AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili ve Orman ve Su İşleri eski Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye’de son günlerde tartışılan kuraklık ile ilgili olarak bir dizi açıklamalarda bulundu. Eroğlu, “Özellikle son yıllarda kendini daha fazla hissettiren küresel iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden biri de Türkiye’dir. Bu sebeple ülkemizde su kaynaklarının sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde yönetimi, son derece büyük ehemmiyet arz etmektedir. Öncelikle Türkiye geneli yağışlar ile alakalı genel bir değerlendirme yapılacak olursa, hidrolojik bakımdan ülkemizde 1 Ekim ile 30 Eylül tarihleri arası “Yağış Yılı” olarak kabul edilir. Ülkemizin su kaynakları, tek elden çok iyi bir su yönetimi ve işletmesiyle ancak kendi kendine yetebilecek durumdadır. Türkiye’nin içinde bulunduğu yarı kurak iklim bölgesini ve su kaynaklarımızın durumuna baktığımızda, bizim suyumuzu her bir damlasına kadar akıllıca ve sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde değerlendirmemiz gerekmektedir. Biz, bu sebeple Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 18 yılda çok sayıda su yapıları inşa ettik. Ülkemizin dört bir yanını ilmek ilmek dokuyarak bütün su kaynaklarını, vatandaşımız için değerlendirme gayreti içinde olduk. Şayet bu su yatırımları yapılmamış olsaydı, bugün içinde bulunduğumuz durumun boyutu tahmin edemeyeceğiniz kadar çok daha vahim bir durum olabilirdi. AK Parti Hükümetleri olarak son 18 yılda takriben 255 milyar TL maliyetinde su yatırımı gerçekleştirerek 8 bin 695 tesisi Aziz Milletimizin hizmetine sunduk. Bu tesislerin; 600’ü baraj, 423’ü gölet ve bent, 590’ı ise hidroelektrik enerji santrali bin 457’si sulama tesisi, 262’si içme suyu tesisi, 21’i atıksu arıtma tesisi, 5 bin 89’u taşkın koruma tesisi, 253’ü toplulaştırma tesisidir” dedi.

Marmara Bölgesinde yüzde 15,7, Ege Bölgesinde yüzde 14,2 azalma

Türkiye’de 2019 yılında tüketilen su miktarının 57 milyar metreküp olduğunu belirten Eroğlu, “Bu suyun yüzde 77’si olan 44 milyar metreküpü sulamada, yüzde 23’ü olan 13 milyar metreküpü ise içme, kullanma ve sanayi suyunda kullanılmaktadır. Ülkemizin yıllık aldığı yağışlara da kısaca bakmakta fayda var. 1 Ekim 2019 - 30 Eylül 2020 tarihleri arasındaki yağış yılına baktığımızda Türkiye geneli yağışlarında normal kabul ettiğimiz yani uzun yıllar ortalamasına göre sadece yüzde 3,7’lik bir azalma olduğu görülmektedir. Yağışlarda görülen bu azalma oranı büyük bir azalma olarak değerlendirilemez. Bölge bölge değerlendirecek olursak; yağışların en fazla azaldığı bölgeler Marmara, Ege, İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi olduğu görülmektedir. Uzun yıllar ortalamasına göre Marmara Bölgesinde yüzde 15,7, Ege Bölgesinde yüzde 14,2 azalma görülmüştür. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise bu seneki su yılında yağışlarda artış olmuştur. Uzun yıllar ortalamasına göre Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yüzde 18,3’lük artış söz konusu olmuştur. Ülkemizde geçmiş yıllar yağış verilerini incelediğimizde ortalama 7 yılda bir orta şiddette, 19 yılda bir ise çok şiddetli kuraklık vuku bulmaktadır. Son 50 yılı değerlendirirsek misal olarak 1973 yılında ülkemiz büyük bir kuraklık yaşamıştır. Daha sonra 1989 yılında ve benim İSKİ Genel Müdürü olduğum 1994 yılında başka bir büyük kuraklık vuku bulmuştur. Yine 2001, 2007 ve 2017 yılında da kuraklıklar yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.

