Uzmanlar, özellikle fosil yakıtların neden olduğu küresel ısınmanın önüne geçebilmek için ‘karbonsuz gelecek’ çağrıları yapıyor. Ülkelerin enerji karmalarında fosil yakıtların payını azaltması gerektiğinin altını çizen uzmanlar, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve nükleer enerjiye yönelmenin gelecek için önemini her fırsatta hatırlatıyor. Halen enerji ihtiyacının büyük bölümünü fosil yakıtlardan sağlayan Türkiye'de temiz bir gelecek için yenilenebilir enerjinin payını artırma yolunda adımlar atıyor. Ülkenin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu karşılayacak olan ve Mersin’de inşası hızla devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi, bu adımlardan en önemlisi olarak görülüyor.

Birleşmiş Milletler'den çağrı

Türkiye gibi tüm dünya ülkelerinin çözüm aradığı iklim değişikliği konusunda bir çağrı da Birleşmiş Milletler'den (BM) geldi. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Panelinin (IPCC) son raporunda, sera etkisine yol açan gaz emisyonlarının derhal, hızlı biçimde ve geniş ölçekte azaltılmaması halinde küresel sıcaklık artışını yaklaşık 1,50 santigrat ve hatta 20 santigratla sınırlandırmanın çok uzak bir ihtimal olduğuna dikkat çekildi. İklim değişikliğinin fiziki temelinin değerlendirildiği yeni IPCC Çalışma Grubu I raporu, seneye tamamlanacak IPCC’nin Altıncı Değerlendirme Raporunun (AR6) ilk bölümünü teşkil ediyor.

Çalışma Grubu I, iklim sistemi ve iklim değişikliğine ilişkin en güncel bilgileri ele alıyor, iklim bilimindeki son gelişmeler ile paleoiklim, gözlemler, süreç bilgisi, küresel ve bölgesel iklim simülasyonları konusunda pek çok kanıtı bir araya getiriyor. Rapor, bugüne dek iklimin nasıl ve neden değiştiğini, uç noktadaki durumlar da dahil insanların daha geniş yelpazede iklimin özelliklerine etkisi konusunda daha fazla bilgi sunuyor.

İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilimi Temeli 2021 başlıklı rapor, 66 ülkeden 234 uzman tarafından kaleme alındı. Nisan 2021’de öngörülen raporun yayımlanma zamanı Covid-19 pandemisi nedeniyle birkaç ay gecikti. Rapor, 26 Temmuz’da başlayan ve iki haftadan uzun süren, sanal olarak düzenlenen genel kurulun onay oturumunda IPCC’ye üye 195 hükümet tarafından kabul edildi. IPCC ilk kez raporlarından biri için sanal onay oturumu düzenlemiş oldu.

Raporda, insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera etkisine yol açan gazların emisyonunun 1850-1900’den bu yana yaklaşık 1.10C ısınmaya neden olduğu kaydedildi. Önümüzdeki 20 yıl boyunca ortalama olarak küresel sıcaklığın 1.50 C artışa ulaşacağı ya da bunun üzerine çıkacağı tahmininde bulunulan raporda, iklim değişikliğinin etkilerinin dünya genelinde zaten görüldüğü vurgulandı.

“Etkiler geri döndürülemez hale geldi”

Raporda, "İklimde gözlemlenen değişikliklerin çoğunun benzeri, binlerce hatta yüz binlerce yılda olmasa öncesinde yok ve deniz seviyesindeki süregelen artış gibi değişikliklerden bazıları artık yüz binlerce yıl boyunca geri döndürülemez halde" ifadesi kullanıldı.
Önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğinin tüm bölgelerde artacağının vurgulandığı raporda, 1.50 C’lik küresel ısınmayla, sıcak hava dalgalarının artacağına, daha uzun yazların ve daha kısa kışların olacağına dikkat çekildi. Raporda, 20 C’lik küresel ısınmada, yakıcı sıcakların tarım ve sağlık alanlarında daha sık kritik tahammül sınırına ulaşmaya yol açacağı da belirtildi.

