Başbakan Binali Yıldırım, Erbil'in takındığı tutumuna ilişkin olarak 'Kuzey Irak yönetimi ne karar alırsa alsın. Bugün geldiğimiz noktada onların alacağı kararın yaptıkları tahribatı telafi edecek bir sonuç doğurmayacağı aşikardır. Yanlış hesap yapmışlardır. Yanlış hesap da Ankara’dan Bağdat’tan Tahran’dan geri dönmüştür.' dedi.  Somali Başbakanı ile ortak basın toplantısı düzenleyen Yıldırım Kuzey ırak referandumu sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin soruyu cevapladı.

'HUDUT KAPILARININ KONTROLÜ MERKEZİ HÜKÜNETE AİTTİR'

Yıldırım, "Alternatif ticari güzergahtan bahsediliyordu. Bu konuda somut bir plan konuşuldu mu detayları nedir? Referandum sonuçlarını dondurma talebini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu cevabı verdi:

Sayın İbadi ülkemize bir ziyaret yaptı. Cumhurbaşkanımızla, bizimle görüşmeler gerçekleştirdi. Irak anayasasına göre hudut kapılarının kontrolü merkezi hükümete aittir. Bu çerçevede ırak hükümeti de havaalanlarının, hudut kapılarının Kuzey bölgesel yönetiminden alınarak kendi kontrollerine geçmesi için bir çalışma başlatmıştır. Bu konuda biz, merkezi ırak hükümetinin bu talebine yönelik gerekli desteği veriyoruz. Dolayısıyla Irak’a girişimiz olan, ana girişimiz olan Habur Kapısı, Halil İbrahim kapısının ırak merkezi hükümetine teslim edilmesi konusunda birlikte çalışıyoruz. Kontrolün ırak merkezi hükümete geçmesiyle beraber, mevcut güzergah Kuzey Irak’tan devam etmekte ve oradan Kerkük’e Bağdat’a uzanmaktadır. Bunun yanı sıra yine Habur’dan biraz daha batısından yeni bir güzergahın da açılması konusunu görüştük. Irak tarafı da müspet bakıyor. Bu kapının açılması konusunda da birlikte çalışacağız.

“YAPTIKLARI TAHRİBATI TELAFİ ETMEZ”

Kuzey Irak yönetimi ne karar alırsa alsın. Bugün geldiğimiz noktada onların alacağı kararın yaptıkları tahribatı telafi edecek bir sonuç doğurmayacağı aşikardır. Yanlış hesap yapmışlardır. Yanlış hesap da Ankara’dan Bağdat’tan Tahran’dan geri dönmüştür.

Bundan sonra Irak İran ve Türkiye olarak bölge için daha etkin bir çalışma içerisinde olacağız. Baştan beri söylediğimiz şey, biz orada yaşayan masum insanlarla bir meselemiz yok. Onların geleceğini düşünmeden onların geleceğini huzurunu tehlikeye atan sorumsuz yöneticilere sözümüz var. Ve o sözümüzü de söyledik. İşte geçen zaman bizi haklı çıkardı. İnşallah bu ve buna benzer maceralara bir daha kalkışma olmaz. Zaten bölgede yeterince sıkıntı var, bunları kenara bırakıp fırsattan istifadeye kalkarak oldu bitti yapmanın ne kadar yanlış bir şey ol