Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İlk seri üretim araçları 2022 yılı sonunda banttan indirmeyi arzu ediyoruz. Elektrikli bağlantılı ve otonom ticari araç üretiminde önümüzdeki 10 yılda Avrupa’da lider, dünyada ise ilk 5’te olmayı hedefliyoruz. Bunun yanında ağırlık verdiğimiz bir diğer alan da batarya modül paket ve hücre yatırımlarıdır. Türkiye’yi dünyanın önemli batarya üretim merkezlerinden biri yapmakta kararlıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Ford Otosan Gelecek Vizyon Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan, Ford Otosan ile Ford Avrupa arasında yapılacak satın alma sözleşmesi ile Türkiye’yi küresel rekabette ileriye taşıma, teknoloji ve üretim üssüne dönüştürme yolunda önemli bir adımın atılacağını kaydetti. Ford Otosan’ın 2020 Aralık ayında 2 milyar avroluk yatırım planını kamuoyu ile paylaştığını hatırlatan Erdoğan, “Biz de bu stratejik yatırım planını proje bazlı devlet yardımı kapsamına alarak kendilerine gereken her türlü desteği verdik. Bu topraklarda üretim yapan, istihdam sağlayan, ülkemizin potansiyeline ve gücüne inanan tüm yatırımcılarımıza sahip çıkmaya devam ediyoruz. Bugünkü imza töreni, devletimizin yatırımlarla ilgili kuşatıcı ve destekleyici tavrının en güzel örneğidir. Ford Otosan halihazırda Türkiye’deki otomotiv üretiminin ve ihracatının yüzde 25’ini gerçekleştirerek 12 bin 500 insanımıza istihdam sağlıyor. Yüzde 75’i bulan yerlilik oranı, yüzde 90’ı bulan ihracat oranı ile firmamız ülkemizin kalkınmasında çok kritik rol oynuyor. Türkiye, otomotiv sanayinin elektrikli ve bağlantılı araçlarla dönüşmesini sağlayacak bu yatırımla Ford Otosan araştırma geliştirme, ihracat, üretim ve katma değer etkisi 10 yıla yayılacak büyük bir vizyon ortaya koymaktadır. Proje tamamlandığında Ford Otosan’ın 440 bin olan üretim kapasitesi 650 bine yükselecek, Kocaeli’nde üretilip Avrupa’ya ihraç edilen ticari araçlarla Türkiye’nin liderliği daha da perçinlenecek. Projenin devreye alınması ile Ford dışında Volkswagen firması için de bir tonluk ticari araç üretimi gerçekleştirilecek. Kurulacak tesiste sadece dizel ve benzinli araçlar değil, kullanımı giderek yaygınlaşan elektrikli araçlar ile batarya üretimi de yapılacak. Bu şekilde 130 bin adetlik bir batarya kapasitesi ülkemize kazandırılacak. Yatırım sayesinde geleceğin otomotiv sanayisinde elektrikli ve bağlantılı ticari araçların da en büyük üretim merkezi Türkiye olacaktır” diye konuştu.
Erdoğan, yatırımla bölgede ilave 3 bin kişilik istihdam oluşacağını, Ford Otosan’ın toplam istihdam sayısının böylece 15 bini aşacağını belirterek, bu yatırımın yan sanayiye ciddi katkılar yapmasını, burada ilave 15 bin kişilik dolaylı istihdam gerçekleştirmesini beklediklerini söyledi. Ford Otosan’ın yeni yatırımlarıyla ihracatını yıllık 5,9 milyar dolardan 13 milyar dolara çıkartacağını kaydeden Erdoğan, “Şu an aramızda bulunan Ford Avrupa Başkanı, bu tesiste üretilecek araçları Avrupa pazarında satmak üzere bizlere alım taahhüdü veriyor. Sahip olduğu ihracat kapasitesi ile bu yatırım cari dengemize de çok ciddi katkı sağlayacaktır. Yatırımın aynı zamanda Türk mühendislerine, elektrikli araçlar ve batarya konusunda tasarım, geliştirme ve yazılım gibi alanlarda ciddi kabiliyetler de kazandıracağına inanıyorum. Otomotiv sektörünün geleceğine Türkiye’de yatırım yapan Ford Otosan’ı şahsım, milletim adına yürekten tebrik ediyorum” dedi.
Türkiye’de yatırım yapan yerli ve uluslararası şirketlere her gün yenilerinin eklenmesinin gerisinde son 18 yılda uyguladıkları girişimci dostu politikaların bulunduğuna dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hayata geçirdiğimiz reformlarla yatırımcılar arasında ki yerli yabancı ayrımını ortadan kaldırarak herkes için cazip bir yatırım iklimi oluşturduk. Özel sektörü kalkınma çabalarımızın lokomotifi haline getirmek için firmalarımıza gereken her türlü teşviki sağladık. Yurt dışı seyahatlerimizde düzenlediğimiz iş forumlarında girişimcilerimizi buluşturarak yeni ortaklıkların iş birliklerinin kurulmasına vesile olduk. Hiçbir ayrım yapmadan sınırlarımız içinde ve dışında firmalarımızın meseleleriyle bizzat ilgilendik, sorunlarının çözülmesi için çaba harcadık. Bu emeklerimizin meyvesini de savunma sanayinde ihraca müteahhitlik hizmetlerinden turizme kadar her alanda fazlasıyla topladık. Çok değil daha 10-15 yıl öncesine kadar son derece sınırlı ticaretimizin olduğu ülkelerde bugün Türk malı ürünler kullanılıyor. Savunma sanayi ürünlerimize yönelik rağbet giderek artıyor. Her ne kadar geçen yıl salgından dolayı düşmüş olsa da turist sayımız her sene rekor kırıyor. İhracatımızın hem miktarı hem kalitesi hem de ihraç ettiğimiz ülke sayısı günden güne yükseliyor. Ülkemiz güçlü sanayi altyapısı, teknolojik yetkinlikleri, nitelikli iş gücü, tedarik zincirlerindeki avantajlı konumu ve kapsamlı teşvik sistemi ile dünyanın her yerinden yatırımları cezbediyor.”
