Mükemmelliği çok dert etme der Osho ve devam eder:
'Mükemmellik' sözcüğünü 'bütünsellik' ile değiştir. Mükemmel olma terimleri ile düşünme, bütün olma terimleri ile düşün. Bütünsellik sana farklı bir boyut katacaktır.
Bütün ol, mükemmel olmayı unut. Her ne yaparsan yap tam olarak yap; mükemmel olarak değil tam olarak…
Aslında fark nedir?
Öfkeliyken mükemmeliyetçi biri size , "Bu iyi değil, öfkelenme; mükemmel bir adam asla öfkeli değildir" diyecektir. Bu saçmalıktan başka bir şey değildir. Çünkü biliyoruz ki herkes öfkelenir.
Unutma, mükemmeliyetçi, "Öfkelenme" diyecektir. O zaman sen ne yapacaksın? Öfkeni bastıracaksın, onu yutacaksın; o senin varlığında yavaş bir zehir haline gelecek. Onu bastırabilirsin fakat o zaman sen öfkeli bir insan olacaksın ve bu kötüdür. “Öfke arada bir, kendi fonksiyonu olan, kendi güzelliği olan, kendi insaniyeti olan bir alevlenmedir.”
Öfkelenemeyen bir adam omurgasız olacaktır, cesaretsiz olacaktır. Öfkelenemeyen bir insan sevemeyecektir de çünkü her ikisinin de tutkuya ihtiyacı vardır ve o aynı tutkudur aslında.
Nefret edemeyen bir insan sevemeyecektir; nefret ve sevgi birlikte el ele giderler…
Öfkelenmeyenin sevgisi soğuk olacaktır. Ve aklından çıkarma ki sıcak bir nefret soğuk bir sevgiden çok daha iyidir. En azından o insancadır; onun yoğunluğu vardır, onun hayatı vardır, o nefes alır.
Tutkusunu kaybetmiş insan donuk, ölü, soluk olacaktır ve onun tüm yaşamı öfke olacaktır. O, onu ifade etmeyecektir, o, onu sürekli olarak bastıracaktır. Katman katman öfke birikecektir; o basitçe öfke olacaktır.
Gidip sözde mahatmalarını ve azizlerini görebilirsin, onlar öfkeli insanlardır. Onlar öfkelerini kontrol ettiklerini zannederler.
Fakat kontrol edilmiş bir öfkeyle ne yapabilirsin. Onu sadece yutabilirsin, nereye gidecek? O sana aittir, o senin bir parçandır. O orada ifade edilmeden kalacaktır.
Ne zaman öfke ifade edilirse ondan özgürleşirsin…
Ve öfkeden sonra sen yeniden şefkat hissedebilirsin; öfkeden sonra ve fırtına dindikten sonra sen yeniden sevginin sessizliğini hissedebilirsin. Nefret ve sevgi, öfke ve şefkat arasında bir ritim vardır. Şayet birini bırakırsan, diğeri kaybolacaktır. Ve ironi şudur ki neyi bırakırsan bırak, onu sadece yutmuşsundur. O senin sisteminin bir parçası olacaktır.
Hiçbir sebep yokken basitçe öfkeleneceksin; öfken irrasyonel olacak. O senin gözlerinden, senin hüznünden, senin karanlığından, senin ciddiyetinden okunacak…
Mükemmeliyeti bütünsellikle değiştir derken demek istediğim şey öfkeliyken bütüne öfkeli olmandır. O zaman sadece öfke ol, saf öfke. Ve onun da güzelliği vardır…
Ve biz öfkeyi insan olmanın bir parçası olarak, zıtlıklar oyununun bir parçası olarak kabul edebilirsek dünya daha iyi bir yer olacaktır. Doğuya Batı olmadan, gündüze gece olmadan, yaza kış olmadan sahip olamazsın... Hayatı kendi bütünselliği ile kabul etmek zorundayız. Hayatta belli bir ritim ve zıtlıklar vardır.
Sadece kabul edelim.
Osho/Ego