AK Parti kuruluşunun 16’ncı yılını dün Ankara Sincan Harikalar Diyarı’nda kutladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin kuruluşunun yıldönümünde yaptığı konuşmada 'CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 15 Haziran 2017’da Ankara’dan İstanbul’a sözde ‘adalet’ yürüyüşünü başlattı. Ülkeyi kaosa sürüklemek için insanları sokağa çıkmaya teşvik eden Kılıçdaroğlu bu çalışmasından da hüsranla ayrıldı.' dedi. 

"AYDINLIK VE FARKLI GELECEK BİZLERİ BEKLİYOR"

Ankara'da sade bir tören ile gerçekleşen kutlamaya 6 bin davetli katıldı. AK Parti’nin siyasi hayatı boyunca gerçekleştirdiği ‘sessiz devrim’leri anlatan mini bir kütüphane de vatandaşların ziyaretine açıldı. Yıldönümü kutlamaları kapsamında ‘AK Sevda 16 yaşında’ isminde bir dakikalık video hazırlandı. Hazırlanan video çok sayıda bakan genel başkan yardımcıları ve milletvekilleri tarafından sosyal medyada “#BirMilletAşkınınHikayesi” etiketiyle paylaşıldı. Videoda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çeşitli zamanlarda yaptığı konuşmalardan kesitler yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan videoda şunları söylüyor: “Bizi aydınlık ve farklı bir gelecek bekliyor. Gecenizi gündüzünüzü Türkiye’nin refahı mutluluğuna feda etmeye hazır mısınız? ‘Korkma, çekinme, üzülme, hüzünlenme, yeise kapılma Allah bizimle beraberdir’ dedik.”

İSTİKRARIN ADRESİ OLDU

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en istikrarlı hükümetlerini kuran AK Parti 16 yaşında. Geride kalan 16 yılda sayısız kalıcı esere imza atan Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti, bir yandan reformları hayatı geçirirken, diğer yandan da önünü kesmeye çalışan vesayet odaklarıyla mücadele etti. Bu mücadelede yanındaki en büyük güç ise millet oldu. 14 Ağustos 2001’de Bilkent Otel’de  Erdoğan’ın “Artık Türkiye’de hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” sözüyle Türk siyasi hayatına giren AK Parti, girdiği her seçimde rakiplerine fark atarak istikrarın adresi oldu. AK Parti hükümetleri döneminde ekonomiden sağlığa, ulaşımdan eğitime, enerjiden yargıya pek çok alanda hayal bile edilemeyecek düzenlemelerle ‘sessiz devrim’ gerçekleştirildi.

VESAYET ODAKLARIYLA MÜCADELE

Bir yandan reformları hayatı geçiren AK Parti diğer yandan önünü kesmeye çalışan vesayet odaklarıyla mücadele etti. AK Parti döneminde sivil siyasetin önü açıldı. Kamuda başörtüsü yasağı, anadilde konuşma yasağı kaldırıldı. AK Parti döneminde Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü gibi dev projeler, duble yollar hayata geçirildi. Avrupa’nın en büyük 3’üncü havalimanının yapımına başlandı. 81 il’e üniversite hayata geçirilirken, şehir hastanelerinin temelleri ve açılışları bir bir gerçekleştirildi.

EKONOMİDE SINIF ATLADIK

15 yıllık süreçte Türkiye istikrarsız koalisyonlu dönemlerden, istikrarlı döneme geçti. Türkiye’nin IMF’ye borcu kapatıldı. Türk Lirası’ndan 6 sıfır atıldı. İşsizlikte istihdam seferberliği ile enflasyonda tek haneli rakamlar görüldü. AK Parti savunma sanayiinin milleştirilmesi için önemli adımları arka arkaya attı. Milli savaş gemisi (MİLGEM), Atak helikopteri, Hürkuş, milli tank Altay, İnsansız hava aracı ANKA, yerli İHA’lar üretildi.

TÜM ENGELLERİ AŞTI

Başarılı iktidarına rağmen 16 yıllık hizmet süresi boyunca AK Parti, çeşitli yaptırımlarla engellenmek istendi. Gerek sivil gerekse askeri vesayetçiler AK Parti’nin 16 yıllık iktidar serüveninde defalarca ortaya çıkarak halkın iradesine engel olmaya çalıştı. Türkiye’nin büyümesini ve gelişmesini istemeyen bu odakların 2003-2017 yılları arasında oynadıkları oyunlar milletten alınan güçle ve milletle birlikte boşa çıkarıldı.

BAŞARAMADILAR

22 Ekim 2002’de Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Erdoğan’ın hapis cezası genel başkanlığa engel” diyerek AK Parti’ye kapatma davası açtı ve tedbir istedi. AYM 22 Ocak 2003’te Erdoğan’ın genel başkanlık yetkilerini kullanamayacağına karar verdi. AK Parti hükümeti anayasadaki “ideolojik ve anarşik suçlar” ibaresini “terör eylemi” şeklinde değiştirdi. Böylece Erdoğan’a milletvekilliği yolu açıldı.

