Çanakkale Boğazı'nı geçemeyeceklerini anlayınca Gelibolu Yarımadası'na karadan çıkarma yaparak buradan boğaza ulaşmayı deneyen İtilaf Devletleri'nin umutlarının yok edildiği 10 Ağustos Anafartalar Zaferi'nin 107'nci yıl dönümü kutlandı. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı ev sahipliğinde, Gelibolu Yarımadası'ndaki Conkbayırı'nda Atatürk anıtı önünde düzenlenen törene, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Turhan Ecevit, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Avustralya Kraliyet Donanması Askeri Ataşesi Albay Benjamin Esler, Avustralya'nın Çanakkale Başkonsolosu Lucas Rodson ile gaziler ve davetliler katıldı.

Anıta çelenk konulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, konuşma yaptı. Bugünün tarihi bir gün olduğunu söyleyen Kaşdemir, "Sözlerimin başında bize bu toprakları vatan yapanları saygı ve rahmetle anıyorum. Anafartalar kahramanı, Çanakkale'nin muzaffer komutanı Kurtuluş Savaşı'nın başkomutanı Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet minnet ve şükranla anıyorum. Şu an tören yapmış olduğumuz tepe vatan parçası Conkbayırı'ndayız. Ve bu tepenin elde tutulması için, bu tepenin elde kalması için vatan parçası olmaya devam etmesi için çok büyük bedellerin ödendiği ve tabiri caizse kıyametin koptuğu bir alandayız. Lütfen bir an için gözlerimizi hafifçe kapatıp buradaki o hengameyi, buradaki o fedakarlığı, buradaki o kahramanlığı tahayyül etmeye çalışalım" dedi.

'ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DİYE DÜNYAYA İLAN EDİLDİĞİNİ ANLAMAYA ÇALIŞALIM'

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hani Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle burada Mehmetçik'in 'Allah,' Allah' diyerek hücum ettiği o asumani gulgule, asumani gök gürültüsüne benzeyen o haykırışları duymaya çalışın. Ve bu tepenin, bu toprakların, Çanakkale'nin nasıl bir fedakarlık sonunda Çanakkale geçilmez diye dünyaya ilan edildiğini anlamaya çalışalım. 107 yıl önce bugün bu coğrafyada, bu topraklarda uzun yıllardan beri devam eden bir geri çekilmenin, tabiri caizse sona doğru giden bir yolun başlangıcının aslında bir yolun başlangıcında doğduğu, bir yok oluş sürecinden bir var oluş destanının yazılmış olduğu bu topraklardayız. Kararan memleket ufuklarında bir güneş gibi Mehmetçik'in süngüsünü parlatanlara bin selam olsun. Burada askeriyle beraber destan yazan ve cephenin en önünde geçerek kırbacını havaya kaldırıp, 'Size ölmeyi emrediyorum' diyenlere bin selam olsun. Ve bu topraklarda vatan, millet, kutsal değerler, bağımsızlığımız söz konusu olduğu zaman bir gül bahçesine girer gibi kara toprağa girenlere bin selam olsun. Saygıdeğer misafirlerimiz. Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı olarak işte bu müstesna vatan topraklarında hadimlik görevimizi icra ediyoruz. Burada ortaya çıkan o Çanakkale ruhunu ve o büyük kahramanlık örneğini ve o fedakarlığı her daim canlı tutmaya gelecek kuşaklara aktarmaya gayret gösteriyoruz."

'TARİHİ BİR GÜNE ERİŞMİŞ BULUNUYORUZ'

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam ise anlamlı bir günde olduklarını belirterek, “Gelecek nesillerin doğru bir şekilde anlaması gerekiyor. Pek çok acıları kaşımak için değil, düşmanlıkları arttırmak için değil, belki de dostlukları pekiştirmek için anlatılması gerekiyor. O tarihte büyük bir zaferi kazanmış ve dünyaya gerçek anlamda Türk insanının, Türk halkının sesini en doğru şekilde duyurmuş kahraman askerimiz, kahraman milletimiz, büyük bir zaferle bugünü tamamladı ve 10 Ağustos'ta bütün dünyaya şu mesajı verdi; 'Ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun, bu toprakların geçilmesini engelleyeceğiz.' Ve savaşın aslında dönüşünü ve kaderini belirleyen bir zafer olarak tamamlanmış oldu. Tabii unutulmaması gereken birçok dersler de var. Gerek taarruz yapan devletler açısından o dönem için gerekse savunmayı yapan Türk halkı için ve dostlarımız, müttefiklerimiz için 107 yıl önce büyük bir komutanlıkla, büyük bir azimle, elinde kırbacıyla ön cephede ilk sinyali, ilk hareket emrini veren bir liderlik hareketiyle milletinin önüne önderlik yapma çalışmasının ilk başlangıcını yaparak büyük bir zaferi kazandıktan sonra aslında kısa bir süre sonra 1'inci Dünya Savaşı mağlupları olarak maalesef birçok acılar yaşanması devam etti. Ama güzel olan şu ki; aradan geçen 6 sene sonra burada yapılan büyük çalışmanın neticesinde oluşturulan kadro hareketi ve liderlik hareketi çerçevesinde demin de sayın başkanımızın ifade ettiği gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasının belki de ilk çalışmaları yapıldı. Buradaki zaferle 6 sene sonra Sakarya Meydan Muharebesi'nde, istiklal mücadelesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin tekrar inşası ve kurulması ve ‘Bittik, tükendik, son noktadayız’ denildiği noktada yeniden küllerinden doğan bir devletin ortaya çıkmasına vesile olacak, aslında bir azmin de başlangıcı olmuş oldu" dedi.

'BARIŞ TESİS EDİLMİŞ DURUMDA'

107 yıldır boğazın sularında barışın tesis edilmiş durumda olduğunu ifade eden Çam, "2'nci Dünya Savaşı'nda da açlık ve kıtlığın yaşanmasına rağmen başta tahıl ambarlarının doğru bir şekilde dolması için gıda transferleri başta olmak üzere her türlü imkandan en güzel şekilde yapıldı. Ve bugün maalesef 3'üncü Dünya Savaşı'nın bile konuşulduğu, kuzeyimizde, Karadeniz'deki, Ukrayna- Rusya savaşıyla birlikte gelen birtakım sıkıntılar çerçevesinde halen daha Türk milletinin 107 yıl önce ödemiş olduğu o bedeller sayesinde bütün bu denizlerin barış ve huzur içinde dünyaya hizmet ettiğini, Afrika'daki kıtlığa çözüm ürettiğini, Asya'daki dengelerin, Avrupa'daki dengelerin adaletli bir şekilde çözülmesine katkı sağlayan güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti olarak bu varlığın devam ettiğini de görmek gerekiyor. Dolayısıyla büyük bedeller ödendi. Ama bütün devletlerin unutmaması gereken bu bedeller neticesinde de 1'inci Dünya Savaşı'nda yok olan, biten bir imparatorluktan sonra yeniden doğan bir Türkiye Cumhuriyeti'nin dünya barışına ne kadar kıymetli bir katkı sağladığını ve her vesileyle de aslında yük aldığını bu vesileyle hatırlatmak istiyoruz" diye konuştu.

Tören Kur’an-ı Kerim ve dua okunmasının ardından sona erdi. Ayrıca, Küçük Anafarta köyünde mevlit okutuldu.