Uzun yıllar madde bağımlılığına karşı mücadele veren ve sayısız genci uyuşturucudan kurtaran emekli polis ve Bilişim Suçları Uzmanı İsa Altun, meslekteki süresini doldurdu ancak savaşı bırakmadı. İsa Altun'dan bir uyarı da medyaya geldi. Madde bağımlılığı ile mücadelenin sadece devlet olanaklarıyla sınırlı olmaması gerektiğini, toplumun her kesimini ilgilendirdiğini belirten Altun, uyuşturucuyla mücadelede medyaya da büyük görev düştüğünün altını çizdi. Altun, medyada "Esrar kansere karşı ilaç olarak kullanılacak ya da X ülkede yasal olarak tıpta kullanılıyor şeklindeki ifadeler bu maddeyi aklamak ya da teşvik etmekle eş anlamlıdır. Bu son derece tehlikeli bir yaklaşım tarzı. Bilhassa kimlik ve kişilik arayışının zirvede olduğu ergenlik dönemindeki yaş grubunun da aklını karıştırmakta. Kaldı ki esrar maddesinin içindeki tetrahidrakarbon maddesinin uzun süreli kullanımlarda halüsinasyon görmeye neden olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir. Esrar asla masum bir madde değildir" diyerek, kullanılacak haber dilinin önemine dikkat çekti. 

KOKU TEŞVİK EDİYOR

Ele geçirilen maddelerle ilgili haber yapılırken "Piyasa değeri milyonluk uyuşturucu maddeler ele geçirildi" ibaresinin de kullanılmaması gerektiğini belirten Altun, "Ergenlerin ve bireylerin algısında madde ticareti kısa yoldan köşeyi dönmek için uyuşturucu ticaretine özendirebilir. Bu tarz habercilik anlayışı teşvik edici ve çok yanlıştır" dedi. Aşırı dozda madde alarak hayatını kaybeden bireyler için atılan "Altın vuruş ya da altın doz yaptı ve öldü" başlıklarına da tepki gösteren Altun, "Bu da özendirici bir dile hizmet eder. Ayrıca, piyasada daha çok ergenlerin kullandığı 'bali' ya da 'tiner' adıyla yer alan kimyasalların kokusu da değişmelidir. Bu maddeleri kullanan bağımlılarla yaptığım görüşmelerde kokuların teşvik edici olduğunu belirtti. Tiner ya da balinin kokusunun tiksindirici olması gerekir" şeklinde konuştu.

'KİMYASAL TERÖR İFADESİ OLMALI'

Haberlerde 'uyuşturucu madde' ibaresi yerine 'kimyasal terör' ya da 'öldürücü madde' tabirinin okuyucu üzerinde daha etkili olduğunu anlatan Altun, "Görüştüğümüz bağımlılar günlük sorunlardan kaçmak için 'uyuşmak' ifadesini kullandı. Dolayısıyla doğal ya da kimyasal olarak sonuçta kişinin ruh ve beden sağlığını bitiren bu maddeler için en uygun dil 'kimyasal terör ya da öldürücü maddeler' ifadesidir" dedi. "Gazetelerin 3. sayfasında 'Çocuk ya da ergen yaşta bağımlı oldu, tuzağa düşürüldü' gibi ifadelerin yanı sıra 'kurban' gibi ifadelerin de haber dilinde kullanılmasının önüne geçilmeli" diyen Altun, toplumu zehirleyen, hayatları karartan suç çetelerinin elebaşları için 'baba, patron ya da baron' gibi özendirici ifadelerden süratle kaçınılması gerektiğinin altını çizdi. 

TEDAVİSİ MÜMKÜN

Altun, "Televizyon ya da gazetelerde verilen demeçlerde, 'Uçurur, zevk verir, kanatlandırır ama sonrasında süründürür' gibi görsel sunumlar ve ifadeler internet ortamında sergilenmektedir. 'Kimyasal terör' asla uçurmaz. Kanatlandırmaz. Bu gibi sunumların görsel medyada yer alması teşvik edicidir" şeklinde konuştu. Madde bağımlılığının durdurulabilen bir beyin hastalığı olduğunu ve tedavi edilebildiğini anlatan Altun, "Bazı yayın organlarında sanki tedavisi zormuş ya da imkânsız gibi bir algı yaratmak, bağımlı olup da tedavi olmak isteyenlerin umudunu kırıyor" dedi. 

Sibel GÜLERSÖYLER