İLK MUHTIRAYI 2003’TE HİLMİ ÖZKÖK VERDİ

8 Ocak 2003’te Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, medya patronları ve yazarları ile bir araya geldi ve Başbakan Abdullah Gül’ün YAŞ kararlarına şerh koymasını eleştirdi. “Türbanın mevzuata, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarına aykırı olarak siyasi bir dayatma ve Cumhuriyet geleneklerini aşındırma sembol ve eylemi olarak kullanılmasını hoş görmemiz beklenmemelidir” dedi. Bu cümlenin anlamı muhtıraydı.

DANIŞTAY SALDIRISININ ARKASINDAN FETÖ ÇIKTI

AK Parti iktidarının 5. yılında, yıllar sonra kumpas olduğu ortaya çıkan Danıştay saldırısı gerçekleşti. 17 Mayıs 2006’da Alparslan Arslan’ın gerçekleştirdiği saldırıda Danıştay 2. Dairesi Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin katledildi. Hürriyet başta olmak üzere darbesever medya olayı hemen başörtüsü kararına bağlayarak hükümete mal etmeye çalıştı. Arslan’ın FETÖ ilişkileri yıllar sonra ortaya çıktı.

CUMHURİYET MİTİNGLERİ İLE GÖZDAĞI VERDİLER

2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Erdoğan veya eşi başörtülü başka bir siyasetçinin cumhurbaşkanı adaylığına karşı Cumhuriyet Mitingleri düzenlendi. Amaç cumhurbaşkanını AK Parti’den seçtirmemekti. Bu kez Sabih Kanadoğlu sahneye çıkarak 367 kuralını” ortaya attı. CHP’nin, Gül’ün aldığı 357 “evet” oyunu götürdüğü AYM seçimi iptal etti.

367 YETMEYİNCE MUHTIRA DEVREYE GİRDİ

Mecliste cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapıldığı gün tarihe “e-muhtıra” olarak geçen 27 Nisan bildirisi milli iradeyi hedef aldı.

GAZETE HABERLERİYLE PARTİ KAPATACAKLARDI

Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın gazete ve televizyon haberlerinden hazırladığı ve dönemin Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu 71 kişiye siyaset yasağı getirilmesi ve partinin kapatılmasını içeren davayı AYM, 30 Temmuz 2008’de karara bağladı.

HAKAN FİDAN ÜZERİNDEN ERDOĞAN’A SUİKAST GİRİŞİMİ

2011 yılı sonbaharında Başbakan Erdoğan sır gibi saklanan ameliyatı için gün aldı. Erdoğan hastaneye yatarken durumu fırsat bilen ‘paralel yapı’ harekete geçti. Fidan’ın ardından Erdoğan’a yöneleceği ortaya çıkan operasyon Fidan’ın Başbakan’ı bilgilendirmesiyle son anda engellendi.

ULUSLARARASI DESTEKLİ KALKIŞMA: GEZİ PARKI

AK Parti’yle baş edemeyeceğini anlayan güçler bu kez farklı bir yol denedi. Provalarını aylar öncesinden yaptıkları Gezi Parkı eylemlerini sahnelemeye başladılar. Ağaç bahanesiyle başlatılan Gezi olayları yurtdışı menşeili şirketlerin de desteğiyle Türkiye istikrarını baltalamaya çalıştı. 27 Mayıs 2013’te başlayan olaylar Türkiye genelinde AK Parti hükümeti aleyhine protesto gösterilerine dönüştü. Olaylar sona erdiğinde 600’den fazla polis yaralanırken, Türk ekonomisine ise 200 milyar lira zarara uğradı.

17 ARALIK POLİS VE YARGI DARBESİ GİRİŞİMİ

FETÖ, 17 Aralık’ta yargı darbesi girişimi ile kirli yüzünü gösterdi. Birbiriyle alakasız dosyaları birleştirip kamuoyuna ‘yolsuzluk’ diye sunarak siyasete darbe vurmak isteyen FETÖ, nöbetçi savcılar ve hakimler ayarlandı, mizansen baskınlar ve montajlanmış ses ve görüntü kayıtları ile algı oluşturulmaya çalışıldı. Hükümetin zamanında müdahalesi ile İstanbul Emniyeti’ndeki FETÖ’cülere görevden el çektirilerek darbe girişimi bastırıldı.

25 ARALIK EKONOMİYİ ÇÖKERTME HAMLESİ

İkinci darbe girişiminin tarihi 17 Aralık’tan 8 gün sonra yani 25 Aralık’tı. Bu sefer hedef doğrudan fezlekelere çok önceden “Dönemin Başbakan’ı” olarak yazılan Tayyip Erdoğan’dı. 25 Aralık’ta yeniden hareketlenen FETÖ’cü hainler, yasadışı dinlemelerle birlikte hayali bir terör örgütü üyesi olarak gösterdikleri 41 işadamı hakkında gözaltı kararı çıkarttı.

