Havada çay kokusu var, taze çay kokusu, Doğu Karadeniz’den tüm yurda yayıldı. Çay hasadı sezonu açıldı, çaylıklar şenlendi. Dünya çay üretiminde beşinci, kişi başı çay tüketiminde birinci sırada yer alan Türkiye’de, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Rize, Trabzon, Artvin, Giresun ve Ordu illerinde yaklaşık 800 bin dekar alanda yaklaşık 210 bin üretici ile yapılan ve yaklaşık 1.5 milyon kişiyi ilgilendiren çay tarımı, bugün hâlâ bölge için önemli bir tarımsal faaliyet olma gerçeğini koruyor.

1950’li yıllardan buyana Doğu Karadenizli vatandaşlarımızın ana geçim kaynağı olan Çay’ın bu yılki kg başına taban fiyatı da açıklandı. Bu yıl için yaş çay alım fiyatının kilo başına 3,87 lira olduğu duyuruldu. Destekleme ile birlikte bu fiyat 4 lira olacak.

Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan; açıklanan fiyatın genel anlamda beklentileri karşıladığını, fiyatın salgın dönemi göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Yaş çay kilogram fiyatında yaklaşık %18 civarında artış olduğunu ifade eden Erdoğan;  Müstahsil açısından ürüne verilen zammın yetersiz olduğu yönünde bir görüş yok. Memnuniyet verici. Ürüne verilen fiyatın memnuniyet verici olması ürüne özen gösterilmesini, kaliteli hasat gerçekleşmesini sağlayacaktır. Salgın döneminde üreticinin bahçesi ile uğraşması da sektör için bir avantaj. Kalitenin yukarı taşınması açısından bir avantaj olacaktır diye konuştu.

Sanayici açısından da durumu değerlendiren Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan; Ham maddenin yüzde 18 arttığını, diğer artışlarla birlikte yüzde 20 civarında girdilerde bir artış var. Sanayicinin girdilerinde artış olunca raf fiyatını yukarı çıkarması gerekiyor. ÇAYKUR'un yüzde 51 hacmi var. Orada zam yapılmazsa özel sektör ve müstahsil açısından yapılan bu zam havada kalabilir. Devlet yetkililerinden kuru çaya da zam yapmalarını talep ediyoruz. İki tarafı da iyileştirelim ifadelerini kullandı.

Sosyal medyada fiyatı beğenmeyen grupların olduğunu da söyleyen Erdoğan; Devletin verdiği oranın enflasyona yakın bir oran olduğunu belirtti. Erdoğan 13 kuruşluk destekleme fiyatının 8 yıldır yükselmediğini söyleyerek, diğer desteklemeler artarken çaydaki fiyat değişmedi. Destekleme fiyatı artsa memnuniyet seviyesinin çok daha yukarı çıkacağını düşünüyorum dedi.

Çay Üreticileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Mavi ise yaş çay kilogram fiyatının diğer gıda ürünlerine yapılan artışın yanında düşük kaldığını savunarak, yaş çay kilogramının yanında ürün destekleme miktarının artırılması üretici açısından daha sevindirici olabilirdi. Salgın döneminde şartların zor olacağını bilerek değerlendirme yapmak lazım. Burada en büyük görev özel sektör işletmelerine düşecektir. Açıklanan taban fiyatın altında yaş çay alınmamalı. Devlet yetkilileri bu konuda hassasiyet göstermeli şeklinde konuştu.

Çay Üreticileri İnisiyatifi Temsilcisi Recep Memişoğlu ise devletin daha mayıs çay kampanyasını açmadan 210 bin çay üreticisinin çayına kota uygulayacağını açıklamış olmasının bu yıl çay üreticisinin de mağduriyet yaşayacağını gösterdiğini söylemişti.

Memişoğlu, üreticilerin taleplerini şöyle sıralamıştı:

Yaş çay taban fiyatı özel sektörü de bağlamalıdır. Taban fiyatın altında alım yapamamalıdır. Taban fiyat 4 lira 30 kuruş olmalıdır. Destekleme ödemesi de en az 20 kuruş yapılmalıdır. Kota ve kontenjan kaldırılmalı, üretici çayını zamanında alıcıya satabilmelidir.

Üretici taban fiyata ikna olsa da destekleme de artış bekliyordu.

Pandemi şartlarında girdiğimiz ikinci çay sezonunda devletin açıkladığı yaş çay taban fiyatı üreticinin bir kısmını memnun etse de memnun olmayan çay üreticilerinin de olduğunu görüyoruz. Salgın dönemini dikkate alarak yorum yapacak olursak verilen taban fiyatın normal bir seviyede olduğunu söyleyebiliriz.

Yaş Çay alımının kilo başına fiyatı geçen yıl destekleme ile birlikte 3,40 lira iken bu yıl 4 lira oldu. Çayın kilosundaki %17,6’lık artış oranı iyi gibi görünse de son açıklanan yıllık üretici enflasyon oranının % 35.2 olduğu gerçeği karşımızda dururken, bu artışın maalesef bir anlamı olmuyor. 13 kuruşluk destekleme fiyatının 8 yıldır yükselmediğini dikkate alırsak üreticinin devletten destekleme için bir artış beklemesi gayet normal.

Yüksek enflasyonda kazancı buhar olan üretici taban fiyata ikna olsa da desteklemenin en az 20 TL olması gerektiğini düşünüyordu. Destekleme 20 lira ya da üzerinde verilseydi yaş çay kilogram fiyatının üreticiye yansıması 4 liranın üzerine çıkacaktı ve bu rakam üreticiyi memnun edebilirdi.

Ayrıca üreticilerin kota ve kontenjan uygulamasında şikâyetçi olduğu görülüyor. Çay üreticileri her sene yaşanan bu probleme bir çözüm bulunmasını bekliyor. Üretici kota ve kontenjana takılmadan çayını zamanında alıcıya satmak istiyor. Devlet kota ve kontenjan koyduğu için elindeki çayı kalan üretici mecbur özel şirketlere taban fiyatın altında çayını satmak zorunda kalıyor. Bu bağlamda; Üreticiler devlet tarafından açıklanan yaş çay taban fiyat uygulamasının özel sektör içinde geçerli olması gerektiğini dile getiriyorlar.

Dünya çay üretiminde beşinci, kişi başı çay tüketiminde birinci sıradayız. Çay üretimi ve tüketimi ülkemizde önemli bir yer tutuyor. Bu bağlamda; Bölge insanının ana geçim kaynağı olan çay üretimini nesilden nesile taşıması, ekonomik kalkınma ve bölgesel kültürü yaşatma anlamında önem arz etmektedir.

Pandemi öncesinde çaylıkları büyük oranda yabancı uyruklu işçilere teslim eden yöre halkı, salgın nedeniyle getirilen yasaklar ile birlikte zorunlu da olsa çaylıklarına geri döndüler. Doğu Karadeniz insanının bu vesileyle kendi ürününe sahip çıkıp çaylıklara girmesi çayda kalite artışını da beraberinde getirdi.

Mayıs’ta başlayıp Eylül’de sona eren yaş çay üretimini bölge insanının özverisi, devletin teşvik ve katkısıyla ekonomik ve kültürel anlamda yaşatmamız gerekiyor. Bu bağlamda; Bu tarım faaliyetine devletin desteği önem arz ederken, üretici STK’ları ve çay üreticilerinin istişare kültürünü benimseyerek ortak bir noktada buluşması gerekiyor.