Kuzey Kıbrıs'ta turizme alternatif yol belirlenmesi için 'Alternatif Bir Rota: Vakıf Şehir Lefkoşa' etkinliği düzenlendi. Lefkoşa Girne kapısında yapılan etkinliğe Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, Başbakan Tufan Erhürman ve Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu katılırken, açılış yürüyüşü gerçekleştirildi. Türkiye Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün öncülüğünde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, Kıbrıs'ın, Osmanlı Devleti tarafından fethedildiği 1571'den bugüne 'Vakıf Adası' olarak bilindiğini söyledi. Çavuşoğlu, "Sadece 150 önce topraklarının yüzde 14’ü vakıf mülkü olan Kıbrıs’ta ecdadımızın asırlar boyunca nadide bir nakış gibi işlediği vakıf eserlerinin gelecek nesillere tanıtılması ve turizm destinasyonları haline getirilerek KKTC ekonomisine de destek olmayı amaçladığımız projemizin açılışını gerçekleştiriyoruz” dedi. Kıbrıs’taki Osmanlı Vakıfları'nın varlığının ve bunlara ait kültür varlıklarının ayakta durmasının Kıbrıs Türkleri'nin mücadelesinde Müslüman Türk kimliğinin adadaki en önemli belgesi olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Vakıf arşivlerine göre, Kıbrıs genelinde 202 cami, 15 tekke, 8 medrese ve daha nice eser bulunduğunu ve bunların önemli kısmı KKTC sınırları içerisinde" diye konuştu.

'İNSANLIĞIN ORTAK MALI'

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ise Kıbrıs ve özellikle Lefkoşa’nın, medeniyetler buluşmasına sahne olduğunu belirterek, "Bu güzel düşünceyi beyinlerinde canlandıranları, sonra da eyleme dönüştürenleri kutluyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilgili bakanlık ve kurumlarıyla iş birliği içerisinde bu güzel etkinliği planlayan Vakıflar İdaremize ve yöneticilerimize de ayrıca teşekkür ediyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti: "Osmanlı Dönemi'nden kalan eserler, bizim bu adadaki varlığımızın tapu senetleridir. Her şey insanlığın ortak malıdır, kültürel anlamda hepsine sahip çıkmamız lazım ama bu topraklarda Kıbrıslı Türkler vardır. Onlar bu topraklarda yüzyıllardır vardırlar, mevcutturlar diyebileceğimiz eserler bu vakıf eserleridir. Onların sadece bu büyük mimari değerleri olan eserleri değil, bu ayrımı da yapmak istiyorum. Çünkü Osmanlı tipi konut mimarisinin Lefkoşa’da güzel örnekleri var; Arabahmet Mahallesi bunların çok güzel örneklerinin olduğu, cumbalı evlerin, iç avlulu evlerin olduğu güzel mekanlarımız, mahallelerimiz vardır. Çoğu zaman bunları yeteri kadar koruyamıyoruz. Bir şehir, sadece önemli eserleri ile değil; dokusu ile de sokaklarının yapısıyla da o sokaklara uzanan cumbalarının, o cumbalı evlerin, o Osmanlı mimarisinin korunmasıyla da yakından ilişkilidir. O nedenle korumaya müsait ve ihtiyaç içinde olan nice şehir dokularımız da vardır."