Ancak IPCC, karbondioksit (CO2) ve diğer sera etkisine yol açan gazların kararlı ve sürdürülebilir biçimde azaltılmasının iklim değişikliğini sınırlandırabileceğini açıkladı. Hava kalitesindeki iyileşmenin hızla görülebileceğinin belirtildiği raporda, küresel sıcaklıklarda istikrarın görülmesinin ise 20-30 yıl alabileceği vurgulandı. Değerlendirme, iklim sisteminin insan kaynaklı emisyonlara verdiği karşılığa ilişkin bilimsel bilgilerdeki gelişmenin yanı sıra geçmişteki ısınmayla ilgili geliştirilmiş verilere dayanıyor.
IPCC Çalışma Grubu I Eş Başkanı Panmao Zhai yaptığı açıklamada, "İklimi istikrara kavuşturmak, sera gazı emisyonlarının kararlı, hızlı ve sürekli azaltılması ve net sıfır CO2 emisyonuna ulaşılmasını gerektirecektir. Başta metan olmak üzere diğer sera gazlarını ve hava kirleticilerini sınırlamak hem sağlık hem de iklim için fayda sağlayabilir" ifadesini kullandı.

Harekete geçme zamanı

IPCC Çalışma Grubu I Eş Başkanı Valérie Masson-Delmotte ise rapora ilişkin açıklamasında, "Bu rapor gerçekleri yüze vuruyor. Artık nereye gittiğimizi, ne yapılabileceğini ve nasıl hazırlanabileceğimizi anlamak için gerekli olan geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki iklimin çok daha net bir resmine sahibiz" diye konuştu.

Masson-Delmotte, sözlerine şöyle devam etti: "Yıllardır dünyanın ikliminin değiştiği ve iklim sistemi üzerindeki insan etkisinin tartışmasız olduğu açıktı. Bununla birlikte yeni rapor, ilişkilendirme, yani belirli hava ve iklim olaylarını şiddetlendirmede iklim değişikliğinin rolünü anlama bilimindeki büyük ilerlemeleri de yansıtıyor.”

“İnsanlık için kırmızı alarm”

BM Genel Sekreteri António Guterres de çalışma grubunun raporuyla ilgili olarak, "Rapor, insanlık için ‘kırmızı alarmın’ çaldığı anlamına geliyor. Alarm zilleri sağır edici halde, kanıtlar yadsınamaz. 1.50 C [sıcaklık artış] hedefini hayatta tutabilmek için kararlı bir şekilde harekete geçilmesi gerek. Bu krize dayanışma ve cesaretle yanıt verirsek kapsayıcı ve yeşil ekonomiler, refah, daha temiz hava ve daha iyi sağlık herkes için mümkün olacaktır” dedi.

“Hükümetler nükleere yönelmek için çalışmalı”

Dünya Nükleer Birliği Genel Müdürü Sama Bilbao y León, yeni raporun, yeni teknolojilere yatırım yaparken ekonominin tüm sektörlerini karbondan arındırmak için halihazırdaki tüm araçları kullanma ihtiyacının gerekliliğine işaret ettiğini belirtti. Sama Bilbao y León, "Gelişmiş ekonomilerdeki en önemli düşük karbonlu elektrik kaynağı olan nükleer enerji, halihazırda onu kullanan 30'dan fazla ülkede 7/24 güvenilir, uygun fiyatlı temiz elektrik sağlamaya devam etmeye hazır" dedi.

Sama Bilbao y León, şunları ifade etti: "Ayrıca, nükleer enerji, küresel ekonominin karbondan arındırılmasını hızlandırmak için diğer düşük karbonlu teknolojilerle güçlerini birleştirmeye istekli."

Karar vericileri, faaliyet gösterdikleri "çarpık piyasalar" nedeniyle erken kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olan nükleer santralleri desteklemek için acilen harekete geçmeye çağıran Sama Bilbao y León, şu ifadeleri kullandı:

“Hükümetler, düzenleyiciler ve sanayi, küçük modüler reaktörler ve gelişmiş nükleer teknolojiler de dahil olmak üzere büyük ve küçük yeni nükleer projelerin dağıtımını hızlandırmak için birlikte çalışmalı, böylece nükleer güç, evsel ve endüstriyel proses ısınma sağlayarak hidrojen üreterek ve ulaşım sektörünü karbondan arındırarak elektrik tedarikinin ötesinde sektörlerin karbondan arındırılmasına yardımcı olabilir.”

Rapor bu yıl 31 Ekim-12 Kasım’da Glasgow'da düzenlenecek 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansından (COP26) önce yayımlandı.