Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, Akçakale sınırında bölücü terör örgütünün döşediği patlayıcı nedeniyle şehit olan askerlere rahmet dileyerek, "Şehitlerimizin kanları yerde kalmadı, Allah'ın izniyle kalmayacak. Ülkemize yönelik terör tehditlerini kaynağında kurutmaya devam edeceğiz. Ne Cudi'de ne Gabar'da ne Tendürek'te nerede aklınıza bir terör bölgesi geliyorsa, bizler orada Mehmetçiğimizle, jandarmamızla, polisimizle, güvenlik korucularımızla varız, var olmaya devam edeceğiz. Elim bir trafik kazasında hayatını kaybeden milli futbolcumuz Ahmet Çalık'a Allah'tan rahmet, yakınlarına ve futbol camiamıza başsağlığı diliyorum" dedi.

'BİZ AĞLARKEN GÜLENLER, BU FELAKETİN MÜSEBBİBİ'

Ekonomide millete verilen sözleri yerine getirmek için çok sayıda değişiklik teklifinin Meclis'te görüşülerek kanunlaşacağını ifade eden Erdoğan, "Aynı şekilde komisyondaki çalışmalar da sürecek. Görüldüğü gibi ülkemizi, Türkiye modeliyle dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma hedefimiz doğrultusunda her mecrada yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz. Bu süreçte bizim ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı anlamak için hem Türkiye'nin iki asırlık kalkınma yolculuğunu hem de dünyada yaşanan gelişmeleri çok iyi bilmek gerekiyor. Ülkesinin geçmişinden ve dünyanın bugününden bihaber gafillerin ezbere atıp, tutarak milletimizin moralini bozmaya dönük gayretlerini kimi zaman öfkeyle kimi zaman üzüntüyle takip ediyoruz. Türkiye'nin, Osmanlı döneminde başlayan ve Cumhuriyetin ilk döneminde de süren, ancak parti faşizmi, darbeler, koalisyonlar anaforu içinde adeta kaybolup giden sanayileşme hamlesinin önünün nasıl kesildiğini hatırlayın. Milletimizin kendi değerlerinden, geçmişinden kopartarak, köksüz bir ağaç gibi kurutmaya çalışanların ayak oyunlarını hatırlayın. Yapılan yatırımlara, başlatılan güzel işlere, üretilen eserlere, hazırlanan reformlara destek vermek yerine üzerlerine beton döken zihniyetin ipinin kimlerin elinde olduğunu bilmek için herhalde allame olmaya gerek yok. Biz kaybederken kazananlar kimlerse, biz ağlarken gülenler kimlerse bu felaketin müsebbibi de onlardır" diye konuştu.

'BİZ TESLİM OLMADIKÇA, SALDIRILARIN CEPHESİ GENİŞLEDİ'

Erdoğan, Türkiye'de milleti hak ettiği özgürlüklere ve refah düzeyine kavuşturmak için adım atanların başına gelmeyen şey kalmadığını vurgulayarak, "Rahmetli Menderes'in akıbeti, darağacında nihayete ermiş. Rahmetli Demirel, rahmetli Erbakan, rahmetli Türkeş’in mücadeleleri darbelerle kesilmiş. Rahmetli Özal'ın sonu beklenmedik bir ölüm olmuştur. AK Parti'nin 20 yıllık geçmişi de kesintisiz bir şekilde, bu habis zihniyet ve onun gerisindeki güçlerle mücadeleyle geçmiştir. Kendi yaşadıklarımızı eğer unutursak, diğer insanlar hayli hayli unutur. İktidarımızın ilk yıllarında vesayetin; yargısından güvenliğine, tüm bürokrasiyle, iş dünyasıyla, siyasetiyle, medyasıyla önümüze hangi engeller çıkardığı daha dün gibi gözlerimizin önündedir. Bugünkü gençlere anlatsak milattan önceki tarihte olmuş hadiseler gibi dinleyecekleri nice olayları bizzat yaşadık. Ülkemizin uluslararası alanda nasıl kuralsız, ahlaksız, sinsi tuzaklara tecrit edilmeye, köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığını unutmadık. Gezi olayları ve FETÖ'nün kumpaslarıyla başlayan sürecin düğmesine, pek çok yerde uygulanan kirli bir senaryonun ülkemize de teşmil edilmesi gayesiyle basılmıştı. Kimi ülkede başarıya ulaşarak maalesef devletlerin parçalanmasına, toplumların perişan olmasına yol açan bu alçak senaryoyu milletimizle birlikte yırtıp çöpe attık. Siyasi ve sosyal kaos denemelerini; PKK'dan DEAŞ'a kadar tüm terör örgütleri kullanılarak şehirlerimize ve sınırlarımıza başlatılan saldırıları, FETÖ vasıtasıyla teşebbüs edilen darbe girişimlerini, diplomatik çirkeflikleri, güç gösterilerini birer birer bertaraf ettik. Milletimizle birlikte istiklalimize sarıldıkça, biz mücadele bayrağını hep yüksekte tuttukça, biz teslim olmadıkça, biz hedeflerimizden kopmadıkça maruz kaldığımız saldırıların cephesi daha da genişledi" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE, BATILI ÜLKELERİN HUSUMETİYLE KARŞI KARŞIYA KALDI'