"O tarihten itibaren İstanbul’a hiçbir zaman su kesintisi yaşatmadık"

“İSKİ Genel Müdürü olduğum dönemde, İstanbul’un su kaynaklarını en ideal şekilde yönetebilmek için çok ileri bir optimizasyon programı hazırlayarak şehre sürekli su sağladık” diyen Veysel Eroğlu, şunları kaydetti:

“Bu program sayesinde özellikle kurak dönemlerde suyu çok iyi bir şekilde yönettik. İSKİ Genel Müdürü olduğum 5 Mayıs 1994 tarihinden 8 ay sonra yani 1 Ocak 1995 saat 08.59’dan itibaren su kesintilerini kaldırdık. O tarihten itibaren İstanbul’a hiçbir zaman su kesintisi yaşatmadık. Hâlbuki 2007 yılında büyük bir kuraklık olmuş ve şehirde ciddi bir su sıkıntısı yaşanma ihtimali vardı. Ama biz yaptığımız planlamalar ve kullandığımız optimizasyon programı ile bu su sıkıntısını İstanbullulara hissettirmedik. Yine 2017 yılında da kuraklık vuku buldu ancak, biz bunu vatandaşlarımıza hissettirmeden aştık. Dolayısıyla iyi bir işletme ve su kaynaklarının planlı yönetimi ile kuraklıklar yönetilebilir. Dolayısıyla daima bir iki yıl öncesinden hazırlık yapılarak kuraklığı aşmak için A, B, C planları yapılmıştır. Bu maksatla bilhassa Büyükşehirler için tarafımdan ilk defa İSKİ’de hazırladığım 'Su Tahmininde Ötelenmiş Veysel Eroğlu Tahmin Metodu' kullanılmıştır. Böylece bir yıl sonraki muhtemel durumlar önceden tahmin edildiği için gerekli tedbirler alınmıştır. Hatta Bakanlığım döneminde sulama barajları ile ilgili olarak da bir yıl öncesinden bütün paydaşlarla toplantılara yapılarak tedbir alınırdı. Burada suyun tek elden ve aynı zamanda bu işi bilen ehliyet ve liyakat sahibi kişiler tarafından yönetilmesinin önemini vurgulamak istiyorum.”

"İstanbul’da yüzde 11,1 nispetinde bir azalma olmuştur"

Eroğlu açıklamasının devamında şu bilgilere yer verdi:

“Son zamanlarda kuraklıktan söz edilmesinin sebebi şudur: Bilhassa 1 Ekim 2020 tarihinde başlayan yeni su yılında, 25 Aralık tarihine kadar takriben 3 aylık dönemde Türkiye geneli yağışlarda uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 46,7 nispetinde bir azalma söz konusu olmuştur. İç Anadolu Bölgesinde yüzde 57,2 ve Karadeniz Bölgesinde yüzde 49,5’lik azalma vardır. Netice olarak vatandaşlarımız bu durumdan dolayı endişe etmişlerdir. Ancak geçmişteki su yıllarına baktığımızda 1973, 1989, 1994, 2001, 2007 ve 2017’de yaşanan kuraklığın şiddeti bu seneki su yılına göre daha fazlaydı. Üç büyük ilimizdeki yağışlara baktığımızda ise 1 Ekim 2019 - 30 Eylül 2020 Su Yılı yağışlarında uzun yıllar ortalamasına göre İstanbul’da yüzde 11,1 nispetinde bir azalma olmuştur. Ankara’da yüzde 12,2 ve İzmir’de ise yüzde 11 azalma söz konusudur. Yağışlarda yaşanan bu azalma kolaylıkla yönetilebilir oranlardır. Çok iyi bir işletme neticesinde yağışlarda ki azalma vatandaşlarımıza hissettirilmeden yönetilebilir.

'Son 18 yılda toplam 262 içme suyu temin tesisi inşa ederek bütün illerimizde içme suyu meselesini kökünden çözdük'

Hazırlamış olduğumuz Eylem Planında şehirlerimizin içme suyu ihtiyaçlarını öncelik sıralamasına göre belirleyerek uygulama çalışmalarına geçtik. Baraj, gölet, isale hattı, içme suyu arıtma tesisi, su hazneleri, terfi merkezleri gibi bütün tesisleri inşa ettik. Son 18 yılda toplam 262 içme suyu temin tesisi inşa ederek bütün illerimizde içme suyu meselesini kökünden çözdük. Takriben 45 milyon vatandaşımıza ilave içme suyu sağladık. Burada özellikle belirtmek istediğim bir husus, kuraklık ilk defa vuku bulan bir hadise değildir. Ülkemizde geçmişte de pek çok defa kuraklık yaşanmıştır. Ortalama 7 yılda bir orta şiddetli kuraklık, 19 yılda bir de büyük şiddetli kuraklık yaşanmaktadır. Kur’an-ı Kerimde Yusuf Suresinde bu durum “Bolluk yıllarından sonra 7 kıtlık yılı geleceği” şeklinde ifade edilmektedir. Burada asıl olan bu kuraklıklara karşı tedbir almaktır. Ben Bakanlıklarım döneminde sadece içme suyu için değil, sulama, sanayi suyu ve enerji üretimi için de her zaman A, B ve C planlarımızı hazırlardım. Bu planlara göre iyi bir su yönetimi sağlardık. Bir söz vardır, 'At binicisine göre kişner' diye. Suyun yönetimi tek bir elden ve liyakat sahibi kişiler tarafından yapılabilecek hassas bir konudur.”