MİT TIR’LARINI DURDURDULAR

Jandarmadaki güçlerini devreye sokan örgüt, 1 Ocak 2014’te MİT gözetiminde Suriye’ye yardım götüren bir TIR’ı, Hatay Kırıkhan’da durdurdu. Operasyonun başında Adana özel yetkili savcısı Özcan Şişman vardı. 19 Ocak’ta bir kez daha sahneye çıktı. Adana Ceyhan’da yine MİT’e ait üç TIR, Adana özel yetkili savcısı Aziz Takçı tarafından durduruldu. Jandarma görevlileri TIR’larda görev yapan MİT personeline silah çekti, yere yatırdı.

HSYK’YI HEDEF ALDILAR

Tüm kurumlarda tasfiye edilmeye başlayan FETÖ, yargıdaki hakimiyetini sürdürmek için bu aşamadan sonra 12 Ekim 2014 HSYK seçimlerine odaklandı. 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nde CHP ile ittifak yapan örgüt, varlık yokluk meselesi olarak gördükleri HSYK seçimlerinde de, kendilerini sosyal demokrat olarak tanımlayan YARSAV ve YARGI-SEN gibi örgütlerle işbirliği yaptı. Ancak yargıdaki korkunç örgüt yapılanmasını fark eden bağımsız hakim ve savcıların oylarıyla hezimete uğradılar.

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ

FETÖ’nün, Türkiye tarihinin en kanlı darbe girişimi olarak tarihe geçen hain projesi, 15 Temmuz gecesi örgütün, TSK’daki üniformalı teröristleri aracılığıyla hayata geçirildi. Ankara, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde ayaklanan FETÖ yapılanması halkın iradesine dayanamadı. Yapılan darbe kalkışmasında 250 kişi cuntacılar tarafından şehit edilirken, 2196 kişi de yaralandı.

İHANET YÜRÜYÜŞÜ

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 15 Haziran 2017’da Ankara’dan İstanbul’a sözde ‘adalet’ yürüyüşünü başlattı. Ülkeyi kaosa sürüklemek için insanları sokağa çıkmaya teşvik eden Kılıçdaroğlu bu çalışmasından da hüsranla ayrıldı.

EKONOMİDE DEVRİM

Türkiye, son 16 yılda siyasette olduğu kadar ekonomide de devrim yaşadı. Türkiye ekonomisi, AK Parti sayesinde yaşanan istikrarla adeta şaha kalktı ve bu dönemde üç kat büyüdü. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla 230 milyar dolardan 852 milyar dolara çıktı. Kişi başı gelir ise 3 bin 500 dolardan 10 bin doların üzerine çıktı.

Son 15 yılda alt yapı, ulaştırma, sağlık ve eğitim alanlarında dev projelere imza atıldı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, Ovit Tüneli gibi dev projeler hayata geçirildi. İstanbul Yeni Havalimanı, 18 Mart Çanakkale Köprüsü, Trans Adanolu Doğalgaz Boru hattı gibi birçok projenin inşaatı ise devem ediyor. Türkiye’nin imza attığı dev projelerin ihalelerinde yarışan uluslararası yatırımcılar, güvenli liman olarak gördükleri Türkiye’de iş üstlenmek için rekabet içinde. Her türlü badireye rağmen son 15 yılda Türkiye’nin çektiği doğrudan yabancı yatırım miktarı 187 milyar dolar civarında.

İHRACAT COŞTU

AK Parti iktidarında Türkiye’nin IMF’ye borcu tamamen kapatıldı. Türk Lirası’ndan 6 sıfır atılarak para birimimize itibar kazandırıldı. Türkiye ekonomisi en hızlı büyümeyi ihracatta gösterdi. 2001’de 31 milyar dolar seviyesinde olan Türkiye’nin ihracatı 150 milyar doları aştı. Merkez Bankası’nın rezervleri 27 milyar dolardan 106 milyar dolarlara yükseldi.

VERGİLER FAİZE DEĞİL YATIRIMA

Türkiye’nin borçlanma faizi bu dönemde yüzde 70’lerden tek haneleri rakamlara çekildi. Mayıs 2013’te yüzde 4,6 ile son yarım asrın en düşük seviyesine inen faizlere ödenen para da azaldı. 2002’de bütçe giderlerinin yüzde 43’ü faize giderken, 2017’de bu oran yüzde 9’un altına indi. AK Parti göreve geldiğinde toplanan her 100 liralık verginin 86 lirası faiz ödemesi için kullanılıyordu. Bugün ise her 100 liralık verginin yüzde 11’i faiz giderleri için kullanılıyor. Sağlanan istikrarla birlikte Türkiye, faiz harcamalarını 600 milyar lira kıstı. (Yeni Şafak)