Ekonomide son 3-4 yıldır yaşanan dengesiz gelişmelerin bir sebebini de finans araçlarının bu cephenin bir unsuru olarak devreye alınması olduğunu söyleyen Erdoğan, "Son 3-4 yılda ekonomide neler oldu diye baktığımızda karşımıza çıkan fotoğraf şudur; Türkiye 15 Temmuz hain darbe girişimini milletimizin şanlı direnişiyle bertaraf ettikten sonra batılı ülkelerin gizlemeye bile gerek görmediği husumetiyle karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan NATO müttefikimiz Amerika, ülkemizle arasındaki yaklaşım farklılıklarını doğrudan ekonomimizi mahvetme tehdidiyle siyasi ve ahlaki her türlü nezaketten uzak şekilde sergilemeyi tercih etmiştir. Kimi Avrupa ülkeleri ise aynı tavrı daha dolaylı, daha sofistike yöntemlerle ortaya koymuşlardır. Savunma sanayi ürünlerinde ve çeşitli ticari başlıklarda ülkemize karşı uygulanan örtülü ambargo, finans araçlarının daha öne çıkartıldığı farklı bir boyuta taşınmıştır. Geçmişteki saldırılarda yaptığımız gibi bu süreçte de hemen tedbirlerimizi alarak zayıf noktalarımızı güçlendirip, eksiklerimizi tamamlayarak mücadele saflarını sıklaştırdık. Yurt dışından finans sistemimizin dengelerini bozacak şekilde yapılabilecek müdahalelerin araçlarını önemli ölçüde kontrol altına aldık. Serbest piyasa ekonomisi kurallarına zaten uymayan bu tabloyu düzeltmeye başladığımız bir dönemde Covid-19 salgını nüksetti. Salgın döneminde de son derece başarılı bir yönetim sergiledik" dedi.

'ENFLASYONA BAKIP ÇALIŞANLARIMIZIN DURUMUNU YENİDEN DEĞERLENDİRECEĞİZ'

Erdoğan, gelişmiş ülkelerin salgın döneminde 5 katına, 7 katına çıkan enflasyon gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldığını söyleyerek, "Ülkemizde de elbette enflasyon sorunu vardır. Üstelik Türkiye enflasyona ilave olarak döviz kuru dalgalanması gibi can yakıcı bir sorunla da boğuşmuştur. Buna rağmen ülkemizdeki enflasyon artışı nispeten diğer ülkelerin altında kalmıştır. Döviz kurunda olduğu gibi enflasyonda da ülkemiz ve ekonomimizin gerçekleriyle uyuşmayan bir şişkinliğin bulunduğu açıkça ortadadır. En kısa sürede bu şişkinliği ortadan kaldırarak, milletimizin haksız bir fiyat artışı yükünün altında kalmasının önüne geçeceğiz. Bunun yanında asgari ücreti yüzde 50 oranında artırarak, yılın ilk yarısı için memur ve emekli maaşlarını yüzde 26-31 arasında yükselterek, emeklilerimizin taban aylığını 2 bin 500 liraya çıkartarak milletimizin hiçbir kesimini enflasyon karşısında ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Önümüzdeki temmuz ayında enflasyon gerçekleşmesine ve şartlara bakarak gerekirse çalışanlarımızın durumlarını yeniden değerlendireceğiz" diye konuştu.

