İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'ın da işi kolay değil tabii. Bugüne kadar gelmiş bir İBB düzeni var. Önce oraya kendini kabul ettireceksin, sonra oradaki işleyen dişlilerin paslanmış bölümlerini değiştireceksin, kendi sadık ve güvenilir ekibini kuracaksın, bunları yapana kadar da kılı kırk yaracaksın... Elbette uzun ve zor bir iş. Hele hele 2019'da aday gösterilip gösterilmeyeceği muamma olan bir "emanetçi" için daha zor. "Emanetçi" tanımını ben yapmıyorum, İBB koridorlarında da böyle fısıldaşmalar var, Ankara'da da. Hele hele, ülkenin Başbakanı ve partinin Genel Başkan Yardımcısı'nın İstanbul'a aday gösterileceği konuşulurken, gücünü bir önceki başkan Kadir Topbaş'tan değil, daha etkili yerlerden alanlara karşı ne yapabilir ki Uysal... Zaten, Beyoğlu Belediye Başkanlığı'ndan bu yana Topbaş'la birlikte yürüyenler ya uzaklaştırıldı, ya da kızağa çekildi.

İstanbul'da "metal yorgunu" olan Kadir Topbaş, Selim Temurci, Necmi Kadıoğlu ve 25 ilçe başkanıymış sadece demek. "3 dönem" kuralına takılacak olan diğer yorgunlar için yumuşak geçiş yöntemi seçildi. Onlar da zaten "bitse de gitsek" havasında durumu idare ediyor. Bazı şeylere bakınca Mevlüt Uysal'ın da aynı düşüncede olduğu hissine kapılıyor insan. Daha doğrusu, Mevlüt Uysal, böyle düşünmeye yol açacak davranışlar sergiliyor.

* * *

Uygulamada öyle olduğunu herkes bilse de, hiç kimse "Ne demek canım, İBB bütçesine ben de diğer İstanbullular kadar pay vermiyor muyum?" diye sormasa da bir "şehr-i emin" çıkıp da "Hizmette önceliğimiz çok oy aldığımız yerler" deyip, ardından bunu düzeltmek için çaba üstüne çaba sergiler mi? Mermi namludan çıkmış bir kez, "ateş ettim ama oraya değil" desen ne fayda. Zaten kahvehane sohbetlerine kadar yansıyan ama yüksek sesle söylenmeyen bir gerçekliği itiraf etmişsiniz madem, bari tevilinin güç olduğunu kabul edin değil mi? 

Ya da tersinden bakalım. O sözü söylediniz, sonra düzelten açıklamalar yaptınız. "İstanbul'un tamamına hizmet götürmek bizim görevimiz" inancında olduğunuza ikna etme çabasındasınız. Hatta, İstanbul'daki "erezyonu" durdurup, yüzde 50'leri aşacak motivasyon sağlama kararlılığınız var. Ne yaparsınız peki? 

Size oy vermeyen bölgeleri ziyaret eder, İBB'nin halka temas eden hizmetlerindeki sorunlarını tespit eder, ardından da hızla adımlarınızı atarak "pansuman" da olsa icraat yaparsınız değil mi? Hayır, öyle yapmıyor Mevlüt Uysal. Beşiktaş'ta kaldırım düzenlemesini engelliyor, Beylikdüzü'nde reklam panolarını gece yarısı parçalayıp söküyor, Kartal'da ilçe belediyesine ait alanı otopark yapmak için zabıtalarla bindirme yapıyor. Ya da bunların yapılmasına göz yumuyor.

* * *

Silivri, uzun süredir KİPTAŞ'ın yapacağı 3.Etap konutlarını tartışıyor. CHP'li ilçe belediyesi, konutların planlandığı bölümün tarım arazisi olduğunu ileri sürerek karşı çıkıyordu buna. AK Partililer ilk zamanlar "Silivri büyüyecek, gelişecek" diyerek karşı çıkanları eleştirdi. Ama daha sonra "Yeni ilçe başkanı ve yönetimi kimler olacak" beklentisine girilince, onların da pek savunası kalmadı KİPTAŞ konutlarını.

Gün geldi çattı, KİPTAŞ konutlarının tanıtımı yapıldı. Silivri'de değil, İBB'nin Saraçhane'deki başkanlık binasında. Silivri'de yıllardır kirada oturup, yaşamını bu ilçede kurmuş binlerce insan merakla bu projeyi bekliyordu. 

Uysal projeyi "dar gelirliler için" diyerek tanıttı. Ancak ödeme tablosunu sosyal medyadan ve yerel gazetelerden görenler hiç de "dar gelirli"ye uygun olmadığını söylüyor. 3+1 daire için 40 bin lira peşin, asgari ücretten fazla taksit, bir de ara ödeme ve 240 ay vade...

Anlaşılan Uysal'ın "dar gelirli" dediği kesim bile, en az 3 asgari ücret alıyor ki, fiyatlar ve ödeme planı bu şekilde açıklandı. Uysal'ın "dar" dediği, Silivri'deki birçok kişiye o kadar bol geldi ki, içinde kaybolup gitme korkusuyla "Aman kalsın" dediler KİPTAŞ 3. Etap için. Yine parası olan alacak, kiraya verecek. Ve bu konutlarda oturanlar ev sahibinin yüzünü bile göremeyecek.

* * *

Başkan Uysal, Silivri'ye yapılacak konutları Silivri'ye ayak basmadan tanıtırken, ilçeye bir şok daha yaşattı. Selefi Kadir Topbaş'ın her seçimden önce birinci vaadi olan "Silivri'ye Metrobüs"ün mümkün olmadığını anlattı. Makul sebeplerle anlattı elbette. Topbaş'ın da boş vaadde bulunduğunu anlamış olduk Uysal'ın açıklaması sayesinde. Metro'nun Esenyurt'a ulaşması, banliyö treninin Kazlıçeşme-Halkalı arasında hizmete girmesiyle Metrobüs'ün rahatlatayağını da müjdeledi!

Silivri'ye Metrobüs'ün dışında alternatif bir ulaşım düzenlemesi de anlatmadı Başkan Uysal. Demek aynı düzen devam edecek. Silivri, her ne kadar mücavir alandan çıkıp, Büyükşehir kapsamına alınsa da, "belediye otobüsü" denilenler özel.Büyükçekmece'ye bağlanan beldelerdeki gibi, muavinli otobüsler. İstanbulkart'ı muavine veriyorsunuz, o okutuyor cihaza. Belli aralarda ücret kademelendirmesi yapıyor. Otobüsler sabah-akşam tıka basa dolu. 65 yaş üstü veya engelli gördüklerinde durağı es geçiyorlar. Kısacası, Büyükçekmece merkezini Silivri yönüne doğru geçmek isterseniz (Çatalca, Hadımköy dahil) "özel" halk otobüslerinde bambaşka bir yolculuk formatıyla karşılaşıyorsunuz.

Ne İBB'nin, ne de İETT'nin umurunda değil tabii bu. Neden? Büyükçekmece, Çatalca, Silivri'de yaşayanların AK Parti'yi değil, CHP'yi tercih etmesi olabilir mi sebep? Cevabını, oralara gitmeye kalkınca alıyorsunuz zaten...