildiğinde akla ilk gelen ürün olan ve istatistiksel olarak ülkemizde en çok tüketilen ürünlerin başında gelen çay bitkisinin sofralarımıza ulaşana kadar hangi aşamalardan geçtiğini öğrenebileceğimiz çay fabrikası ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. İkram edilen çaylar eşliğinde yapılacak sunumda çay hakkında bilmediğimiz birçok şeyi yerinde öğrenme fırsatı bularak ulusal marketlerde bulunması çok zor olan Mayıs Çayını alabilme imkanımız oluyor. Çay fabrikası gezimiz sonrasında otelimize geçiyoruz.

Günün Gezi Noktaları;

Uzungöl, Karaster Yaylası, Batum, Poseidon Meydanı, Ali & Nino Medea Heykeli Avrupa Meydanı Tiyatro Binası…

Deniz seviyesinden 1090 m yükseklikte bulunan Uzungöl, dik yamaçları ve muhteşem orman örtüsü ile Alplerin güzelliğini geride bırakmaktadır. Vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düşen kayaların Haldizen Deresi’nin önünü kapatmasıyla oluşmuş göl, “Uzungöl” olarak bilinir ve çevreye aynı ad verilmiştir. Özellikle yakınındaki “Şerah” Köyünün yöreye uygun tarzda yapılmış eski ahşap evler, doğanın güzelliğini tamamlar özelliktedir. Karadeniz’in en meşhur gölü olan Uzungöl çevresinde gezmek yetmediyse hadi bir de üstten bakalım, dileyen misafirlerimiz ile yaklaşık 2300 rakımı ile Karaster yaylasına yapacağımı yolculukla hem bulutları aşıp yeni bir zirve göreceğiz hem de Karaster dağının yamacına kurulmuş yayla hayatını yakından görme şansı elde edeceğiz. Bir yayla ve aynı zamanda eşsiz bir göl manzarasını aynı anda sunan en güzel adreslerden biri olan ve sizi kendine çeken bu enfes Karaster Yaylası gezisi ardından otobüsümüze binerek Batum’a gitmek üzere yola çıkıyoruz. Sarp sınır kapısında giriş işlemlerimizi tamamladıktan sonra Gürcistan/ Acara bölgesine geçiyoruz. Hz. İsa’nın on iki havarisinden biri olan St. Mathias`ın mezarının da bulunduğu Roma döneminden kalan ve en son Osmanlılar döneminde kullanılan Gonio- Apsaros Kalesi’ni (panoramik) görüyoruz. Hemen yanı başımızdaki Avrupa başkentleri edasıyla ünlü Batum’un ünlü Poseidon Heykeli, Tiyatro Binası, Medea Heykeli ve yeni oluşturulan yüzüyle Avrupa Meydanını göreceğimiz alanlardan sadece bir kaçı. Batum Bulvarı’nda gezinti yaptıktan sonra serbest zamanda Karadeniz kıyısında bir şeyler içebilir, ışıklar şehrinin büyüsünde Ali&Nino hikayesini öğrenebilir veya alfabe kulesi ile mimariye farklı bir açıdan bakabilirsiniz. Serbest zamanımızın ardından otelimize geçiyoruz.

Devamı haftaya…