'ÖZEL OKUL ARTIŞ TABANINI YÜZDE 36 SEVİYESİYLE SINIRLADIK'

Erdoğan, milleti fahiş fiyat artışlarına karşı korumak için her alanda ciddi tedbirler almaya başlandığını vurgulayarak, "Bu çerçevede özel okul ücretlerindeki artış tabanını enflasyonla, yüzde 36 seviyesiyle sınırladık. Bay Kemal çıkmış bu konuyla ilgili konuşuyor, ne konuşuyorsun? Ya bu iş bizim işimiz ve bu işi yaptık. Sen geriden geliyorsun. Ticaret Bakanlığı'mız ülke genelinde 100 bin ürün denetimi yaptı. Biz çalıştıkça, ürettikçe karşımızdaki sorunların giderek önemsizleştiğini, basitleştiğini hep birlikte göreceğiz. Ülkemizin ihracatını 500 milyar dolara çıkarma hedefini ilk açıkladığımızda, birilerinin bunu nasıl istihza ile karşıladığını, kendi akıllarınca dalga geçtiğini biliyoruz. Neredeyse bu hedefin yarısına ulaştık. Buna rağmen hala Türk ekonomisinin odağını; yatırım, istihdam, üretimden faiz, kur, enflasyon sarmalına döndürmeye çalışanlara diyoruz ki; kafanızı kaldırın ve dünyaya bir bakın. Politika faizleriyle enflasyon arasındaki farkın 10 katını geçtiği ülkelerin hiçbirinde kimse bu durumu sorgulamıyor. Muhalefet partileri, felaket tellallığı yapmıyor. Dünyada kimsenin takılıp kalmadığı enflasyonla politika faizi arasındaki ilişki demek ki sadece ülkemize mahsus bir durum. Gıda fiyatlarından kiralara, enerjiden ulaşıma kadar her alanda ciddi artışlarla karşı karşıya kalan gelişmiş ülkelerin kamuoyları sükunetle gelişmeleri takip ediyor. Bizdeyse kendi ülkesinin felaketinden siyasi çıkar sağlama peşine düşen muhalefet cenahı, yalan ve iftiranın dozunu artırarak ortalığı karıştırmak için gayret içindedir. Biz kimin ne dediğiyle değil, kendi stratejimizin ne gerektirdiğine bakarak işimizi yürüteceğiz" ifadelerini kullandı.

'CHP'NİN BAŞINDAKİ ZAT, MİLLETİN EĞLENCESİ HALİNE GELDİ'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Erdoğan, "CHP'nin ülkenin herhangi bir meselesinin çözümüne karşı katkı sağladığını bilen var mı? Duyan var mı? Yok. Derman olacak bir açılım ortaya koyduğunu duyan, bilen var mı? Yok. Peki, ne işe yarar bu CHP? Bunun cevabını CHP başındaki zata bakarak vermek gerekir. Yıllardır ısrarla takip ettiği zırvalık derecesinin ötesine geçip yalan, iftira ve çarpıtma siyasetiyle milletimizin eğlencesi haline dönüştü. Anlaşılan ülkede komedyen eksiği var ki; CHP'nin başındaki zat orayı doldurmak için tüm gücüyle çalışıyor. Ana muhalefet makamı milleti eğlendirme değil, dertlerine alternatif çözümler sunma yeridir" diye konuştu.

'KENDİSİNE YARDIMCI OLMAKTAN MEMNUNİYET DUYARIZ'

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun belediye işçilerinin işinden edilmeyeceği yönünde söz verdiğini belirterek, "İşte o söz kendi belediye başkanları tarafından ayaklar altına alındı. İstanbul başta olmak üzere yönetimi CHP'ye geçen pek çok belediyeden on binlerce insan işinden, ekmeğinden edildi. Bizim asgari ücret ve diğer çalışanların ücretlerine yaptığımız artışları, beğenmeyen CHP'nin belediyelerindeki personel de maaşlarında hükümetin belirlediği oran kadar bile iyileştirme yapmayan başkanlara şu anda ateş püskürür. Kılıçdaroğlu'nun bu konuda uygulayacağı parlak fikirleri varsa, şayet kendi belediye başkanlarına sözü geçmiyorsa, bizim Meclislerdeki arkadaşlarımız kendisine yardımcı olmaktan memnuniyet duyacaklardır" dedi.

'BİZİM KARŞIMIZA ÇIKARTACAKLARI ADAYDA UZLAŞAMIYORLAR'

Türkiye'nin enflasyonun da boynunu kıracağını, döviz kurunu da zapt edeceğini, büyümesini de artıracağını belirten Erdoğan, "Ama bu muhalefet sorununu nasıl çözer, işte onu bilmiyoruz. Sorsanız ülkenin yönetimine talipler ama daha ortada bunu yapacakları bir isim, bir program, bir vizyon yok. Güya bu zatın öncülüğünde 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı'na karşı bir ittifak kuruluyor ama daha bizim karşımıza çıkartacakları adayın kim olacağı hususunda anlaşamıyorlar. CHP'nin kendi içindeki adaylık mücadelesi neredeyse saç saça, baş başa kavgaya dönüşmüş durumda. Yakında zaptiyelik, adliyelik olurlarsa şaşırmayın. Bu partinin içinde her gün bir yenisi çıkan ve hiçbirinin de üzerine gidilmeyen taciz, tecavüz, hırsızlık, ahlaksızlık vakalarını saymıyorum bile. Karşımızda neresinden tutarsanız tutun, elinizde kalan bir CHP var. Kamu görevlilerimizin karşısında aslan kesilen Bay Kemal ve yoldaşları, bölücü örgütün siyasi uzantıları karşısında kağıttan kaplana dönüşüyor. Eş başkanının hem CHP'yi hem de CHP'li büyükşehir belediye başkanlarını hedef alan hakaretlerine seslerini dahi çıkaramadılar. Seçim meydanlarından kendilerine affedersiniz, 'Mustafa Kemal'in itleri' diye ayar verenlerin, bugün gönüllü avukatlığına soyundular. Kendi elleriyle Atatürk'ün partisi CHP'yi Kandil'i kapı kuluna çevirdiler" diye konuştu.

