Diyarbakır'ın Dicle ilçesine bağlı bir köyde ailesi ile birlikte yaşayan E.B., 4 Temmuz 2016 günü jandarma karakoluna başvurarak, köylerindeki caminin bahçesinde U.K. adlı kişinin cinsel istismarına maruz kaldığını iddia etti. Küçük kızın şikayeti üzerine olayla ilgili soruşturma başlatılırken, gözaltına alınan şüpheli U.K. ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan mağdurun psikolojik destek alması gerektiği tespit edilirken, küçük mağdurun, şüpheli U.K.'nun ağabeyinin baldızı olduğu öğrenildi.

RUHSAL OLARAK KENDİNİ SAVUNABİLECEK DURUMDA RAPORU

Soruşturma kapsamında Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilen mağdurun, cinsel istismar olayında ruhsal olarak kendini savunabilecek durumda olduğu, ancak uğradığı cinsel istismar sonrası ruh sağlığının bozulduğunun tespit edildiği belirtildi. Delillerin toplanmasının ardından soruşturmayı tamamlayan savcılık, U.K., hakkında 'Zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı' suçundan 4 yıldan 14 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. İddianamenin kabul edilmesinin ardından sanık U.K.'nin tutuksuz yargılaması Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı.

İfadesi alınan U.K.,mağdurun 3 ay önce kendisine arkadaşlık teklif ettiğini belirterek, "Teklifi kabul etmedim. Olaydan bir gün önce beni cami bahçesine çağırdı. Kuzenim ile birlikte cami bahçesine gittiğimizde mağdur bekliyordu. Mağdura, 'Peşimi bırak, ben evleniyorum' dedim. Camiden ayrılırken bana 'Senin başına bir olay getiririm' şeklinde sözler söyledi. Ben oradan uzaklaştım. 2 gün sonra karakola getirilince olayı öğrendim. Mağdur ile zorla ilişkiye girmedim. Ben mağdurun arkadaşı ile sevgiliydim. Mağdur da beni seviyordu. Ben onu sevmediğim için bana iftira attı. Beni zorla camiye çağırdı" dedi.

'PSİKOLOJİM BOZULDU'

Mağdur E.B. ise, sanık ile 2 ay önceden tanıştığını belirterek, "Ben sanığı telefonla aradım. Telefonda benimle buluşmayı teklif etti. Ben telefonla görüşmek istedim. Ancak, bana söyleyeceği şeylerin çok önemli olduğunu, telefonda söyleyemeyeceğini söyledi. Bunun üzerine Camii bahçesinde buluştuk. Abdest alma yerinde tişörtümü çıkarmak istedi, buna izin vermedim ama engel olamadım. Burada 'Seni seviyorum' diyerek cinsel istismarda bulundu. Ben bağırmaya başlayınca, kuzeni duvarın üstüne çıkarak bize baktı. Sanığa, 'Yazıktır ne yapıyorsun?' dedi ve gitti. Sanık daha sonra oradan ayrıldı. Eve gidip olayı aileme anlattım. Olay nedeniyle psikolojim bozuldu" dedi.

KIZIMIN SAĞLIĞI YERİNE GELSİN

Mağdurun babası A.B. ve annesi H.B. de, sanık hakkında şikayetçi olduklarını belirterek, "Kızımız cinsel saldırıya uğradığını söyledi. Bunun üzerine şikayetçi olduk. Kızımızın psikolojisi bozuldu. Sürekli ilaç kullanıyor. Kardeşlerine ve bize kötü davranıyor. Devletimizin bu işe bir çare bulmasını istiyoruz. Psikolojik yardım yapılmasını istiyoruz. Devlet yurdunda kalmasına da razıyız. Yeter ki sağlığı yerine gelsin ve mutlu olsun. Olay nedeniyle 6 bin lira maddi zararımız vardır" dediler.

MAHKEMEDE OLUMSUZ BİR DAVRANIŞ GÖRÜLMEDİĞİ İÇİN İNDİRİM

Kararını açıklayan mahkeme, sanık U.K.'yi 'Çocuğun cinsel istismarı' suçundan alt sınırdan 8 yıl hapis cezasına çarptırdı. Eylemin birden fazla kez işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle ceza artırımı yapmayan mahkeme, sanığın duruşmada olumsuz bir tutum ve davranışı görülmediği için 'İyi hal' indirimi uygulayarak cezayı 6 yıl 8 aya indirdi.

Mahkeme gerekçeli kararında, sanığın olay tarihinde 13 yaşındaki mağdura karşı 'Cinsel istismar' suçunu işlediği, öpüşme eyleminin sarkıntılık sınırlarını aşan nitelikte bir cinsel istismar eylemi olduğu belirtildi. Sanığın eylemini birden çok kez gerçekleştirdiği yönünde kuşku sınırlarını aşan bir delil bulunamadığını belirten mahkeme, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmadığını kaydetti. Mahkeme, sanığın tutuklanmasına karar vermedi.