CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın, 15 Temmuz şehitleriyle ilgili "O ölen 250 vatandaşımızın katili devlettir. Bunu açık açık bir vekil olarak söylüyorum" demişti. AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, "Demek ki halkın sokağa çıkması ve darbeyi akamete uğratması CHP'li Akaydın'ı hüsrana uğratmıştır. Bu söylemler açık şekilde FETÖ'nün algı operasyonlarına CHP tarafından verilmiş bir destektir" açıklamasını yapmıştı.

AKAYDIN'DAN YENİ AÇIKLAMA

CHP'li Mustafa Akaydın, darbe girişimine ilişkin açıklamalarının eleştirilmesini değerlendirdi. Akaydın, "Maalesef son 1 yılda 15 Temmuz'un bir kutlama gibi öne çıkarılması beni rahatsız ediyor. Çünkü 15 Temmuz darbe teşebbüsü çok tartışılacak, üzerinde çok yazılar yazılacak, hakkında konuşulması çok erken bir darbe teşebbüsü. Bunun bir bayram gibi değil de facia gibi bir kara olay gibi bir matemin anılması gibi etkinliklerin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Söylediğim basında çıkan her sözümün arkasındayım. Açıkça bizim Darbe Komisyonu'ndaki muhalefet şerhimizde de aynen yazıldığı gibi 15 Temmuz darbe teşebbüsünün öngörülen, önlenemeyen ve sonuçlarından da yararlanılan bir darbe teşebbüsü olduğunu söylüyorum ve bunun bu şekilde değerlendirildiğinde kontrollü bir darbe girişimi olduğunu söylüyorum" diye konuştu.

"BİR DARBE TEŞEBBÜSÜ VAR FAKAT BUNUN SORGULANMASI LAZIM"

Darbe girişiminin birçok yönden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan CHP'li Akaydın, şunları söyledi: "15 Temmuz'da şehit olan 248 kardeşimizin aziz hatıralarına saygıyla söylüyorum. Bunun hesabının verilmesi lazım, bunun sorumlularının açıklanması lazım. Ben şehitlerimizin kanını savunuyorum, anıları önünde de saygıyla eğiliyorum; ama 15 Temmuz Derneği tarafından çarpıtıldığı için bunlar yanlış yorumlanıyor. Ben, '15 Temmuz darbe teşebbüsünde FETÖ'nün parmağı yoktur' demedim. FETÖ'yü aklamaya da çalışmadım. Bu bir darbe teşebbüsüdür; ama birçok yönden değerlendirilmesi lazım. Cumhurbaşkanı'mız, 'Bu 15 Temmuz darbe teşebbüsü Allah'ın bize bir lütfudur' dedi. Ne demek bu? Yani biz bunun sonuçlarından yararlanıyoruz, demek. Eğer bir devlet büyüğü, devlet adına böyle bir konuşmada bulunuyorsa bunun sorgulanması lazım. Yani bu darbe teşebbüsünün tiyatro tarafı var. Açıklanmaya muhtaç tarafları var. O gece Boğaz Köprüsü'nde silahlı bir güç var. Bu gücün karşısına halkı niye yönlendiriyorsun? Silahlı Kuvvetler bir kalkışma yapıyorsa polis gücü var. 250 bin kişilik polis ordusu var. Üstelik son yıllarda bazı özel nedenlerle oldukça ağır silahlarla donanmış polis gücü var. Bu polis gücünü sahaya sürmüyorsun masum insanlara diyorsun ki 'Gidin direnin'. Bu insanlar orada da şehit oluyorlar. Bunun hesabının sorulması lazım. Benim söylediğim bu. Benim söylediğim 15 Temmuz'u hafife almak değil. Bir darbe teşebbüsü var; fakat bunun sorgulanması lazım."