'SÖYLERLER YA DA SÖYLEMEZLER, GÖREVİMİZİ YAPACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'in Adıyaman'da 2017'de düzenlenen operasyonda etkisiz hale getirilen PKK'lı terörist Volkan Bora ile çekilen fotoğraflarının ortaya çıktığını hatırlatarak, "Günlerdir bu resimleri hep izledik. Ne yazık ki; PKK'nın bir uzantısı olarak bu kadın parlamentoda. Bununla ilgili olarak biz tabii Karma Komisyon'a süratle bunu gönderdik. Karma Komisyon'da da bunun gereği yapılacaktır. Parlamentomuzda bu tür birilerini görmek istemiyoruz. PKK terör örgütünün uzantılarını parlamentomuzda görmek istemiyoruz. Peki, Cumhur İttifakı gereken her şeyi söyledi. Bay Kemal sen niye susuyorsun? İP sen niye susuyorsun? HDP sen niye susuyorsun? Ağızlarından bir şey çıktı mı, çıkmadı. Herhangi bir şey söylediler mi, hayır söylemediler. Zaten diğerleri yamalı bohça. Söylerler ya da söylemezler, görevimizi yapacağız. Ama milletimize de bunları anlatacağız. Çünkü bu teröristlerden oluşan parlamento, demokratik bir parlamento olamaz. Öyleyse demokrasiyi parlamentomuza egemen kılmamız lazım" ifadesini kullandı.

'DAĞDAKİ ELİ SİLAHLI SEVGİLİLERİNDEN GELECEK İCAZETİ BEKLİYOR'

Erdoğan, "Kapalı kapılar arkasından değil, sizlere delilleriyle bunları ispat ediyoruz.  CHP dün de buydu, bugün de bu. Aynı kafayla giderse unutmayın yarın da bu olacak. İttifakın diğer bileşenleri de farklı değil. CHP'nin başını çektiği ittifakın bir cenahını oluşturan PKK'nın güdümündeki parti ne yapacağını, nasıl davranacağını belirlemek için milletvekillerinin dağdaki eli silahlı sevgililerinden gelecek icazeti bekliyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'in PKK'lı teröristle çekilmiş fotoğraflarına ilişkin de bir video izlettirdi. Videoda Kemal Kılıçdaroğlu'nun yer alan sözlerine tepki gösteren Erdoğan, "Bunların göğsündeki şeref madalyası o dağa kaçırdıkları yavrular. Bunlardaki vicdan bu. Ama şu anda Edirne'deki, en büyük hesabı İmralı'dakine verecek. Zannediyor ki; her yer şu anda tozpembe, değil. Onların da kendi içinde ayrı bir hesaplaşmaları var. Bu hesaplaşmayı da yapacaklar. Elinde silahı olan teröristlere ipini kaptıran siyasetçi Bay Kemal" diye konuştu.

'MEYDANI SOKAKLARI KARIŞTIRMA PEŞİNDE KOŞANLARA BIRAKMAYACAĞIZ'

Milletvekillerine her bir insana ulaşmayı ve yaptıklarını anlatma talimatı da veren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin geçmişten bu yana birikmiş her meselesini çözdük, bugünkü meselelerini de çözeriz, yarına dair umutlarını da hayata geçiririz. Meydanı, milletten, sandıktan umudunu kestiği için sokakları karıştırma, terör örgütlerini azdırma, dış güçleri çağırma, sorunları kaşıma, dertleri istismar etme peşinde koşanlara bırakmayacağız. Uzun lafın kısası; ülkemize geçtiğimiz 20 yılda kazandırdıklarımızla, 2023 hedeflerimizle, 2053 vizyonumuzla her sokağa, her binaya, her eve girecek herkesi ikna edeceğiz. Bizim için başka yol da başka ihtimal de başka çare de yok."