Erdoğan, geçtiğimiz 18 yılda 79 binin üzerinde yatırım projesi için teşvik belgesi düzenlediklerini, bu belgelerden 136 tanesinin motorlu kara taşıtları imalatı sektöründe faaliyet gösteren yerli ve uluslararası firmalarla ilgili olduğunu kaydetti. Covid-19 salgınında birçok ülkenin ekonomik bakımdan daralma yaşadığını ancak Türk ekonomisinin toparlama sürecini başarıyla yürüttüğünü vurgulayan Erdoğan, “Ülkemiz aleyhine yapılan onca propagandaya rağmen 2020 yılını yüzde 1,8 bir büyüme oranı ile kapattık. Bu oranla Çin’in ardından G20 içerisinde en yüksek büyümeyi kaydeden ülke olduk. Ekonomideki bu başarının kahramanlarının en başında imalat sanayimiz geliyor. İmalat sektörümüz geçen yılın 4’üncü çeyreğinde kaydettiği yüzde 10.5 büyüme ile gayrisafi yurtiçi hasılaya en çok katkı sağlayan sektör oldu. Yine bu dönemde G20’de sanayi üretimi en çok artan devletler arasında yer aldık. Sanayi sektörümüz salgın şartlarında 337 bin ilave istihdam oluşturarak başarısını daha da perçinledi. Bu süreçte otomotiv sektörümüz de 25 milyar doların üzerinde ihracat yaparak dış ticaretimizdeki lider konumunu sürdürdü. Geçen yıl 5 kıtada 180 ülkeye 900 binin üzerinde taşıdın ihracını yaptık. Salgının sebep olduğu sıkıntılara rağmen 2020’de yakaladığımız bu ivme 2021 yılına güçlü bir başlangıç yapmamızı sağladı. Ocak 2021 döneminde sanayi üretim endeksimiz yıllık bazda yüzde 11,9, aylık bazda ise yüzde 1 arttı. Benzer şekilde ihracatımız da aynı dönemde yıllık bazda yüzde 2,3, aylık bazda yüzde 1,6 yükseldi. 2021 senesini salgınla mücadeleyi zafere taşıdığımız ve orta vadede nitelikli büyüme dönemine girdiğimiz bir yıl olarak değerlendiriyoruz. Coğrafi konumu, güçlü altyapısı, şoklara karşı kazandığı dirençle Türkiye’nin Covid-19 sonrası yeniden şekillenecek küresel sistemde hak ettiği yeri alacağına inanıyorum” dedi.
Teknolojide yaşanan hızlı değişimle birlikte rekabet ortamının da yeniden şekillendiğini ifade eden Erdoğan, “Yapay zeka, makine öğrenmesi, büyük veri, nano teknoloji, biyoteknoloji, robotik gibi alanlarda kaydedilen ilerlemeler üretimi, tüketimi, sosyal dokuyu ve politikaları süratle dönüştürüyor. Yakın bir gelecekte akıllı otonom araç teknolojilerini de hayatımızda yaygın şekilde kullanmaya başlayacağız. Bu değişim süreci 10 yıllardır kendi yerli otomobilini üretme hayali kuran ülkemiz için pek çok fırsatı ve tehdidi birlikte barındırıyor. Geleneksel motorlu araç teknolojilerinin baskın olduğu dönemlerde yeni bir marka ile sektöre girmek zorken artık şartlar eşitlendi. Bu durum mevcut otomotiv üreticilerini de geleceğin teknolojilerini içeren yeni yatırımlara zorlamaktadır. Ford Otosan’ın Kocaeli’ndeki yatırımı işte bu dönüşümün en güzel örneklerinden birini teşkil ediyor. Biz de bir taraftan bu yatırımları teşvik ederken diğer taraftan da yerli markamızı geliştirerek ülkemizde rekabetçi bir iklim oluşturmak istiyoruz. Türkiye’nin önüne serilen tarihi fırsat penceresini kaçırmamak amacıyla başlattığımız Türkiye’nin Otomobili Projesi tüm hızıyla devam ediyor. İnşallah ilk seri üretim araçları 2022 yılı sonunda banttan indirmeyi arzu ediyoruz. Elektrikli bağlantılı ve otonom ticari araç üretiminde önümüzdeki 10 yılda Avrupa’da lider, dünyada ise ilk 5’te olmayı hedefliyoruz. Bunun yanında ağırlık verdiğimiz bir diğer alan da batarya modül paket ve hücre yatırımlarıdır. Türkiye’yi dünyanın önemli batarya üretim merkezlerinden biri yapmakta kararlıyız. Yatırımların yanı sıra bilim insanlarımızın Türkiye’deki faaliyetlerine de çok büyük önem veriyoruz. Uluslararası lider araştırmacılar programı ile tersine beyin göçünü destekliyoruz. Buradan bir kez daha yerli veya yabancı bilim insanlarını araştırmalarına Türkiye’de devam etmeye, açtığımız çağrılara başvurmaya, ülkemizin sunduğu fırsatlardan istifade etmeye davet ediyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.