Hatta iş o kadar abartıldı ki, vaktiyle Demokrat Partiye oy vermedi diye il olan Kırşehir ilçe yapılmıştı.
İl yapma vaadi seçimde gerçekten işe yarar mı bilmiyorum ama bu işin çok abartıldığı kesin…
67 olan il sayısı, sonraki yıllarda üçer beşer eklenerek 81’e çıkarıldı.
Şimdi de 100 il olmasını isteyenler var.
Herkes il sayısı artırılsın, benim ilçem de il olsun diyor da il sayısı artınca veya bir ilçe il yapılınca ne fayda getirecek kimse konuşmuyor.
Eskiden ulaşım ve haberleşme güçlüğü sebebiyle il merkezinin yakında olması tercih ediliyordu.
Şimdi ulaşım sıkıntısı da kalmadı, yazışmalar da zaten sistem üzerinden elektronik yolla yapılıyor. Bir ilçeyi il yapınca kime ne faydası olacak?
Kırmızı plaka sayısı artacak diyeceğim ama o bile değişmeyecek. Kaymakam da zaten kırmızı plakalı arabaya biniyor, il olursa vali de yine kırmızı plakalı arabaya binecek.
Değişen tek şey, kaymakam yerine vali atanacak, ilçe müdürleri yerine il müdürleri olacak.
İl olursa yatırım artacak diye hiç umut etmeyin, bugüne kadar il yapıldı diye yatırımın arttığı hiçbir yer yok.
Sadece isim ve tabela değişiyor. Belki belediye başkanı bile değişmeyecek.
İlçe gelişmiş ise hastanesi, adliyesi, otogarı, fabrikaları zaten var. İl olunca yeni bir şey eklenmeyecek.
Hatta bazı ilçeler yeni il merkezine bağlanacağı için çekememezlik ve husumetler de oluşacak.
Türkiye’de zaten gereğinden fazla il var. İl sayısını artırmanın bugüne kadar kimseye faydası olmadı, emin olun bundan sonra da kimseye faydası olmayacak.
Artık bu basit seçim vaadinden vazgeçelim.
Gerçekten ülke için ihtiyaç duyulan şeyleri konuşalım…
İlçemiz il yapılsın demek yerine, eksik olan yatırımlar tamamlansın diye uğraşalım.
Hastane yoksa hastane isteyelim, hastane var da doktor yoksa ısrarla doktor isteyelim.
Fabrika kurulsun, en azından işsizlik azalsın diye ısrarcı olalım.
Bugün bir ilçe kadar bile yatırım yapılmayan çok ilimiz var.
Birçok vatandaşın hangi bölgede olduğunu bile bilmediği, siyasilerin bile seçimden seçime hatırladıkları o kadar çok il var ki…
Bu sayıyı artırmanın kimseye bir faydası olmayacak.
Hatta daha az yatırım yapılacağı için büyük kayıpları olacak.
İlla da çok faydalı olacağına inanılıyorsa, her ilçeyi il yapalım!
****
Muhabbetin böylesi
Genç adam, İstanbul’dan Ankara’ya otobüsle giderken, verilen molada hemen tuvalete koşturdu. Boş bir kabin bulup kendini oraya attı. Tam kabine girmişti ki, yan kabinden bir ses geldi:
- Merhaba.
Adam şaşkın şaşkın cevap verdi:
- Merhaba.
Ses devam etti:
- Nasılsın?
İlk defa başına böyle bir şey geliyordu, yine de şaşkın şaşkın cevap verdi:
- Sağol, iyiyim. Sen nasılsın?
Ses sordu:
- Ne yapıyorsun?
Bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığını da biliyordu. Başka bir şey söylemesi gerektiğini düşündü ve cevap verdi:
- Ben, İstanbul’dan gelip, Ankara’ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun?
Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.
- Hayatım, telefonu kapatıyorum. Yandaki tuvalette bir geri zekalı var. Sana sorduğum sorulara cevap verip duruyor. Ben seni daha sonra ararım!
***
TEBESSÜM
Vali
Vilayette çalışan memuru herkes tanır, sürekli takılırlarmış. Memur da her gün bir fıkra uydururmuş. Günlerden bir gün şöyle demiş:
- Bu vilayette Vali bey benden sonra gelir…
Bu sözü sabahları günaydın yerine kullanmaya başlamış. Söz sonunda Vali beyin kulağına gitmiş. Vali memura sormuş.
- Söyle bakalım bu vilayette Validen önce kim gelir?
- Ben efendim!
Vali “Ne demek o?” diye sinirlenince memur hemen cevabını vermiş:
- Efendim siz saat onda, on otuzda teşrif buyurursunuz. Ben ise sizden önce saat dokuzda vilayete gelirim…
****
GÜNÜN SÖZÜ
Bahane kıl gibidir, herkeste bulunur; ama çare akıl gibidir, az kişide bulunur.
Lao Tzu