“Türkiye’nin Covid-19’daki İletişim Yönetimi. Halkın Covid-19’la ilgili bilgi arama davranışları ve verilen mesajları nasıl aldığı ile ilgili kamuoyu araştırması” başlıklı çalışma, Yaşar Üniversitesi tarafından Bilimsel Araştırma Projesi kapsamında da destekleniyor. Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Özlem Alikılıç ile Doç. Dr. Ebru Gökaliler’in araştırması, aynı zamanda, Avrupa Halkla İlişkiler Eğitim ve Araştırma Birliği’nin (EUPRERA) 14 ülkede yürüttüğü bir proje kapsamında gerçekleşti.

Proje, EUPRERA’nın Covid-19 salgınında ülkelerin salgın iletişimini incelemek için organize ettiği, Amerika’dan Çin’e, İspanya’dan Finlandiya’ya kadar Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 14 ülkede yürütülen “COM-COVID” isimli uluslararası projeye ülkemizden dahil olan tek çalışma oldu. Bu kapsamda; partner ülkelerle çevrimiçi araştırma toplantıları, araştırma izinlerinin alınması, odak grup çalışmaları, derinlemesine mülakat, pilot test ve Türkiye genelinde alan araştırması yapılıp bulgular analiz edildi. Projenin çıktılarının ise ulusal ve uluslararası kitap haline getirileceği, uluslararası kongrede sunularak ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanarak kamuoyunun bilgilendirileceği belirtildi.

Çeşitli yaş, meslek, eğitim gruplarından katılımcıların yer aldığı çevrimiçi yapılan anketten çıkan verilere göre; Covid-19 döneminde salgınla ilgili bilgi almak için katılımcıların en fazla tercih ettiği platformlar sırasıyla Whatsapp, internet medyası ve Instagram oldu. Bu üçlüyü televizyon, Youtube ve Twitter takip etti. Covid-19 sürecinde, salgınla ilgili bilgi alma konusunda kişilerin en çok güvendiği kaynakların başında ise tanıdıkları sağlık çalışanları, prestijli ve tanınmış sağlık uzmanları ile sağlıkla ilgili oda ve birlikler geldi. En az güvenilen kaynaklar ise sosyal medya fenomenleri ile alternatif terapi yöntemleri öneren kişiler oldu.

“El yıkamak ve mesafeyi korumak, hastalığa karşı koruma sağlar”

Anketin bir bölümünde kişilere, bu süreçte doğruluğuna en çok inandıkları bilgiler de soruldu. Bu bilgilerin sıralamasının başında, “El yıkamak ve insanlara karşı mesafeyi korumak hastalığa karşı koruma sağlar”, “Yalnızca acil durumlarda başka sağlık sorunlarımla ilgili hastaneye gitmeliyim”, “Covid-19 ile ilgili yapılan şakalar yanlış anlaşılmaya sebep olur”, “Covid-19, virüsün bulunduğu eşyalara dokunduğumuzda bulaşabilir” geldi. Doğruluğuna en az inanılanlar ise “Eğer semptomum yoksa hastalığı bulaştırmam”, “Evde kalmak dayanışmayla alakalı ama ben dışarı çıkarsam risk oluşturmam”, “Covid-19 göç nedeniyle oluştu” ve “Eğer yaşlı ve hasta değilsen, normal hayatına devam edebilirsin” düşünceleri oldu.

Covid-19 sürecinde verilen üç temel mesajın hangileri olduğu sorusuna ise katılımcıların yüzde 30’u, Covid-19’un hızla yayılabildiğini, Sağlık Bakanlığından yapılan uyarılar sonucunda 65 yaş üstü ve kronik hasta kişileri korumak adına evde kalınması gerektiği, yanıtını verdi. Yüzde 23’ü salgının hızla yayılması nedeniyle evde kalınması ve ekonominin daha fazla etkilenmemesi gerektiğini belirtti. Yüzde 20’si, Covid-19’un en çok 65 yaş üstü ve kronik hastalığa sahip kişileri etkilediğini düşünürken yüzde 15’i salgının tehlikeli olduğunu ve sınır kapılarının yüksek vaka sayılarının görüldüğü ülkelere kapatılması gerektiğini ifade etti.